Teşvik hatası giderek büyüyor

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, vergi indirimlerini açıkladığı basın toplantısında, sorular üzerine teşvik verilen il sayısının artırılacağını söylemiş.

Halbuki uzun zamandan beri Erdoğan’ın sözünü ettiği bu teşvikler tartışılıyor ve bunun yanlışlığı herkes tarafından dile getiriliyordu.

Erdoğan 31 ile verilen teşviklerin genişletilmesini istiyor. Büyük ihtimalle 51 ile bu teşvikler genişletilecek. Bu sayının değişik kriterlere göre artabileceği de tahmin ediliyor.

Verilen teşviklerin 51 ile genişletilmesi halinde, bu bir anlamda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın organize sanayi bölgelerinde boş olan arazileri tahsis etmeye karar verdiği iller olacak. Yani kalkınmada öncelikli yöreler tanımına uygun bir hale gelmiş olacak.

31 ile teşvik uygulamasına kalkınmada öncelikli iller uygulaması yanlış olduğu varsayımıyla geçilmişti. Dolayısıyla yine aynı standartlara geri dönülmüş olacak.

Sanayi Bakanlığı’ndan sızan bilgilere göre; 51 olan il sayısı birkaç il daha artırılabilirmiş. Ancak çalışmalar bildiğimiz kadarıyla gizli yürütülüyor. Başbakanlık ile Sanayi Bakanlığı arasında evraklar gidip geliyor.

Kapsama girecek iller gizli tutuluyor, çünkü haklı olarak kapsam dışında kalacak olan illerden büyük tepki geliyor. Bütün milletvekillerinin, kendi illerinin kapsama dahil edilmesi için uğraştığı, bu nedenle illerin gizli tutulduğu kaydediliyor.

Başından beri savunduğumuz gibi; illere göre teşvik verirseniz, bu uygulama giderek yaygınlaşır, neredeyse büyükşehir dışındaki tüm illere zaman içinde yaygınlaşır. Öyle olunca da bütün illere teşvik verilmiş olur. Yani teşvikler teşvik olmaktan çıkar...

Adım adım buraya doğru gidiyoruz. Olacağı buydu, çünkü daha önceki teşvik uygulamalarında da bu seyri yaşamıştık...

Peki ne yapılması gerekir denirse, aslında bunun yanıtı uzun zamandır bürokrasi ve iş alemi içinde tartışılıyor. AB hedefi doğrultusunda bir formül bulunması gerektiği, sektörel ve bölgesel teşviklerin gündeme gelmesi kaçınılmaz görülüyor.

Bunun için Türkiye’nin bir sanayi envanterinin çıkartılması gerekiyor.
AB ile sektörel bazda girişilecek pazarlıklar için, zaten bu tür bir araştırmaya ihtiyaç var. Bu araştırma sonuçlarına dayanarak hangi sektöre hangi bölgelerde teşvik verileceğinin, ne kadarlık teşvik verileceğinin ortaya çıkması gerekiyor. Bunu yaparken AB kriterleri çerçevesinde kalınması önemli. Ama bundan daha önemlisi Türkiye’nin küresel dünyada, hangi alanlarda rekabet gücü olduğunu, hangi sanayi veya hizmet alanlarında yoğunlaşıp, hangi alanlarda söz sahibi olacağının belirlenmesi gerekiyor.

Aksi takdirde her alanda birden söz sahibi olmanın imkanı yok ve olamaz.

İşte bu nedenle illere göre, her sektörün her yatırımın teşvik edilmesi çağdaş bir uygulama olamaz. Bu yöntemin yanlış olduğunu bakanlar da itiraf ediyor ama Başbakan Tayyip Erdoğan’a söz geçiremediklerini belirtiyorlar. Erdoğan’ın 36 ilde verilen verilen teşviklerin yaygınlaştırılmasıyla, yatırımların canlandırılması ve sorun olan işsizliğin bir nebze olsun önlenebileceğini düşündüğünü ama bunun yanlış olduğunu söylüyorlar.

TOBB başta olmak üzere özel sektör ise sektörlere göre teşviklerin saptanmasından yana.

Bu uygulamanın devamı AKP açısından da sorunlar doğuracak, küskün sayısı artacak ama buna rağmen neden ısrar ediliyor, anlaşılır gibi değil.

Kimsenin şüphesi olmasın ki; mevcut teşvik sistemi işsizlik dahil hiçbir soruna çözüm olamayacağı gibi, Türkiye’nin geleceğini düşünen bir teşvik de değil. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde değiştirilmek zorunda. Bunu önceden görüp biran önce kapsamlı araştırma yapılmaya başlansa iyi olur ama böyle bir hareket de görülmüyor.

Herhalde, yine iş dayatınca yanlıştan döneceğiz...
Yazarın Tüm Yazıları