Telekom ihalesi tüm özelleştirmeleri etkiler

TELEKOM ihalesi konusunda hafta başından bu yana çıkarılan patırtıyı anlamak mümkün değil. Bir yandan ihalede, herkesin gözü önünde havlu atan şirket çıkıp, ‘Aslında benim iş planım daha iyi’ ya da ‘Ben bu parayı peşin veririm, ona göre teklif verdim’ diyebiliyor.

Ardından bir Bakan çıkıp, ihalenin ikinci olana verilebileceğini ima eden açıklamalar yapıyor. Bundan cesaret bulup, ikinci şirketin sahibi tekrar sahneye çıkıp, aslında ihalenin kendilerine verilmesi gerektiğini çağrıştıran açıklamalar yapmaya devam ediyor.

İnanılacak gibi değil...

İhale şartları belli, ihalenin en yüksek teklif sahibine verileceği açıkca yazıyor, iş planlarına bakılıp belli oranı tutturduktan sonra zaten talipler ihalenin son aşamasına çağrılıyor, yani ihaleye çağrılan 4 kuruluşun hepsinin iş planı zaten uygun bulunmuş ama bu unsurlar açıkca ortada iken, sanki bunlar belirsiz unsurlarmış gibi spekülasyon yapılabiliyor.

Bizce son günlerde çıkarılan bu tür spekülasyonlar çok gereksizdi. Herşeyden önce de gerçekten başarılı bir ihale süreci işleten Özelleştirme İdaresi çalışanlarına yapılmış çok büyük bir haksızlıktı. Eğer altında başka ‘hinoğlu hin’ yoksa, büyük bir cahillikdi de...

Şu kadarını söyleyelim ki; eğer Telekom, öyle ya da böyle, bir oyuna getirilip ikinci olan Çalık Grubu’na verilirse, bundan sonra kimse özelleştirme yapılmasını beklemesin.

Evet, bu kadar iddialı konuşuyoruz. Bundan sonra hiçbir yabancı veya yerli yatırımcı, böyle bir fiyasko yaşanması halinde, hiçbir şekilde yapılacak ihalelere güven duyamaz. Bu nedenle de hiçbir ciddi alıcı özelleştirme ihalelerine girmez. Giren olursa şüphe duymak gerekir.

Bildiğimiz kadarıyla, Özelleştirme İdaresi de bu tür dibi olmayan iddialara şaşırmış durumda. İdare yetkilileri daha çok çalışanlardan ve hukuki olarak eleştiriler gelmesini bekliyorlardı. Bütün bu ciddiye alınabilecek iddialara ise daha sonra yanıt vermeyi planlıyorlardı. Ama hem tartışma ummadıkları bir noktaya geldi, hem de zamanlama öne çekildi.

Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci’nin dün yaptığı açıklama bizce yerinde bir davranıştı. Bu tür spekülasyonlara son verilmesi gerekiyordu. Sadece Telekom için değil, bundan sonraki özelleştirmeler için de bu tartışmaların zamanında kesilmesi gerekiyordu.

ENDİŞELER VARDI...

Kilci ihale şartnamesinde açıkca da yazıldığı gibi, tüm fiyat tekliflerinin toplam fiyat tutarı üzerinden değerlendirileceğini, satış bedelinin tamamının devir tarihinde peşin ödenmesi halinde yapılacak indirim ile vadeli ödemede uygulanacak faizin, tekliflerin değerlendirilmesinde ‘hiçbir surette’ dikkate alınmayacağını söyledi.

İhale komisyonunun ihalede birinci sırada yeralan Oger Telecom Ortak Girişim Grubu ile ikinci sıradaki Etisalat-Çalık Ortak Girişim Grubu’nun tekliflerinin Rekabet Kurulu’na bildirilmesine karar verdiğini kaydeden Kilci, ‘Komisyon ancak bu teklif sahibi ile sözleşme imzalanmasının mümkün olmaması halinde, ikinci sırada yeralan teklif sahibi ile sözleşme imzalanabileceğine karar vermiş bu kararı da Rekabet Kurulu’na bildirmiştir’ dedi. Kilci, bu kararın Rekabet Kurulu’nun onayından sonra Bakanlar Kurulu’na sunulacağını söyledi.

Yani Oger ile anlaşma olamaması halinde Çalık Grubu’na verilebileceğine ilişkin karar, son onayı verecek Bakanlar Kurulu’na gönderilmiş. Böylece, Bakanlar Kurulu’nun ihalede birinci sırada yer alan şirket varken, bununla bir sorun bulunmazken, ikinci sırada yeralan şirkete Telekom’u vermesinin önü de kesilmiş durumda.

İhale bitti ama satış aşaması bitmedi. Bu nedenle hálá, ‘Acaba birinci sıradaki şirket by-pas edilip de siyasi otorite satışı ikinci sıradakine mi yapacak?’ endişeleri vardı. Kilci’nin açıklaması bize sanki bu endişeleri de gidermeye dönük bir açıklama gibi geldi...

Bir Bakan çıkıp da böyle açıklama yaparsa, bu endişelerin olması doğal değil mi?

Umarız; başarılı geçen ihale sürecinin yanısıra satış aşaması da, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına uygun biçimde, şaibesiz olarak tamamlanır.
Yazarın Tüm Yazıları