Sosyal güvenlik reformunun önemi

PİYASA yorumcuları, Merkez Bankası Başkanlığı atamasının önemini koruduğunu söylüyorlar. Aslında dün Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, isim açıklamadı ama Başkanlık için atama kararnamesinin imzaya açıldığını, yakında Cumhurbaşkanına çıkacağını söyledi.

Şener, bunun dışında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanlığı için süresi biten Tevfik Bilgin’i önerdiğini ve yakında imzaların tamamlanacağını da söyledi. Ancak bu işin içinde bir iş var gibi geldi bize. Demek istediğimiz şu ki; Başbakan Tayyip Erdoğan ve özellikle Devlet Bakanı Ali Babacan’ın bu isme şiddetle karşı çıktığını biliyorduk Yani Bilgin’in yeniden atanmasına büyük direnç vardı. Bakan Şener, bu ismi "emrivaki olsun" diye mi açıkladı, yoksa gerçekten uzlaşma sağlandı mı bilemiyoruz. Bu nedenle Sayın Şener bu ismi açıklasa da, kişisel olarak şüphemizin devam ettiğini söylemeliyiz.

Merkez Bankası Başkanlığı için üzerinde mutabık kalınan bir isim oldu mu, mutabık kalınsa bile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer bunu kabul edecek mi, henüz bunu da bilmiyoruz.

Ancak bu açıklamanın ardından zaten gevşemeye başlayan "Merkez Bankası Başkanlık krizi" nin biraz daha gevşediğini, piyasaların "Hükümetin Cumhurbaşkanının onay vereceği bir ismi belirlemeye ikna olduğu" şeklinde bir havanın oluşmaya başladığını söylemeliyiz.

Bu arada piyasa yorumcularından bazıları ise gerilimin giderilmesi ve piyasaların yeniden atağa kalkması için, dış faktörlerin dışında, içeride Merkez Bankası Başkanının belli olmasıyla birlikte, sosyal güvenlik reformunun da artık çıkarılması gerektiğini söylüyorlar.

Gerçekten de bu patırtıda sosyal güvenlik reformunun önemi unutulmuş gibi gözüküyor. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, bu reformun önemini sık sık vurgulayan kişilerin başında geliyor. Önceki gece Bosna ziyaretinden dönüşte basın mensuplarıyla yaptığı sohbet toplantısında da, sosyal güvenlik reformunun gerekliliği üzerinde ağırlıkla durdu.

"2007’de öngörülen seçim nedeniyle sosyal güvenlik reformunun gözardı edilme tehlikesi bulunduğu"na dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, bu gecikmenin bedelini kayıtdışı çalışanların, işsiz olan gençlerin çekeceğini, hemen yapılmadığı takdirde ileride sorunun çığ gibi büyüyeceğini kaydetti. 30 yıl sonra çalışma gücünü kaybetmiş insanlara maaş ödenemez, hastahane masraflarının karşılanamaz hale geleceğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, herkesin bu önemli konu üzerinde durması, siyasi otoriteye baskı yapılması gerektiğini söyledi.

MOSTAR VE GÜNEYDOĞU

Tarım reformunun önemi üzerinde duran, ölçek ekonomisinde parçalanmış arazilerde tarım yapmanın hiç anlamı kalmadığını, bu nedenle arazi toplulaştırmasına gidilmesi gerektiğini kaydeden TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, bu arada işsizlik probleminin çözülmesi ve Güneydoğu’daki terör olaylarının önlenebilmesi açısından GAP projesinin bitirilmesine önem verilmesini de istedi. 15 milyar dolarlık GAP yatırımıyla 4 milyon kişiye iş yaratılacağının altını çizen Hisarcıklıoğlu, bu arada başka önlemlerin de alınmasını istedi. Bu kadar yatırımla sulama işinin tamamlanacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Ancak çiftçiyi eğitmemiz de lazım, unutmayalım ki; fazla sulama yapıp birçok toprağı tuzlandırdık" şeklinde konuştu.

Hisarcıklıoğlu’nun da üzerinde durduğu gibi; makro istikrarı koruyup artık mikro projelere ağırlık vermek, işsizliği bununla yenmeye çalışmak gerekiyor. GAP projesi de işsizliği önleyecek projelerin başında gelebilir. Ama tabi ki artık karakucak gitmemek şartıyla...

Aslında Bosna-Hersek gezisinde terörü önlemek için ekonomik koşulların iyileştirilmesinin önemini bizzat gördük. Önceki gün ziyaret ettiğimiz Mostar’da, neredeyse kurşun izi olmayan bina yok gibiydi. Doğası bu kadar güzel bir yer az bulunur ama gelişme, etnik ve dini çatışmalar nedeniyle sağlanamamış. Mihmandarımız, "Şimdi hiç mi çatışma yaşanmıyor, nasıl bir arada çatışmasız yaşanabiliyor" diye sorduğumuzda, ekonomik koşulların bu barış ortamını getirdiğini belirtip, "Paranın dini olmuyor" dedi. Elbette tarafların birbirlerine hala bir yan bakışları var ama "yine çatıştıkları takdirde aç kalacaklarını" artık anlamışlar.

Bosna-Hersek, ekonomik refah ve savaş ilişkisini de ortaya koyan, çarpıcı bir örnek.
Yazarın Tüm Yazıları