Paylaş
Umarız Dışişleri Bakanlığı yaptığı büyük hatayı düzeltir ve rehineler sağ salim ülkeye dönebilirler. Rehineler üzerinden tartışılan Irak’taki olayların, sakin ve sağduyu ile izlenip analiz edilmesinde büyük yarar var. Rehinelere kötü bir şey olursa, olayların büyümesi ve Türkiye’nin seçim öncesi hamasetle hareket etmesi kaçınılmaz. Bölgedeki enerji oyununu yakından izlemeye çalışan bir gazeteci olarak, rehine olayı çözülür çözülmez, Türkiye’nin orta ve uzun vadeli çıkarları açısından bölgenin ve son olayların masaya ciddi olarak yatırılmasını önemli görüyorum. Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki; hükümet K. Irak enerji kaynakları konusunda doğru inisiyatif kullandı. Bu kararın içerideki çözüm sürecinin ilerlemesine de büyük katkı verdiği açık. İşte hem çözüm sürecinin ilerlemesi hem de Türkiye’nin enerji kaynaklarına erişimi ve maliyetlerini azaltması için, bu oyunda kalması, ısrar etmesi ama doğru adımlar atması şart. Son olaylar, bu oyunu kazanmak için bence Türkiye’nin önüne önemli fırsatlar çıkarmış olabilir.
Siyasi yorumcular bu aşamadan sonra ya Irak’ın üçe ayrılabileceğini ya da Maliki’nin ayrıştırıcı politikası yerine daha rasyonel yönetimle, tüm kesimlerin memnun edilerek birliğin korunacağını söylüyorlar. Bence kargaşa birkaç yıl sürebilir ama sonunda üçe bölünse bile İŞİD’in tasfiye edileceği, sunni kesimin daha ılımlı bir yönetime geçmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Irak tek bir devlet olmaya devam ederse zaten sorun olmaz. Yeni Irak düzeninde; K. Irak’ın yanısıra sünni hatta şii kesimindeki enerji kaynaklarının üretim ve pazara ulaşımında Türkiye’nin payını artırabileceği gözüküyor. Her iki ihtimalde de Türkiye’nin K. Irak’la yaptığı anlaşmaları geliştirerek hayata geçirmesi mümkün
Bir başka deyişle; Türkiye son olaylar nedeniyle kesinlikle K. Irak enerji kaynaklarından vazgeçmemeli. Tersine; tüm kesimlerle ilişki içerisinde, etkinliğini artırabilecek fırsat eline geçmiş olabilir, bunu kaçırmamalı.
Hükümet bu oyuna iyi başladı ama şimdiye kadar rasyonel oynayamadı. Hem kişisel ve partisel çıkarlar işin içine girdi, hem de strateji üretecek vizyon sahibi kadrolar olmadığı için çok hata yapıldı. Bundan sonra hataya yer olmamalı.
İSLAMCILARLA YÜRÜRSEK
Hükümetin en büyük hatası, Batı ile birlikte davranıyor görünüp kendi oyununu oynaması, islamcılık ve imparatorluk üzerinden hayal kurması. Son birkaç ayda
hükümet aşırı islamcılara yardımı azaltmak, aşırı İslamcı kuruluşlarla araya mesafe koymak dahil, Batı’nın rotasına
yeniden girmiş görünüyor. Ama eski hayallerin bitmediği “İŞİD yapmaz” denip rehine
verilmesinden de belli oluyor.
Türkiye bölgedeki her oyunu olduğu gibi enerji oyununu da Batı ile birlikte oynamak zorunda. Batı’ya rağmen bir şey yapamayacağını artık görmüş olmalı. K. Irak’ta aldığı sahalarda ABD’li şirketlerle ortaklık yaparak rasyonel davrandı. Batı’nın K. Irak enerji kaynaklarını bizim üzerimizden pazara açmak istediği ama kendisinden habersiz, kendi planlarına ters hareketlere ne yapıp edip izin vermediği açıkça ortada. Rusya gibi oyunu tümüyle etkileme gücü olan bir dev varken, Türkiye zaten bu oyunu Batı’sız oynayamaz, bu çok açık.
Sadece Irak değil, İran’ın enerji kaynaklarının sisteme dahil edilmesinde alacağı rol, Kıbrıs sorununun çözülüp İsrail ile doğalgaz ortaklığına girilmesi, hepsi Türkiye’nin önündeki ciddi fırsatlar. Bu fırsatlar Batı ile birlikte kullanılabilir. Batı’nın bölgede İŞİD gibi aşırı İslamcıların hâkim olmasına izin vermeyeceği açık. Özetle; Türkiye ancak; selefilerle, islamcılarla yolunu hemen ayırıp Batı ile stratejik ve samimi işbirliğine girerek oyunu oynarsa, geleceğini kazanabilir.
Paylaş