Seçim tartışmaları ve büyüme

GEÇTİĞİMİZ gün sohbet sırasında bir Bakan, ‘Ne diyorsun, erken seçim olacak mı?’ diye sordu.

Kendisine şahsi gözlemimin ‘Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar gidebilirse gidip, Çankaya’ya çıkmak isteyeceğini ancak bu arada sürprizlere karşı da 2006’nın her döneminde erken seçim olacakmış gibi hazırlık yapmaya çalıştığı’ biçiminde olduğunu anlattım.

Ardından ‘siz ne diyorsunuz?’ diye sorduğumda, ‘Ben de aynı şeyi düşünüyorum, şu anda alınmış karar yok ama bu alınmayacağı anlamına gelmiyor’ dedi. Ardından da işlerin aslında iyi gittiğini, hükümet olarak başarılı olduklarını belirtip ‘Tek tarım konusunda yaptıklarımızı anlatamadığımızı düşünüyoruz, önümüzdeki dönem buna ağırlık vermek gerekecek’ diye konuştu.

Bu sohbetin ardından, ‘AKP’nin 81 ildeki seçimden sorumlu başkanlarını tam kadro Ankara’ya davet ettiği, cumartesi günü AKP’de zirve yapılacağı’ haberi çıktı.

Yani Ankara’yı yeniden bir seçim telaşı sarmaya başladı. Her ne kadar Başbakan, bakanlar kamuoyuna verdikleri demeçlerde ‘erken seçim vatana ihanettir’ deseler de, aslında bakanlar bile bir erken seçim olup olmayacağını merak ediyorlar. Çünkü ne kadar yakın olsalar da, Başbakan’dan bir işaret henüz almış değiller ama ‘her an olabilir’ fikri de akıllarından çıkmıyor.

Belli ki 2006 yılında sık sık bu tartışmaları yaşayacağız, belki de seçim gerçek olacak...

Seçimi zorlayacak unsurların başında ‘AB şartları’nın gelmesini bekliyoruz. Bir süredir, ‘AB’nin TBMM’den ek protokolün geçişi için fazla bastırmayıp, zaman tanıyacağı’ yolunda bir söylenti var. Geçen hafta Brüksel’deydik ve bu söylentiyi, konuyu en iyi bilenlerden, gazeteci arkadaşım Zeynel Lüle’ye sordum. Zeynel, bunun bir avuntu olduğunu, AB’nin ek protokolün geçmesi konusunda ısrarcı olduğunu ve fazla zaman tanıyacağını sanmadığını söyledi.

İşte şubat-mart aylarında ek protokolün TBMM gündemine gelmesiyle birlikte, AKP içindeki tartışmalar ve erken seçim kararının yoğun olarak tartışılma ihtimali, hayli yüksek görünüyor...

2006’da bir seçim olacak mı bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki; AKP Hükümeti 2006’da, belli ki hızını zamanlamaya göre ayarlayacak ama, seçim ekonomisi uygulamaya başlayacak

BU PASI HÜKÜMET İYİ KULLANIR

‘Nasıl olsa ekonomi istikrar kazandı artık bir şey olmaz’
diyenler çıkacaktır ama yanılıyorlar. Erken seçimin dozu artarsa, üstüne bir de şanslı giden uluslararası likidite ortamı bozulursa, hiç olmadık kadar kötü sonuçlar doğabilir ki; bunlardan biri zaten topal giden IMF ilişkileri olur...

Bu arada zaten seçimle birlikte artması beklenen büyüme kavgası bu kez biraz erken çıktı. AKP Hükümetine (aslında tüm iktidar olanlara) yakınlığı ile bilinen bir Hoca, yine çark etti ve kur politikasının yanlış olduğunu, bu politika nedeniyle büyümenin düştüğünü, bu gidişle ekonominin toslayacağını söyledi. Bu kur politikasının enflasyonu bu düzeye indirdiğini, enflasyon nedeniyle istikrarın sağlanıp, 4 yıldır ekonominin büyüdüğünü, bunca döviz bolluğunu unutmuşçasına...

Diyeceğimiz o ki, bu tartışmalar AKP’lilerin, mali disiplinin gevşetilmesini isteyenlerin ve hükümetin ekmeğine yağ sürecek, bundan sonra seçim ekonomisinin altyapısı yine ‘ne yapalım biraz gevşetmek lazım yoksa büyüyemeyeceğiz’ şeklinde yapılmaya çalışılacak.

Bizce Merkez Bankası’nın açıkladığı enflasyon hedeflemesi de, hükümetin erken seçim ihtimaline karşı ve hükümetin elini rahatlatacak bizimde hazırlandı. Açıklanan toplam 4 puanlık ‘belirsizlik aralığı’nın aslında ‘güvensizlik aralığı’ olduğunu, bizce bunu hazırlayanlar da iyi biliyor.

Özetle, dört koldan bir büyüme tartışması var ve bu tartışma sonuçta mali disiplini gevşetmeye gidiyor. Çıkarı erken seçimden yana olursa, hükümetin, büyümeyi, tüm dengeleri tehdit edecek boyuta kadar abartacağından kimsenin şüphesi olmasın. Zaten bütçede, mali disiplini bozacak açık kapıları aralayan hükümet, ‘büyümeyi artırıp enflasyondan vazgeçerse’ sürpriz olmamalı.
Yazarın Tüm Yazıları