Paylaş
Sadece hükümet üyeleri değil, ne olursa olsun destek veren gazete ve TV yorumcular da yine aynı tavır içinde.
Kimseyi kandırmanın gereği yok; piyasalarda yaşanan bir düzeltme hareketi. Bir açıdan 10 yıldır süren bahar havasının tümünün gerçek olmadığını ortaya çıkaran bir düzeltme, öte yandan Türkiye’nin artan ekonomik ve siyasi risklerinin satın alındığı bir düzeltme. Nereye kadar gideceğini ise bilen yok.
TV’lere çıkıp “Her şey çok güzel olacak” demenin, köşe yazılarında aslında Türkiye ekonomisinin sağlam olduğunu, sadece bir-iki veriyi seçerek anlatmaya çalışmanın artık bir anlamı kalmadı. Aslı olmayan pembe tablolar çizenler unutmasınlar ki; özellikle dar gelirli ve küçük tasarrufçulara kötülük yapıyorlar. Yatırım danışmanı, bankalarda büyük paraları olanlar zaten danışmanlık alıyorlar. Hatta kendilerine “İşler kötü gitmeye devam edecek” diyen bazı danışmanların TV’lere çıkıp pembe tablolar çizmelerini de biraz gülümsemeyle karşılıyorlar. Öyle ya; birileri kaybedecek ki, diğerleri kazansın. Özetle; küçük tasarrufçunun kaybetmesini istemeyen gerçekçi olmak zorunda. Ekonomiyle ilgisi hiç olmayıp, gazetelerde, TV’lerde büyük büyük ekonomi yorumları yapanlar, piyasanın iyileşeceğini söyleyenlerin derdi ise zaten çok belli...
Küçük tasarrufçuya söylenmesi gereken şey; “düzeltmenin devam ettiği, yani kurların ve faizlerin yukarı seyrinin devam edeceğinin görüldüğü” olmalı. Hiç unutmasınlar ki; hazine kağıdı ve hisse senetlerinde hala büyük ağırlık yabancılarda ve yabancıların tavrı, önümüzdeki dönem belirleyici olacak.
Yabancıların giriş- çıkış kararları ve zamanlamaları, piyasada hem aşağı hem yukarı hareketler yaratabilir ama genel seyir bozulmanın devam edeceği yönünde. Kurlarda, faizlerde geçtiğimiz 2-3 hafta içinde çok ciddi artışlar yaşandı, dalgalanmanın devam edeceği anlaşılıyor ama genel yön hala yukarı yönlü. Yabancılar ve yerli büyükler yeni pozisyon alırlarken piyasalarda geçici iyileşmeler yaratabilirler ama küçük tasarrufçu genel yönü unutmamalı.
Çünkü hem ekonomide yanlışlar yapıldı, gerekli kararlar hükümet ve Merkez Bankası tarafından alınmadı. Yapısal kırılganlıkları olan ekonomide, küresel bozulma geliyorum derken bile, faizleri yükseltmiş görünmeyelim diye gerekli olan kararlar tüm uyarılara rağmen alınmadı. Faiz ve kur için almadıkları kararlar nedeniyle, şimdi faiz ve kurlar hızla yükseliyor. Hem de siyasette yapılan hatalar ve yaratılan devlet krizi piyasaları iyice bozdu.
YABANCILARIN BAKIŞI
Türkiye’ye ciddi fon getiren önemli bir kuruluş yetkilisiyle hafta sonu konuştuğumda, Türkiye’ye bakışın pek de iyi olmadığını söyledi. Zaten 10 yıldır fazla iyi giden Türkiye ekonomisinde, son küresel likidite daralmasıyla birlikte bir hareket beklediklerini, bunun üzerine bir de siyasi kriz bindiğini, Batı basınında Türkiye algısının hızlı biçimde bozulduğunu kaydeden yetkiliyi, bundan sonra olacaklar konusunda da kötümser tahminler yaptı.
Kurlara baktıklarında şu anki düzeyin yani 2.1-2.2’lik TL’lik dolar kurunun aslında normal düzey olduğunu kaydeden yetkili, “yani mevcut düzeltmeye sağlıklı bir düzeltme diye bile bakabiliriz” dedi. Ancak şu an normal seviyelere gelen TL’nin daha da değersizleşmesinin beklendiğini, başlayan hareketin kolay durmayacağını da söyledi. “Sonunda bir yerden döner ama kurun döneceği yer burası değil, neresi olacağı bilinmiyor” şeklinde konuşan yetkili, “Cari açık başta olmak üzere yapısal bozuklukların bu sonucu vermesi kaçınılmazdı” dedi.
Paylaş