Piyasa bu kez Merkez Bankası’na inanmadı

HATIRLARSINIZ; yaklaşık 1 yıldır küresel krizi konuşuyoruz ve geçen süre içinde piyasaların içeride güvendikleri, inandıkları hemen hemen tek kurum Merkez Bankası oldu.

Haberin Devamı

Hükümet, daha doğrusu Başbakan, “teğet geçti, geçiyor” derken, “kriz bizim krizimiz değil” denilirken ilk çeyrekte en çok gerileyen ekonomiler arasında 4’üncü sırayı aldık. 

Hükümetin kriz konusundaki beceriksizliğine rağmen hâlâ piyasalar bozulmadıysa, umudunu kaybetmediyse, bunun en büyük nedeni Merkez Bankası’nın kriz dönemindeki akılcı tutumu ve kararları oldu.

Her kurumda olduğu gibi AKP’nin Merkez Bankası’nda da kadrolaşmaya gittiği  ortada. Ekonomide en büyük dalgalanmanın, küresel ortamdaki olumlu hava devam ederken bile Merkez Bankası başkanlık seçiminde yaşandığını unutmayalım. Ancak AKP’nin istemeye istemeye getirdiği Başkan Durmuş Yılmaz, “Merkez Bankacı” kimliği ile piyasalara güven vermeyi başarmıştı. Ancak başkanın otoritesinin AKP’nin atadığı iki başkan yardımcısının gayretleriyle, yıpratılmaya çalışıldığını da hep duyduk. Buna rağmen Başkan Yılmaz’ın gayretleriyle şimdiye kadar Merkez Bankası’nın kredibilitesi devam ettirilebildi.

Haberin Devamı

Ancak geçen hafta Merkez Bankası’nın açıkladığı Enflasyon Raporuyla birlikte, faiz politikası konusunda açıkladıkları, şimdiden bu kredibiliteye ciddi darbe vurdu.

Açık söylemek gerekirse; piyasalar Merkez Bankası’nın faiz politikası ile ilgili son söylediklerine inanmadı. Piyasadaki hemen hemen hiçbir oyuncu Merkez Bankası’nın verdiği son sözlerini yerine getirebileceğine inanmıyor.

Bu da ister istemez “Başkan Yılmaz’a karşı bir süredir devam eden Merkez  Bankası içindeki güç mücadelesinin başarılı olup olmadığı” sorularına neden oluyor. Verilen sözlere inanmayan piyasa oyuncularının bu soruyu sormalarının nedeni ise, çok açık biçimde, Merkez Bankası’nın taahhütlerinin Hazine’nin borçlanma politikalarına yardım eden, dolayısıyla hükümetin kamu harcamalarını devam ettirmesine yarayacak sözler vermiş olması.

Bu tür sözler verilmiş olması, Merkez Bankası içindeki mücadelenin Başkan  Yılmaz aleyhine sonuçlandığını mı gösteriyor bilmiyorum ama bildiğim şey; bu  sözlerin Merkez Bankası’nın kredibilitesine ciddi zarar verecek olması.

Haberin Devamı

BU SÖZÜ BERNANKE VEREMEDİ…

Merkez  Bankası’nın son taahhütlerine inanılmadığını, bankaların raporlarından çok açıkca görebiliyoruz. Merkez Bankası’nın 2010 yılı sonuna kadar faizi sabit tutma taahhüdünün önündeki en önemli engellerden biri küresel gelişmeler. FED böyle bir niyet açıklamasa bile ABD’de piyasalar, Bernanke’nin verdiği sinyaller nedeniyle, faizin artış trendine şimdiden  hazırlanmaya başladılar. Böyle bir konjonktürde Merkez Bankası’nın uzun süre faizi artırmayacağım sözü vermesi inandırıcı olamadı ve bunu herkes görüyor.

Piyasalarda hükümetin inandırıcı bir orta vadeli planı sunması halinde bile, Merkez Bankası’nın verdiği “tek haneli faizlerin 3 yıl devam etmesi” sözü, yerine getirilemez bulunuyor. Bırakın orta vadeli programı, yakında IMF ile anlaşma imzalansa dahi, yani IMF çıpası yeniden oluşturulup, kaynak girişi sağlansa bile, Merkez Bankası’nın verdiği faiz sözlerini yerine getirmesi çok zor görünüyor.

Haberin Devamı

Böylesine ulaşılması imkansız bir sözü, temkini elden bırakmaması gereken kurum olan, bir Merkez Bankası’nın vermiş olması da, tabii ki ayrıca tartışma konusu.

Piyasadaki oyuncuların çoğu, şimdiye kadarki agresif faiz indirimleri nedeniyle kendine aşırı güven duyan Merkez Bankası’nın bu kez işi çok abarttığı görüşünde. Abartılı sözler verilmesi ve sözlerin yerine gelmemesi, Merkez Bankası’na ciddi itibar kaybettirir.

Bernanke’nin veremediği faiz sözlerini nasıl oldu da Başkan Yılmaz verdi, anlaşılır gibi değil.

Yazarın Tüm Yazıları