Parasal gevşemenin sınırı kalmayınca...

ABD’nin Merkez Bankası FED’in önceki gün yayımlanan tutanaklarında, “ekonomideki toparlanmadan memnun olunmadığı için daha fazla parasal gevşemeye ihtiyaç duyulduğu” üzerinde durulduğundan sözediliyordu.

Bu tutanaklar yayımlanınca doğal olarak piyasalar yeniden coştu. Sadece ABD piyasaları değil, buradan gelen finansmanla büyümesini sürdüren bizim gibi ülkelerin piyasaları da bayram etti.

Coştular, çünkü ucuz ve bol para gittiği her yerde, fiyatı ne olursa olsun, belli alanlara yatırıma aktığı için, alan memnun satan memnun.

İyi de bu kadar gevşekliğin sonu kötü değil mi? Küresel piyasalarda herkes bu işin sonunun kötü olduğunu biliyor ama bilerek ve isteyerek bu soruyu telafuz bile etmiyor. Öyle ya; yürüyen bir çark var, ona çomak sokmanın ne alemi var. Herkes bu çarkın dönmesinden nemalandığı için, kimse elindeki ”gerçek çomağı”nı yürüyen çarka sokmak istemiyor. Bunun yerine akan sudan kendi kabını doldurmaya, yani bu süreci kullanıp, karını mümkün olduğunca maksimize etmeye çalışıyor.

“Bu işin sonunu, o zaman gelince düşünürüz” havası hakim..

FED’in ek gevşeme kararını okuyunca, geçen gün bir iktisatçı arkadaşımın söylediği aklıma geldi: “Bu işi yeni bir kriz temizleyecek, başka çaresi yok...”
“Düzeltme” ya da “dalga” demek yerine “kriz” dememin sebebi ise artık küçük düzeltmelerle bu gevşekliğin düzeltilemeyeceğine inandığım için...
Bu ne zaman olacak derseniz, bunu bilen bence henüz kimse yok. Herkes böyle bir akıbetin artık kaçınılmaz olduğunu görüyor ama zamanını bilen yok. Zaten zamanını bilen olduğunda, herhalde “kahinlerin kahini” olarak adlandırılacak..

KUR SAVAŞLARI BUNUN İÇİN


ABD ve gelişmiş ülkelerin yatırımcıları, kendi otoritelerinin verdiği, şimdi daha fazla verecekleri, likiditeyi kendi ülkeleri yerine daha çok bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde kullanıyorlar. Bunun nedeni ise bizim gibi ülkelerde daha fazla kar elde edebilmeleri. Dolayısıyla biz bu parayı kullanıyoruz ama bunun karşılığında bir bedel ödediğimizi, yani maliyetinin olduğunu da bilmek gerek.

O nedenle yıllardır, “Sıcak para ancak geçici süre için, yapısal bozuklukları düzeltirken zaman kazanmak için kullanılırsa yararlıdır” görüşünü savunuyoruz. Kategorik olarak sıcak paraya karşı çıkmanın doğru olmadığını, bu maliyeti ancak kendinizi düzeltmek için ödemeniz gerektiğini, bu takdirde yararlı olduğunu düşünüyorum. Ancak siz sıcak para politikasını bu kaygıyla değil de, aslında temeli olmayan yüksek büyüme için sürekli kullanıyorsanız; o zaman sıcak paranın boyutlarını, süresini, maliyetini iyice düşünmek zorundasınız. Bu arada, son 3-4 yıldır yapısal tedbir alındığını gördünüz mü?

Ki uzun süreli, amaçsız bir sıcak para kullanımının sonuçları bunlarla da sınırlı değil. Bu nitelikteki yüklü sıcak para, bırakın ihracatçınızı, sizin tüm sanayinizi öldürebilecek kadar, rekabet gücünüze darbe vuruyorsa, yürütülen bu politikayı çok daha dikkatli düşünmek zorundasınız.

Öyle ya; sıcak paranın maliyeti olmasa, bu kadar yıkıcı etkileri bilinmese, o zaman son dönemdeki “kur savaşları” olarak adlandırılan politika çatışmalarının da bir gereği olmazdı. Halbuki ülke yönetimleri, bu sakıncaları gördükleri için bu kadar yoğun ve uzun süreli sıcak parayı sınırlamak istiyorlar, bu nedenle ulusal paralar için ülkeler arasında kavgalar oluyor.

Bir düşünün; sizin hisse senetlerinizin gerçek değeri bu kadar yükselmiş olabilir mi? Enflasyon yüzde 8 iken, bunun altında bir maliyetle borçlanmak normal mi?

Özetle; tüm bu yaşananlar normal değil... Bir düzeltme yaşanması ise kaçınılmaz...
Yazarın Tüm Yazıları