Paylaş
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz daha iki gün önce yabancı basına “Yeni karar için Mart sonu rakamlarının beklemek gerek” demişken, kimse yeniden bir munzam karşılık artırımı beklemiyordu.
Ama Merkez Bankası piyasaları yönetmek için sürpriz etkisi yaratan, piyasaları yönlendirecek şok bir karar almadı, piyasaları yanlış yönlendirmiş oldu.
Bankalar mecburen bu kararlara da uyacak ancak Merkez Bankası yönetimine, verdiği mesajlar konusunda artık güvenleri kalmadı. Yani Merkez Bankası sinyal vererek piyasayı yönlendirme inisiyatifini artık kaybediyor.
İkinci nokta; mevcut ekonomi yönetiminin para politikasından anladığı hemen hemen tek şeyin munzam karşılık olduğu ortaya çıktı...
Para politikasının temel aracı politika faizidir. Eğer bir Merkez Bankası yönetimi sonuç alacak para politikası değişikliği yapmak istiyorsa, en kuvvetli mesajı ve etkiyi faiz oranlarıyla oynayarak verir.
Bundan önce de maliye politikaları ile ekonominin yönetimi esastır. Yani siz ekonomide trend değişikliği yapmak ya da beklentileri değiştirmek için maliye politikalarını etkin biçimde kullanmanız gerekir. Para politikası, yani daha çok faiz kararları da maliye politikalarının tamamlayıcısı olarak, ya da kısa sürede piyasada trend değişikliği istediğinizde başvuracağınız bir yöntemdir.
Munzam karşılık oranlarıyla oynamak ise modern para yönetimlerinde, son olarak, faiz politikasına takviye olarak kullanabileceğiniz bir yan araçtır.
Buna karşılık ekonomi yönetimi ne yapıyor?
Geçen yılın sonlarından başlayarak munzam karşılık oranlarıyla oynamaya başladı, hala para politikası olarak sadece munzam karşılık artışını görüyor.
FAİZLER ARTAR AMA CARİ AÇIĞA ÇÖZÜM OLMAZ
Tam hesaplamadım ama munzam karşılık oranlarına, mevduatın büyük bölümünün de 3 aya kadar olduğu göz önüne alarak baktığımızda, bankaların halktan topladığı paranın yüzde 11-12’sine, faizsiz el koyduğunu görüyoruz.
El koyup da bu kadar parayı piyasadan tümüyle çekmiş de değil. Aldığı bu parayı, yüzde 6.25 faizle bankalara yeniden borç veriyor. Piyasadan tümüyle bu parayı çekmiyor, bankalara yüzde 6.25 oranında ek vergi koymuş oluyor...
Bankalar üzerinden, sadece munzam karşılıklarla yönetilen bir para politikası ile karşı karşıyayız. Bunun adı da “yaratıcı yönetim” ya da “Batı’ya örnek bir hareket” olarak konmak istiyor. Konmak isteniyor ama herkes da görüyor..
Bütün bunların da cari açıkla mücadele için yapıldığı söyleniyor. Tüm piyasa oyuncuları gerçekten cari açığın frenlenmesi için önlem alınması gerektiğine inanıyor. Bu yolda atılacak adımlara herkesin destek vereceği de açık. Ancak sadece munzam karşılık artışıyla cari açığın önlenemeyeceğini herkes biliyor ve görüyor. Buna rağmen izlenen bu politika giderek kredibilite kaybediyor.
Kredibilite kaybeden sadece politika değil, her ne kadar 1 ay sonra gidecek olsa da, mevcut Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, aynı zamanda. Başkanın yaptığı yanıltıcı açıklamalar ilk de olmadı. Bir süredir işlerden elini eteğini çektiğini duyuyoruz ama unutmasın ki; kötü yönetimin faturası O’na çıkıyor.
Şimdi ne olacak derseniz; bugünden itibaren bankalar kredi faiz oranlarını artırmaya başlayacaklar. Kredi faizi artınca içtalep azalmış, buna bağlı cari açık düşmüş, böylece de sıcak para ihtiyacı düşmüş mü olacak? Tabi ki hayır...
Paylaş