Paylaş
OVP hedeflerine baktığımızda ekonomi yönetiminin teşhisinin yani yapılması gerekenler konusundaki saptamaların yerinde olduğu gözleniyor. Ancak senaryoya baz olan bazı varsayımların iyimser saptandığı, dolayısıyla bu senaryonun gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğu da gözden kaçmıyor.
Ekonomi yönetimi “tarihin en dip noktası”na inen tasarruf oranlarının artırılması ve cari açığın azaltılmasına odaklanmış durumda. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde tasarruf oranlarında ciddi bir artış hedeflenirken, cari açığın da azatılmasına önem verilmiş. Ancak bunu yaparken baz alınan dolar kuru, petrol fiyatları gibi parametler, aynı şekilde ihracat artışında, dış açığın azaltılmasında, yabancı sermaye girişinde oldukça iyimser bulunan tahminlere yer verilmiş olması, hedeflerin gerçekleşme ihtimalini düşüren unsurlar. Bence hedeflerin gerçekleşme ihtimalini azaltacak en önemli unsurlardan biri de uzun sürecek seçim süreci olacak. Bu süreç içerisinde öngörülen biçimde cari harcamaların azaltılması, dış kaynak girişinin düzenli devam etmesi ve mali disiplinin korunacağı üzerine kurulan OVP’nin uzun sürecek seçim sürecinden etkilenmemesi mümkün değil. Bu süre içerisinde yine iç taleple dış talebin dengelenmesi hedefleniyor ve kurulan makro ekonomik dengelerde bu varsayım büyük önem taşıyor. Ancak seçim sürecinde içtalebin ekonomi yönetiminin belirlediği ölçülerde kalabilmesi, harcamalarda tasarruf yapılması çok zor görünüyor. Bunun üzerine dış ilişkilerdeki siyasi çatışma havası, AB ile ilişkilerin zayıflaması eklendiğinde, OVP hedeflerinin gerçekleşmesinde ek ciddi risk unsurları bulunduğu rahatlıkla söylenebilir.
OVP varsayımlarına bakıldığında küresel büyümenin aşamalı olarak artacağı, Türkiye’nin ihracatının buna bağlı olarak yılda yüzde 10 civarında büyüyeceği ama ithalata bağlı büyümenin kırılacağı varsayımları da şüpheli bulunuyor.
2015 BÜYÜME HEDEFİ YÜZDE 5
Bu yıl için belirlenen yüzde 4’lük büyüme hedefini yüzde 3.6 olarak revize eden hükümet, önümüzdeki yıl yüzde 4, 2015 yılında yüzde 5 büyüme hedefliyor. Bu yıl içtalebin büyümeye katkısı yüzde 5.2’ye çıkarken, içtalep katkısının 2014’te 3.2’ye ineceği, bu yıl eksi 1.6 olacak dış talebin büyümeye katkısının ise önümüzdeki yıl 0.8 puana çıkacağı varsayılıyor. Bence hem dış talebin katkısının bu orana çıkması, hem de seçim nedeniyle iç talebin büyümeye katkısının azaltılması oldukça zor olabilir.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bu yıl yüzde 12.6’ya inerek tarihin en dip noktasına inen yurtiçi tasarruf oranının en büyük sorun olduğunu, bu azalmanın aynen cari açığı artırıcı etki yaptığını söyledi. Babacan bununla birlikte kredi kartları konusunda sınırlamalar getirildiğini açıklarken, kredilerde yüksek artışın önlenmesi ve kredi kartı kullanımının azaltılması için ek tedbirler de geleceğini kaydetti. Bunun yanında diğer kredilerle ilgili sınırlamalar getirilirken konut kredileri ile ilgili bir düzenleme yapılamayacağını belirten Babacan’ın, siyasi nedenlerle konut talebinin canlı tutulması nedeniyle, kredilerde istediği frenlemeyi yapması bence çok zor olacak.
2013 yılında yatırımların azalmasına karşın, toplam tasarruflardaki hızlı düşüşle tasarruf-yatırım açığının artmasının sonucu olarak, cari açığın milli gelire oranı geçen yıl yüzde 6.1 iken bu yıl yüzde 7.1’e çıkıyor. Tasarruf oranlarının arttırılmasının yanında cari açığı azaltmak için ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının artırılması yoluyla dış ticaret açığını azaltılması, finansman kalitesini iyileştirilmesi ve yurtiçi tasarruflarının artırılması amaçlanıyor. Böylesine kritik bir küresel süreç ve siyasi gelişmelerle bu hedeflere ulaşılması, hem de kısa sürede bunların yapılabilmesi de yine zor.
ENFLASYON YİNE ÖTELENİYOR
Ekonomi yönetimi bu yılki enflasyon oranını yüzde 6.8 olarak revize etti. Merkez Bankası’nın hedefi yüzde 6.2, piyasalardaki beklenti ortalaması ise yüzde 7.4 civarında bulunurken, belli ki hükümet bunun ortasını aldı. OVP 2 yıl sonra yeniden yüzde 5 enflasyon hedefini alarak, enflasyonla mücadelenin ötelendiğini açıkca ortaya çıkardı. Bu kapsamda gıda enflasyonun yılda yüzde 7 olarak alınması da dikkat çekti. Bunun yanında brent tipi hampetrol fiyatları bu yıl için 108.8 dolar alınırken, 2015 için 93.1 dolara kadar ineceği varsayımı yapıldı. Babacan, bunların future piyasalardan alınan rakamlar olduğunu söylerken, hem küresel ekonominin canlanmaya başlaması hem de petrol fiyatlarının düşmesi, yine oldukça zor gerçekleşecek bir varsayım gibi...
Yine bütçe varsayımlarının da, her ne kadar Maliye Bakanı Mehmet Şimşek “muhafazakar sayılabiliriz” diye temkinli davranıldığını belirtse de, özellikle seçim sürecinin etkisi nedeniyle gerçekleşme ihtimali düşük sayılabilir.
Özetle; OVP hedefleri iyi belirlenmiş ama iyi niyetli bir senaryo olmaktan çıkıp da gerçekleşme ihtimalinin zayıflığı da ortada.
Paylaş