Merkez’in itibarı şart siyasi etki kalkmalı

DIŞARDAKİ gelişmeler iç piyasayı vurmaya devam ederken, piyasa oyuncuları "itibarına sarılacak kurum" arıyorlar. Piyasadaki oyuncular son gelişmeler karşısında ekonomi yönetiminin tutumunu "sadece seyrediyorlar" biçiminde özetliyorlar.

Bankacılar, bir an önce, yitirilen Merkez Bankası itibarının yeniden kazanılması gerektiğini, Merkez’in kredibilitesinin piyasalar için şart olduğunu söylüyorlar. Daha önce de Hükümete fazla güven duyulmadığını, "IMF isteyince yaparlar" izlenimi olduğunu hatırlatan bir bankacı, "Merkez Bankası’na bakıyorduk ve ne olursa olsun doğruyu yapacağına inanıyorduk, bize yol gösteriyordu" dedi. Son dönemde bunun kaybolduğunu ve piyasaların öndersiz kaldığını kaydeden aynı bankacı, "Bir an önce Merkez Bankası’nın eski itibarını kazanması lazım" dedi.

Bizce Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın Kuruma itibar kazandırmak için hala elinde önemli bir fırsat var. Ancak 1-2 ay sonra bu fırsat da elinde olmayabilir.

Peki bu dalgalı dönemi sakin geçebilmek için şart olan "Merkez’in itibarı" nasıl sağlanacak?

Bizce herşeyden önce Hükümet ortaya çıkan bu ihtiyacı artık görmeli. Çünkü Merkez’in itibarı nedeniyle elde edilecek kazanımlar, Hükümete artı yazacak ve işini kolaylaştıracak. Bunun için ise ilk yapması gereken şey, elini Merkez Bankası’nın içinden çekmesidir. Herkes çok iyi biliyor ki; özellikle Devlet Bakanı Ali Babacan, Merkez Bankası’nı da kendine bağlı bir birim olarak görme eğiliminde. Dışarıda "Biz Merkez Bankası bağımsızlığına çok önem veriyoruz" deyip, bunun gereğini yapmıyor. İçeriye yerleştirdikleri arkadaşları sayesinde Merkez Bankası’ndan hükümete eleştiri gelmesini, bizce önlemeye çalışıyorlar, istedikleri kişileri atamak, yerleştirmek istiyorlar ama bunlar Merkez Bankası’nın itibarını zedeliyor.

Düşünün; düne kadar, üzerinden aylar geçmesine rağmen, boş olan iki başkan yardımcılığına atama yapılamamıştı. Bunun dışında Banka Meclisi’nin kendi arasında toplanıp, Durmuş Yılmaz’dan boşalan üyelik için bir kişi seçmesi gerekiyordu, hálá bu yapılamadı. Bununla birlikte Banka Meclisini temsilen Para Politikası Kurulu’na bir kişinin seçilmesi gerekiyordu, bu da yapılamadı. Bütün bunlar niye yapılamadı, niye gecikiyor diye baktığımızda, Başkanın istediği isimleri Babacan’a gönderdiği ama oradan Cumhurbaşkanlığına isimlerin çıkmadığı söyleniyordu. Dün içeriden Burhan Göklemez Başkan Yardımcılığına atandı. Göklemez’in eski bir Merkezci olduğu, dolayısıyla bu atamanın Durmuş Yılmaz’ın ataması olduğu ortada.

BAĞIMSIZLIK İCRAATLA GÖSTERİLİR

Peki önümüzdeki hafta resmen emekli olacak Şükrü Binay’dan boşalacak yer de dahil, iki başkan yardımcılığına daha atama yapılacak, bu niye yapılamıyor? Acaba Yılmaz ile Bakan Babacan arasında görüş ayrılığı mı var? Kim nerede duruyor, ne baskı yapıyor, bunlar söylenmese de açık değil mi? Peki, kararnameye gerek duyulmadığı halde neden yeni Banka Meclisi üyesi atanamıyor ve Para Politikası Kuruluna gelecek banka meclisi temsilcisi niye seçilemiyor? Acaba Bakan Babacan kendi istediği isimleri atamak için mi geciktiriyor?

Bizce böyle Merkez Bankası bağımsızlığı olmaz. Bu durum itibar kaybettiriyor. Hele en yoğun dalgalanma döneminde, yaratılan bu durum "bile bile sorun yaratmak" anlamına gelir.

Yani biran önce Hükümet ve Bakanlar Merkez Bankası’ndan elini çekmeli....

Bunun ardından belki de Durmuş Yılmaz’ın kendini daha iyi anlatmak için atağa geçmesi gerek. Belki de radikal kararla, şok bir faiz artırım kararı gerekebilir. Yılmaz önceki gün banka genel müdürlerine "enflasyon hedefinde ısrarlıyız, tehlike halinde gerekli karar alırız" ve "Merkez Bankası bağımsızdır ve bunu icraatle gösterir" demiş. İşte şimdi icraat zamanı...

Durmuş Yılmaz, içerdeki adamlarına rağmen Hükümetle çatışmayı göze alması gerekir. Yumuşak kişiliği ayrı, yapılması gereken işler ayrıdır. Bir an önce Merkez Bankası’na itibar kazandırmak için ne gerekiyorsa, onu yapmalı. Bunu yaparsa içerdeki desteği de artar.

Yani bağımsızlık ve istikrarı korumak adına ne yapılması gerekiyorsa o yapılmalı.

Yılmaz’ın kaybedeceği hiçbir şey yok ama bunları hemen yapmazsa, Türkiye’nin kaybedeceği çok şey var... Merkez’in itibarı şimdi Hükümetinden çok daha önemli...
Yazarın Tüm Yazıları