SON ekonomik krizden sonra, mali disiplini kalıcı kılabilmek için bazı yasalar çıkarılmıştı.
Bu yasaların amacı, politikacıların akıllarına gelen harcamaları yapmasını engellemek, bütün kamu hesaplarının bütçe içinde görünmesini sağlamak ve mali disiplini bozma girişimlerine karşı ‘harcama artırdığın kadar tasarruf yap’ ilkesini hayata geçirmekti.
Enflasyon şu anda yüzde 10’ların altına düştüyse, bu mali disiplin yasalarının payı çok büyüktür. Bunun da ötesinde, bu yasalarla borçlanmanın önceden öngörülebilir, dolayısıyla sürdürülebilir olması sağlanmaya çalışılmış, piyasaların siyasi kararlar sonucu faiz riski yaşamalarının önü kesilmeye çalışılmıştı. Hep söylenen ‘dış şoklara karşı ekonominin sağlam kılınması’ da, ancak içeride sağlanan bu mali disiplin sayesinde söylenebilir olmuştu.
Ancak TBMM’deki torba yasa ile mali disiplin sağlayıcı bu yasalar delik deşik ediliyor.
Mali disiplin sağlayıcı bu yasalar; Borçlanma Yasası, Kamu Mali Kontrol Yasası, İhale Yasası ve Merkez Bankası Yasası idi....
AKP Hükümeti gelir gelmez ihale yasasını delme çalışmalarını başlattı. Çünkü, ancak önceden planlanmış ödeneği bütçeye konmuş işler için ihaleye çıkılması politikacıların işine gelmedi. Hala Hükümetin bu yöndeki istekleri devam ediyor. En son enerjide patlayan, örneklerini daha sonra sık sık duyacağımızı tahmin ettiğimiz ihale yolsuzlukları yeniden başlamasına rağmen, Hükümetin, aynen daha önceki her hükümet gibi, rahatlıkla harcama yapıp, rahatlıkla kamu işlerini birilerine verme eğiliminin devam ettiğini söyleyebiliriz
Kamu Mali Kontrol Yasası ise, bütçe disiplini sağlayan, ödeneksiz harcamayı önleyen, uzun vadeli bütçeler yapılmasını öngören bir yasa idi. AKP Hükümeti, bu yıl başında bütçe yasasıyla birlikte kamu mali kontrol yasasının uygulanmasını da birkaç yıl erteledi. Böylece istediği gibi harcama kalemleri getirme imkanını kazanmış oldu.
TBMM’de bulunan torba yasa ile birlikte de borçlanma yasası büyük ölçüde delinmiş olacak. Torba yasa bir yandan tahkim gibi maddelerle saatli bomba hazırlarken, öte yandan bazı KİT’lerin harcamalarını bütçe sınırları dışında artırmaya çalışıyor. Torba yasa ,öte yandan da borçlanma yasası ile getirilen kuralları ve limitleri delmeye çalışıyor.
TORBA YASASI FAİZLERİ YÜKSELTİR
Borçlanma yasası delindiği zaman, bütçede görülmeyen harcamalar da Hazine’nin omuzlarına binecek, ‘harcamayı artırdığın zaman bunu tasarrufla dengeleme’ unsuru da ortadan kalkmış olacak. Yani Hükümet borçlanma yasasını delerek, bütçe içinde kalmaya, IMF’in istediği faiz dışı fazla hedefini gerçekleştirmeye devam edecek ama bütçe dışına taşıdığı harcamaları finanse etmek için de ek borçlanma imkanı kazanmış olacak.
İşte piyasaların, bankaların ‘torba yasa’dan korkmaları gereken en önemli nokta da burada.
Yani; bankacılar bütçeye göre, bütçe limitlerine göre saptanan borçlanma hedeflerine göre Hazine kağıdı alıp satıyorlar ya, işte yaptıkları bu hesaplar, sonunda tutmayacak.
Bu da gelecek ek borçlanmalarla faizlerin yükselmesine neden olabilecek. Bu durumda da bankalar ellerindeki kağıtlar nedeniyle zarar edebilecekler. Sadece bankacılar değil bu hesapları yapıp Hazine kağıdı alan vatandaşlar da zor durumda kalacak.
Ancak bu tehlikeli maddelere, mali disiplin yasalarının delik deşik edilmesine rağmen piyasalardan bu yasalara karşı tek bir ses bile çıkmıyor. Bankacılar, dışardan gelen sıcak paranın yarattığı pembe havayı bozmayı istemiyorlar. Çünkü bu hava sürdüğü müddetçe iyi kar elde ediyorlar.
Ancak bu riskler gerçekleşmeye başlarsa, üzerine bir de dışarıda oluşan ve sıcak para artışıyla faizleri düşüren ortamın bozulması eklenirse, ne yapacaklar? Yani bu yasa geçip borçlanma artmaya başladığı dönemde ABD Merkez Bankası da daha fazla faiz artırırsa, ne olur?
Mali disiplin sağlayıcı yasalardan bir tek Merkez Bankası Yasası sağlam kaldı. Sizce bu mantık o yasayı da bozmaz mı? Sıkıştıklarında sonunda para basmayı da göze almazlar mı?
O zaman Merkez Bankası ve bankacılar ‘seslerini çıkarmak’ta geç kalmış olmayacaklar mı?