BÜTÜN gazeteler, televizyonlar ekonomide 2005 yılını değerlendirip, 2006 yılında olabilecekleri derliyor. Daha çok üzerinde durdukları da; 2006 yılında bir seçim ihtimali.
Daha önceki görüşümüzün, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ATV’deki Siyaset Meydanı’nda söyledikleriyle doğrulandığını düşünüyoruz. Bizce Başbakan Erdoğan’ın kafasında çok güçlü bir Cumhurbaşkanlığı düşüncesi var. Bunun çok doğal olduğunu da söylemeliyiz.
Ancak bu planı uygulama koymak hayli zor olacak. Bu nedenle Erdoğan’ın kaza bela olmazsa, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar seçime gitmeyeceğini düşünüyoruz.
İşte, sadece Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı planı nedeniyle bile, 2006 yılında seçim tartışmalarının kaçınılmaz olacağı anlaşılıyor.
Erdoğan Cumhurbaşkanlığına çıktığında AKP’nin bir bütün olarak kalmasının hayli zor olduğunu AKP’liler de kabul ediyor. Bu nedenle 2006 yılında AKP içinde ‘erken tartışmalar’ bile başlayabilir. Bunun da ötesinde Erdoğan gittiğinde AKP’nin bir daha bu kadar oy alayamayacağını gören milletvekillerinin yeni bir çatı arayışı da gündeme gelebilir.
Bu nedenle 2006 yılının siyasette özellikle AKP’nin bulunduğu çizgide bir alternatif çıkarma çabalarına tanık olmamız kaçınılmaz. Daha doğrusu, bundan sonra yine en büyük sağ parti olabilmek için AKP’nin de oylarını alacak ama merkez sağda kendini daha iyi tanımlayacak yeni bir parti arayışının başlayacağını söyleyebiliriz. ANAP ve DYP’nin mevcut yapısıyla bu boşluğu doldurması zor görülüyor. Bu nedenle yeni bir parti diyoruz...
Bunun yanısıra son dönemde güç kazanan MHP’nin ise bu boşluğu doldurmak için atağa kalkması sözkonusu olabilir ama sağı kavrayacak yeni bir parti MHP’nin beklediği büyük atağın da önüne kesebilir diye düşünüyoruz.
Ekonomi açısından baktığımızda yaşanacak bütün tartışmaların sonucunda mali disiplinin bozulma tehlikesini görüyoruz.Bu tartışmalar, AKP’nin varolma çabası, Cumhurbaşkanlığına gidene kadar arabanın devrilmeden yürütülmesi çabasının yanısıra halk desteğinin sağlanması için düşünülecek popülist yatırımlar mali disiplini tehdit edebilir. AKP hükümetinin, daha önceki hükümetler gibi zaten fırsat bulduğunda popülizm yatırımlarından kaçınmadığını biliyoruz. Zor durumda kaldığı takdirde, hele bir erken seçim ihtimalinde, bizce en büyük tehlike, enflasyon hedefini de tehlikeye sokabilecek, mali disiplinin korunması tehlikesi.
YAPISALLAR HEMEN YAPILMALI
Aslında erken seçim olmasa bile, 2006 yılı, Cumhurbaşkanlığı seçim hazırlıkları ve 2007’de yapılacak genel seçim için ekonomide ısınma yılı olabilir. Yani mali disiplinden taviz verilecek, geniş halk kitlelerine yüksek zamlarla gelirler politikasının olumsuz etkileneceği yani enflasyon hedefinin tehlikeye gireceği bir yıl olma tehlikesi bulunuyor.
Bizce mali disiplinin ve olsa da olmasa da 2006’da uygulanması beklenen seçim ekonomisinin yaratacağı tehlikeleri en aza indirmek için, hemen yılın başında yapısal tedbirlere ağılık vermek gerekir. Aksi takdirde, yani kara deliklerin devam etmesi halinde mali disiplinin bozulması ekonomiyi daha fazla tahrip edecektir.
Muhtemel iç siyasi çekişmelerin bir ayağını da AB hedefleri ve gerekliliklerinin oluşturması da kaçınılmaz. AKP’liler, ‘AB bizi sıkıştırmayacak’ diyorlar ama yeni bir seçime kadar ek protokolün görüşülmesinin ertelenmesi söz konusu olamaz. Bu nedenle AKP’nin çekindiği, TBMM’de AB kararlarının görüşülmesi, iç siyaseti ve yeni bir cepheleşmeyi artırabilir .
Bunun yanısıra uluslar arası likiditenin durumu, içerideki döviz fiyatlarını, dolayısıyla tüm dengeleri tehdit edecek bir tehlike olarak, sürekli izlenecek bir gelişme olacak.
Bizce yıllardır yapılanların, çekilen sıkıntıların boşa gitmemesi için, ekonomik istikrarın artık halka yansımaya başlayacağı bu yıllarda, geri dönüşe kesinlikle izin verilmemeli. Artık işaleminin de istediği gibi ‘ekonomik kriz olmadan iktidar değiştirme’nin yolu da bulunmalı.
Umarız ekonomide saydığımız tehlikelerin yaşanmayacağı bir yılı yaşarız.
Hepinize sağlıklı, mutlu, krizsiz bir yıl dilerim...