PİYASALARIN işlerine geldiği için, sadece iyi haberleri satın aldığı, kötü haberleri görmezden geldiği dönemleri yaşadık. O dönemlerde, “piyasaların havası değiştiğinde de tam tersi hareket edeceğini, iyi haberleri görmeyip sadece kötü haberleri satın alarak fiyatlara yansıtacakları dönemlerin geleceğini” söylemiştik.
Son günlerde yaşananlar sanki böyle bir dönemi işaret eder gibi... Bu hareket tarzı piyasaların tümü için yani sadece iç piyasalar için değil, küresel piyasalar için de geçerli. Küresel piyasalar, artık iyi haberlerden çok kötü haberleri algılayıp fiyatlara yansıttıkları bir dönemi yaşıyorlar. Bizde de benzer eğilim geçerli ama daha önce IMF anlaşması olacak diye küresel piyasalardan olumlu anlamda ayrışan iç piyasaların, şimdi de olumsuz anlamda ayrıştığını görüyoruz. Yani son günlerde küresel düşüşlerden daha hızlı düşüşler yaşamaya başladık. Bunun en büyük nedeni ise IMF ile anlaşma umudunun giderek azalması. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yılın son günlerinde, yeniden IMF ile anlaşma umudu pompalayınca piyasa nasıl küresel iyileşmeden daha hızla yukarı gittiyse, şimdi de geriye dönerken yine daha hızlı iniyor. Piyasa oyuncuları bunun nedenini, “Son günlerde IMF ile anlaşma umudunun yeniden azalmasına” bağlıyorlar. Peki, IMF ile anlaşma umudu tümüyle mi yitirildi derseniz, henüz bu aşamaya gelmiş değiliz. Bir başka deyişle IMF ile anlaşma yapmayacağımız kesin olarak açıklandığında, piyasaların epeyce bir daha geriye gelecektir. Piyasaların bu görüşe kanıt olarak, yabancıların büyük bir hızla çıkmasını gösteriyorlar. Bu arada yabancıların özellikle hisse senedi piyasalarından bu kadar hızlı çıkmasının bir başka nedeninin de, “küresel ekonomideki düzeltme hareketinin daha büyük olacağını tahmin etmeleri” olabileceğini de söylüyorlar. Küresel piyasalardaki bu hareketin “büyük bir düzeltme hareketi olup olmadığı” ise şimdilik tartışılıyor. Piyasaların bir süre daha, genel eğilim aşağı olmak üzere, ileri geri gideceği, yani volatilitenin yüksek olacağı kaydedilirken, bu düzeltmenin boyutlarının şimdilik kestirilem ediğini gözlüyoruz... Neden ise açık; “dayanaktan yoksun bir hızla arttığı” uyarılarına rağmen şişmeye devam eden piyasalar, şimdi bu aşırı şişkinliği geri alıyor. BABACAN MORAL DÜZELTMEYE ÇALIŞIYOR AMA... Piyasalarda boyutları bilinmemekle birlikte, bir düzeltme yaşandığı kanısı yaygınken, “asıl düzeltmenin ise enflasyonun artmaya başladığı , yani sıfır faizle piyasaya verilen paraların geri çekilmeye başladığı dönemde yaşanacağını” söyleyenlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu söylemeliyiz. Yani düzeltme hareketi, sadece yaşadığımız hareketle sınırlı kalmayacak. Böyle bir dönemde Türkiye ise her zaman söylediğimiz gibi; çıpasız bir biçimde dalgaya yakalanmış durumda. “Sanki IMF çıpası varmış gibi gösterme”nin de artık sonuna gelindi. IMF tarafı Biraz geç kaldı ama sonunda kendi itibarını da düşürnmek zorunda olduğunu hatırlayıp, “Ya program için heyeti çağırın ya da artık 4. madde incelemesi için biz heyet göndereceğiz” noktasına geldi. Yani artık hükümetin “IMF ile anlaşma yapacağız” diye bu kadar oyalaması IMF’in de sabrını taşırdı, biran önce karar verilmesini istemeye başladı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın dün basın toplantısı yaparak teşvikleri anlatacağını duyunca “nereden çıktı” diye şaşırmıştım. Anladım ki; Babacan “Teşvikler aldılar, yüklü yatırımlar geliyor” diyerek, piyasaların moralini yüksek tutmaya çalışıyor... Bu açıklamanın ardından piyasaların daha da kötüleştiği ortada. Yani artık piyasaların karnını “kuru laf” doyurmuyor, eylem görmek istiyorlar. Bir başka deyişle; IMF gibi piyasa da hükümetin oyalamasından çok sıkıldı...