IMF yoksa, Dünya Bankası'ndan 4.5 milyar dolar da yok
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GEÇEN hafta Dünya Bankası İcra Direktörleri Kurulu Türkiye'ye 3 yıllık dönemde 4.5 milyar dolarlık kredi verilmesini onayladı. Bir gün sonra Hazine Müsteşarlığı bir açıklama yaparak, bu haberi kamuoyuna duyurdu.
Bence bu açıklama biraz eksik. Çünkü 4.5 milyar dolarlık bu hacim ‘‘şartlar yerine getirildiği takdirde kullanılabilecek’’ bir hacim. Şöyle örnek vereyim; geçtiğimiz 3 yıllık dönem için önce 5 milyar dolarlık bir hacim belirlenmiş, artırımlarla bu hacim 6.2 milyar dolara çıkmıştı. Bunun ancak 4.2 milyar dolarlık kısmı kullanılabildi. Aslında ‘‘kullanılabildi’’ demek yanlış, çünkü 4.2 milyar dolarlık kısmı İcra Direktörleri Kurulu'nda onaylandı, yani bunun da hepsi kullanılamadı.
Açıklamadaki bir eksik de onay tarihine ilişkin. Çünkü onayın temmuzda olması gerekiyordu. Dünya Bankası'nın mali yılları temmuz-temmuz ve 3 yıllık süre 1 Temmuz 2003'de başladı. Yani Hükümet bir türlü karar veremediği için, yaklaşık 5 aylık bir gecikme sözkonusu...
Açıklamadaki en büyük eksik ise bu portföyün, ‘‘Türkiye'nin uyguladığı ekonomik programa devam etme koşulu’’na bağlı olması. Onaylanan metinde yer alan bu şart, açıklamada yoktu. Eğer Türkiye ekonomik programı uygulamaya devam etmezse 3 yıllık sürede kullanabileceği miktar 1.3 milyar dolara iniyor. Yani yapısal uyum kredilerini kullanamıyor, sadece deprem, sağlık, eğitim, kırsal gelişme gibi sosyal amaçlı projeler için kredi alabiliyor.
Peki, Türkiye'nin ekonomik programa devam edip etmediği nasıl belirlenecek?
Yetkililer,önümüzdeki yıl sonunda bitecek IMF anlaşmasından sonra Dünya Bankası yönetiminin IMF'yle yeni bir anlaşma olmasa bile, ‘‘Türkiye ekonomik programa devam ediyor’’ saptamasında bulunup, bu hacmin tümünün kullanılmasına karar verebileceğini söylüyor. Ardından ‘‘Ancak’’ diye ekleyip, Dünya Bankası'nın şimdiye kadar böyle bir kararının bulunmadığını ekliyorlar. Yani Dünya Bankası ülkelerin ekonomik programa devam edip etmediğini belirleme işini, hep IMF'ye bırakmış. Yazılı olmasa da fiili gerçek şu; IMF programı bir şekilde 2004 sonrasında da devam ederse, Türkiye Dünya Bankası'ndan 4.5 milyar dolar kredinin tümünü, şartları da yerine getirirse alabilir. IMF anlaşması biterse, kredinin hepsini alamaz.
YAPISALLARI SAVSAKLIYOR
‘‘Olumlu hava pompalaması’’ içinde yeterince işlenmeyen bir şey var, o da; Hükümet'in kalıcı büyüme için gerekli olan yapısal tedbirler konusunda niyetli olmaması. Bu nedenle daha çok yapısallara önem veren Dünya Bankası ile ilişkiler de pek hoş değil. Daha Dubai'de Dünya Bankası yönetimine ‘‘IMF'yi halledelim sonra sizinle detaylı görüşmelere başlayalım’’ dediler ama hálá çağırmadılar. Dünya Bankası'nın yeni direktörü ABD'den döndükten sonra, gelecek hafta belki Devlet Bakanı Ali Babacan'la bir görüşme bekleniyor. Sosyal güvenlik, özelleştirme, enerji, tarım, bankacılık gibi, kesinlikle reformların sürmesi gereken alanlarda, Hükümet'ten ses yok.
Hükümet'in yapısallara, dolayısıyla Dünya Bankası'na soğuk davranmasının en büyük kanıtı 2002 yılı Temmuz ayında kullanılan 300 milyon dolarlık ikinci eğitim kredisinden buyana, hiç kredi kullanılmamış olması. Yani Hükümet Dünya Bankası'ndan hiç kredi kullanamadı.
Geçmiş dönemde sağlanan 1 milyar 350 milyon dolarlık kamu sektörü ve bankacılık reformlarına ilişkin yapısal uyum kredisinin daha öne 450 milyon dolarlık kısmı kullanılmıştı. Sonraki dilimler için şart olan Vakıfbank'ın özelleştirme stratejisinin belirlenmesi, doğrudan gelir desteği için çerçeve kanun çıkması, kamu mali yönetim reformu ve fonların kapatılmasına ilişkin yasalar çıkmadığı için, toplam 900 milyon dolarlık bölümü geçen temmuzda iptal edildi. Hükümet özellikle doğrudan gelir ve Vakıfbank için, hala bir şey yapmak istemiyor.
İşte iptal edilen bu kredi yeniden, 4.5 milyar dolarlık yeni kredi portföyüne dahil edildi.
IMF'nin de hatası nedeniyle, Hükümet sadece IMF'nin kısa vadeli şartlarına bakıp, asıl kalıcı ve istikrarlı büyümeyi sağlayacak yapısal tedbirleri es geçiyor. Bu, çok büyük bir tehlike işareti...