IMF olmaz diyor, hükümet aflardan vazgeçmiyor

ŞİMDİYE kadar ‘Bu kafayla IMF ilişkileri zor gider’ diye çok yazdık ama IMF ilişkileri sürdü gitti.

Dün TBMM’de görüşülen bazı kamu alacaklarına af getiren yasa tasarısı zaten IMF’in karşı çıkması gereken, daha önce karşı çıktığı bir düzenlemeydi.Dün Komisyonda bunun üzerine tüy dikildi ve SSK ve Bağ-kur prim alacaklarına af getiren bir önerge de tasarıya dahil edildi. Bu yasa kamuoyunda, Maliye Bakanlığı tarafından getirilip, bizzat Bakana af getiren yasa olarak biliniyor. Geçtiğimiz gün yasa tartışılırken, ‘ben hayali ihracat tanımıyorum’ diyen Maliye Bakanı, SSK ve Bağ-kur prim affı maddesi sorulduğunda ise gazetecilere ‘IMF düşünsün’ deyip, kestirip atmış. Bir yandan da Devlet Bakanı Ali Babacan’ın bu önergeden bilgisi olduğunu kaydedip, ‘Babacan’a sorun’ demiş.

Şimdi ‘bu kafayla bu iş yürümez’ denmez de ne denir? Bunun üzerine birileri çıkıp ‘Gördük yürüyor’ derse de, bizim söyleyeceğimiz bir şey yok...

Kısacası; dün TBMM Komisyonunda eklenen madde bize çok tehlikeli bir madde gibi geldi ama kesin yargılara varmak, IMF’in buna karşı çıkacağını değiştireceğini söylemek ya da IMF’in sert tepki vereceği tahmininde bulunmakta da zorlanıyoruz. Bakalım göreceğiz..

Bu önergeyi yorumlattığımız sosyal güvenlikle ilgili yetkililer, affın ‘Alacağın bugünkü değerini azaltan bir işlem’ olarak tanımlandığını, bu nedenle Hükümetin zaman zaman IMF’i, ‘bu af değil, ödeme kolaylığı’ diye atlattığını söylediler. Aynı yetkililer, bu alacağın 18 ayda tahsili konusunun ise daha büyük sıkıntı yaratacağı tahmininde bulundular.

Yasa taslağına eklenen önerge, SSK ve Bağ-Kur’un prim alacaklarını yeniden yapılandırıyor. Yani gecikmiş prim alacaklarının üzerine binen gecikme faizi ve zamları indirip, gecikmeyi üretici fiyat endeksi (ÜFE) ye endeksleyip, 18 ayda tahsil etmeyi öngörüyor.

IMF bu düzenlemeye karşı çıkmayacaksa, adama, ‘O zaman, niyet mektubu IMF İcra Kurulu’ndan geçmeden, en baştan yasa tasarısına neden koymadınız’ diye sormazlar mı?

IMF karşı çıksın ya da çıkmasın, bunun yarar getirmeyecek bir uygulama olduğunu herkesin görmesi gerekiyor. Daha 2003 yılında ‘yeniden yapılandırma’ adı altında bir af getirilmişti Yani 2 yıl bitmeden yeni bir af getiriliyor. O zaman alınamayan para, şimdi mi alınacak?

Ayrıca Bağ-kur’dan alacaklar toplamı 21.6 katrilyon lira olarak belirtiliyor ve ne yaparsanız yapın bunu tahsil etmeniz mümkün değil, bu alacaklar artık ‘fiktif’ hale gelmiş. 6.3 katrilyonluk birikmiş SSK alacağı ise, yıllık 20 katrilyonluk tahsilat içinde artık büyük bir rakam değil. Peki Hükümet bu affı, IMF’le çatışma pahasına, neden çıkarıyor? Olsa olsa ‘Partili birkaç kişi, şirket var onları kurtarmak için bu düzenleme yapılıyor’ denmez mi?

NİSAN NAKİT DENGESİ AÇIKLANMADI

Bu arada şeffaflık adına, verilerin zamanında açıklanması adına geri adımlara da rastlıyoruz. Bankacılık kesiminde Nisan ayına ait ‘Hazine nakit dengesi’nin neden açıklanmadığı merak konusu oldu. Her ay, bir önceki aya ait nakit dengesi, bütçe dengesinden önce, ayın 3-4’ü gibi açıklanırdı ama Nisan ayına ilişkin nakit dengesi duyurusu hala yapılmadı.

Hazine’ye sorduğumuzda ilginç bir yanıtla karşılaştık. Efendim, nakit dengesi basın duyurusu için Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı’nın imzası gerekiyormuş, açıklanacağı tarihlerde Müsteşar toplantılar için İstanbul’daymış, o nedenle imzası alınamadığı için Nisan ayı nakit dengesi basın duyurusu yapılamamış. Ama Hazineciler, basın duyurusu yapılmadan Nisan ayına ait nakit dengesinin internet sitesine konulduğunu söylemişler. Baktığınız zaman gerçekten bu rakamların internet sitesinde olduğunu görüyorsunuz. Peki yayınlamayacak mısınız diye sorduğumuzda ‘artık geçti bu ay basın duyurusu yapılmayacak’ yanıtı alıyoruz.

Garip değil mi? Basın duyurusu için Müsteşarın imzası gerekiyor, Ankara dışında diye imza alınamıyor ve her ay yayınlanan duyuru bu ay yapılmıyor. Buna karşılık ayrı rakamlar, Müsteşar imzası gerekmediği için resmi internet sitesine konuyor... Ciddiyete bakın...

Ondan sonra da piyasada ‘Yayımlanmadı acaba bir şey mi var?’ sorusuna neden oluyor.

Diyoruz ya, bu bir anlayış meselesi... Bu kafayla, ite kaka zor, çok zor...
Yazarın Tüm Yazıları