IMF’yle 3 yıllık yeni stand-by anlaşmasının henüz ilk ayını yaşıyoruz. Buna karşılık daha ilk ay içerisinde IMF’ye verdiğimiz taahhütlere ters düşüp düşmediği tartışmalı olan düzenlemeleri konuşmaya başladık.
Bu bizce ilk ve tek sorun olmayacak. Gidişata bakıldığında, özellikle yasal tedbirlerin zamanında yani niyet mektubunda yazılan tarihlere yetişmesi oldukça zor görünüyor. Yani, IMF’yle sıkıntılar başlar, gecikmeleri konuşmaya başlarsak kimse için sürpriz olmamalı...
İlk sorun kamu alacaklarının affından çıktı. TBMM’de komisyonlarda görüşülürken son anda eklenen SSK ve Bağ-Kur affının IMF taahhütlerine ters olup olmadığı tartışma konusu oldu. Henüz IMF’den bir yanıt alamadık ama niyet mektubu bunu şöyle tanımlıyor:
‘Kamu alacağı affı, bireysel ödeme gücü ile ilişkilendirilmeden veya bireysel bazda tahsilat yapılmasına teşebbüs edilmeden bir kamu alacağının net bugünkü değerindeki azalma olarak değerlendirilecektir.’
Kimi yorumcular bu tanıma göre getirilen maddenin af sayılabileceğini yani taahhütlere ters olduğunu, kimileri ise uygun olduğunu yani sorun olmayacağını söylüyor. Hangisinin doğru olduğu IMF açıklamasıyla netlik kazanır ama anlamadığımız şu: O zaman niyet mektubu IMF İcra Kurulu’ndan geçene kadar bu affın tasarıya eklenmesi için neden beklendi?
İş bununla da bitmiyor. Niyet mektubunda sosyal güvenlik ve bankacılıkla ilgili yasaların Haziran ayı sonuna kadar TBMM’den geçeceği konusunda söz verilmiş durumda.
Geçtiğimiz hafta Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, yasanın haziran ayına yetişmeyebileceğini, sonbahara kalabileceğini söyledi. Biliyoruz ki; geçtiğimiz hafta yasa tasarıları üzerinde yoğun tartışmalar yaşandı. Teknisyen düzeyindeki bu tartışmaların daha da uzayacağı anlaşılıyor. Kötü olan ise çeşitli kurumların hazırlanan taslakları delecek hatta işin omurgasını bile değiştirecek değişiklikler için bastırmaları. Kısacası; bu tartışmalar uzayacağa benziyor ve uzlaşma zor görünüyor. Eğer Haziran ayında TBMM’den Sosyal Güvenlik Yasaları çıkarılamazsa, performans kriteri yerine getirilmemiş olacak.
Aynı şekilde bankacılık yasasının görüşmesi de uzuyor. Tasarı hala alt komisyonda ve daha epeyce süre burada bekleyeceğe benziyor. Yani Haziran ayında bu yasanın TBMM’den geçmesi de zor görünüyor. Bu yasa da Haziran ayında geçirilmesi gereken yasalar içerisinde.
YAZ SAKİN GEÇMEYEBİLİR
Buna karşılık IMF Türkiye Masası gözden geçirme için, büyük ihtimalle Haziran ayının ikinci yarısında Ankara’da olacak. Bu gözden geçirmede performans kriteri olan başka bir unsur da Mayıs sonu itibariyle rakamsal gerçekleşmeler. Yani IMF Heyeti Mayıs sonunda gerçekleşen rakamların hedeflere uyup uymadığını sorgulayacak ayrıca yasaların çıkıp çıkmadığına bakacak. Başka yapılması gerekenler de var ama en önemlileri bunlar.
Bana karşılık TBMM’nin çalışmasının, artık ağır aksak yürüdüğü gözleniyor. AKP milletvekillerinin devam sorunu başladı. Başbakan Tayyip Erdoğan, özel olarak milletvekillerine ‘Meclis’e gelin, geçecek yasalar var’ deme gereği duyuyor.
Demek istediğimiz o ki; Haziran ayı sonunda TBMM’de milletvekili arasanız, pek bulamazsınız. Zaten türban, Kıbrıs, Irak sorunları nedeniyle tedirgin olan, işsizlik başta olmak üzere günlük ekonominin rahatlatılamaması nedeniyle şikayetler alan milletvekillerini Temmuzdan itibaren Ankara’da tutmak hayli zor olacak.
Buna karşılık ise IMF İcra Kurulu’nun yaz tatili var. Yani Haziran sonuna kadar bütün bu işler tamamlanmaz, gözden geçirme onayı Temmuz’a kalırsa, gözden geçirmenin zamanında onaylanması zor. Bununla da bitmiyor, ardından Eylül’de yapılması gereken çok şey var.
Geçen seferkini kazasız atlattık ama bu stand-by’ın gidişatı hayli zor görünüyor.
Bu arada unutulmaması gereken başka bir unsur da ay sonunda Fransa’da yapılacak referandum. Piyasaların gözü kulağı bu referandumda olacak. Bir da kötü sonuç çıkıp üzerine IMF gecikmeleri başlarsa, piyasalar bu yazı sakin geçirmeyebilir...