Hükümet Merkez’in eleştirilerine hazırlıklı olmalı

AB kararıyla birlikte Merkez Bankası yönetimi de atağa geçti. Aslında IMF’yle anlaşma yapılacağının açıklanmasının ardından böyle bir hareket gelebilirdi ama 17 Aralık yaklaştığı için AB kararı da beklendi...Piyasalar uzun zamandır bir faiz indirimi beklentisi içindeydi ama Merkez Bankası yönetimi temkinli davranarak, önünü iyice görmek istedi. Dün yapılan 2 puanlık faiz indirimi bazı bankacılar tarafından ‘yeterli olmadığı’ için eleştiriliyor ama bazı bankacılara göre uygun bir hareket oldu. Merkez Bankası’nın faiz indiriminde, yine muhafazakar bir tutum izlediğini görüyoruz. Bunun nedeni ise önümüzdeki yıl çok daha etkinleşmesi gereken enflasyonla mücadele...Merkez Bankası sonunda IMF’nin ısrarlarına dayanamadı ve ‘enflasyon hedeflemesi’ için düğmeye bastı. Gerçi yine 1 yıllık bir geçiş süresi kazandı ama artık enflasyon hedeflemesinden geri adım atılamayacağı da ortaya çıktı.Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflemesine geçebilmesi için, şeffaflığın artırılması başta olmak üzere, ek birtakım argümanların da devreye girmesi gereği ortada. İşte bu nedenle Para Piyasası Kurulu’nun toplantılarında alınan kararların basına açıklanması yoluna gidilecek. Her ayın 8’inde yapılacak bu toplantıların herkes tarafından dikkatle izlenmesi gerekecek. Yani piyasalar FED toplantıları gibi, Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu toplantılarının arkasından yapılacak açıklamaları da, çok detayıyla incelemek zorunda kalacak.Bu açıklamalarla birlikte Merkez Bankası’nın faiz indirme ya da aynı düzeyi devam ettirme yönünde alacağı kararlar ve mutlaka ne yapılacağına ilişkin açıklamaları gelecek. Yani faiz indirimleri bundan sonra daha öngörülebilir, hatta ölçülebilir bir hale gelecek.Aslında Merkez Bankası bu uygulamaya geçerek, taşın altına elini iyice sokmuş olacak. Yani yönetimi açısından, alacağı risk artacak. Bu kaçınılmaz olarak Merkez Bankası’nın bundan sonra, ekonomide diğer karar alıcılar konusunda yapacağı yorumları daha da netleştirmesini beraberinde getirecek. Yani ekonomi yönetiminde ve politikada, hangi noktada nelerin yanlış hatta eksik yapıldığını açık açık kamuoyuna açıklaması gerekecek ki; sonuçta çıkacak olumsuzlukların nedenleri tüm çıplaklığıyla ortaya konabilsin...ABD’DEKİ GİBİABD’de zaman zaman gördüğümüz ‘Hükümet-Merkez Bankası çatışması’, Türkiye’de de bundan sonra kaçınılmaz bir çatışma olacak. Daha doğrusu işin doğasında olan bu çatışma, bundan sonra, daha fazla gözönünde yaşanacak.Belki de Merkez Bankası önümüzdeki dönemde Hükümete daha ağır eleştiriler, yoğun uyarılar yöneltmek zorunda kalacak. Şimdiden Başbakan dahil bakanların ve diğer ekonomi bürokratlarının bu duruma kendilerini alıştırmaları lazım.Enflasyon hedeflemesine geçilmesi isteniyorsa, bu tür eleştirilerin kaçınılmaz olacağının da şimdiden görülmesi, hazmedilmesi gerekecek.Hazırlıklı olunması gereken bir başka nokta ise ‘bundan sonra likiditenin çok sıkışık seyredeceği’ gerçeği. Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, bütün yıl sürecek döviz alım ihalelerinde döviz alıp Türk Lirası verilecek olmasına rağmen, önümüzdeki yıl likidite sıkışıklığı yaşanacağı konusunda şimdiden uyarılarını yaptı. Likidite sıkışıklığının piyasadaki faiz indirimini engelleyecek düzeye gelmemesi için de, yeni uygulamaya koyduğu mekanizmaları anlattı.Belli ki Merkez Bankası enflasyonla mücadele hedefi için likiditeyi rahatlatmayacak. Daha doğrusu likiditenin ‘öldürmeyecek ama fazla canlandırmayacak’ kadar seyretmesini istiyor. Böyle olunca bankaların çok daha hassas nakit yönetimi yapma gereği de ortaya çıkıyor.Açıkca söz edilmese de, yeni açıklanan para ve kur politikalarının getireceği sonuçlardan bazıları bunlar... Hem Merkez Bankası, hem bankalar için işler daha da zorlaşacak.
Yazarın Tüm Yazıları