Hisarcıklıoğlu’ndan ‘yeni küresel düzen’ uyarısı

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile iki gün boyunca Kudüs’teydik ve yıllardır devam eden işadamları kanalıyla İsrail-Filistin yakınlaşması için gösterdiği çabaların nihayet meyvelerini almaya başladığı için mutluydu.

Haberin Devamı

Kudüs Büyükelçimiz Şakir Torunlar’ın dediği gibi; “Başkan ‘rüyamız gerçek oldu’ sözünü sonunda Filistinlilere de benimsetmiş” görünüyordu.
Hisarcıklıoğlu, İsrailli ve Filistinli işadamlarının ICC bünyesinde Kudüs Tahkim Merkezi’ni kurup, iki ülke işadamlarının kendisini, ihtilaflarda uzlaşma için Başkanlığını istemelerinden, Merkezin faaliyete geçmesinden gurur duyuyordu.
Yanısıra Filistin’de Cenin’de TOBB’un kamulaştırma parasını ödediği, inşasını yapacağı bir sanayi bölgesi kurmak ve İsrail’den, sınırındaki bu sanayi bölgesine kolaylık sağlama taahhüdü almakla, 8 yıllık bir çabanın da meyvesini artık alıyordu. Şimdi bölgenin hızla kuruluşuna başlanacak ve 5 bin Filistinliye iş imkanı yaratılacak. TOBB’un büyük çabasıyla iki ülke işadamları arasında kurulan bu iki köprünün barışın sağlanmasına büyük katkı yapacağı apaçık ortada. Bence TOBB’un bu çabaları stratejik ve ekonomik olarak artık eski sıcak dönemine dönmesi gereken İsrail ve Türkiye ilişkileri açısından da büyük bir “soluklanma” imkanı veriyor.
Hisarcıklıoğlu’nun, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) kanalıyla ağırlık verdiği bu uluslararası projelerin hayata geçmesi ülke açısından de kritik öneme sahip. TEPAV Direktörü Prof. Güven Sak ve ekibinin 2005’den bu yana yaptığı onlarca ziyaret nihayet sonuç vermeye başladı. Bunun yanında Dışişleri Bakanlığı’nın da bilgisi içinde Hisarcıklıoğlu ve TEPAV’ın Türkiye’ nin diğer sorunlu alanlarında da, kamuoyunun gündemine çok gelmese de, ciddi çaba sarfettiğini, ekonomik projeler geliştirdiğini biliyoruz.
Hisarcıklıoğlu’nun sık sık dediği gibi “ticaret varsa barış olur” sözü sadece sarfedilmiyor, bunu gerçek kılmak için ciddi çaba harcanıyor.
Hisarcıklıoğlu sadece bölgeyle değil, Türkiye’nin geleceği açısından belirleyici olabilecek küresel gelişmelerle de yakından ilgili. Kudüs’e giderken, özellikle bu küresel gelişmelerle ilgili genel bir değerlendirme yaparak, bu konulara mutlaka kafa yormak gerektiğinin altını çizdi. Üzerinde durduğu küresel gelişmeye göre ABD merkezli yeni bir dünya düzeni, yeni bir ekonomik sistem kuruluyor. ABD’nin geçtiğimiz yıllarda Japonya ve Kore’nin başını çektiği Asya-Pasifik ülkeleri ile yatırımları da içeren TPP (Trans-Pacific Partnership) müzakerelerini başlattığını hatırlatarak, AB ile yeni başlayan T-TIP müzakerelerini de ekleyerek, “İşte bu yeni bir düzendir” diyor.

AB’NİN ÖNEMİ YENİDEN BÜYÜYOR


İki anlaşmanın tamamlanmasıyla küresel ekonominin ve yatırımların yüzde 75’ine hükmeden dünyanın en büyük serbest bölgesinin oluşacağını, Türkiye’nin, bu yeni yapının avantajlarından nasıl faydalanabileceği, yeni düzenin içinde nasıl konumlanacağı üzerinde mutlaka ciddi biçimde durması gerektiğini söylüyor. Sadece ticaret değil, dünyanın yüzde 75’nin dahil olacağı yeni standartların oluşacağını, bunun dışında kalınamayacağını, bu çerçevede AB ile biran önce bütünleşmenin, tam üyeliğin de hayati öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor. Dünyada ilk kez gelişen ekonomilerin büyüklüğünün, gelişmiş ülkelerin önüne geçip yüzde 51’e ulaşmasıyla bu düzenin kurulmasına hız verildiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, ”Eğer bu pazarın içinde olamazsak, bize Çin, Hindistan, Rusya ve Afrika kalacak. Türkiye’nin önümüzdeki dönem kazananların içinde olması için, bu yüzde 75’lik pazarın içinde muhakkak bulunması lazım. ABD küreselleşmeyi yeniden şekillendiriyor. Küreselleşmenin yerini bölgeselleşme alıyor. Dışarıda kalanlar için hayat zorlaşacak” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları