Paylaş
Hemen ardından ise artık yılsonu bilançolarının makyajlandığı, ince rötuşların yapıldığı bir ayı yaşayacağız.
Yani 2009 yılını piyasaların artık kapatmaya başladığını söyleyebiliriz. Belki de bu nedenle bazı piyasa oyuncuları uzun tatillere başladılar bile...
Bu yıl için “artık olan oldu” diyebiliriz. Bankalar açısından bakıldığında 2009 yılı kârlı bir oldu. Bankalar bir yandan küresel ekonominin şimdiye kadar olmadığı biçimde derinden etkilendiği bir piyasa yaşadılar. Öte yandan Hazine’nin borçlanma ihtiyacının artması nedeniyle, parayı yatırdıkları bu kağıtlardan çok önemli karlar elde ettikleri bir yılı geçirdiler. Sonuç olarak bankacılar, 2009 yılını ummadıkları kadar iyi geçirdiler.
Bu karlılıkta küresel krize sağlam bir bankacılık yapısı ile yakalanmamızın büyük etkisi olduğu, banka yöneticilerinin de içten içe bu gururu taşıdıklarını söylememiz gerek. İçten içe diyoruz; çünkü özellikle son 6 ayı banka yöneticilerinin sürekli olarak “karlı oldukları için yeni bir vergi salması ile karşılaşmaktan korkarak geçirdiklerini” gördük. Bu nedenle göğüslerini gere gere “Biz iyi iş yaptık, o nedenle böyle karlıyız”
diye konuşamadılar.
Bankaların karlı bir yıl geçirmesine rağmen reel sektör açısından iyi bir yıl olduğunu kimse söyleyemez. Yine aynı biçimde tüketiciler için de, yani halk için iyi bir yıl olmadığı da kesin.
İşte bu nedenle, iktidar partisinin bazı üyeleri başta olmak üzere, “reel sektör bu kadar zor durumdayken bankalar çok karlı” diyenler çıktı ama şimdiye kadar,
iyi ki, ekonomi yönetimindekiler bu dolduruşlara gelmediler.
Eğer gelselerdi, işte o zaman bankaların üzerine gelmenin çok ağır maliyeti olduğunu, ekonomi dışı uygulamaların sonunda çok daha ağır bedeller yaşattığını, geçmiş örneklerde olduğu gibi, yine görürler, dengeyi bozarlardı.
MEVCUT SEYİR KORUNUR
Aslında geçmiş zaman kullanmak yeterli değil, çünkü bence iktidar partisi ağırlıklı bazı politikacılarda böyle bir eğilim hala var ve ileride önemli bir sıkıntı yaşanırsa, kimsenin şüphesi olmasın ki; yine aynı cin fikirler ortaya saçılır...
Bu hafta ve önümüzdeki haftayı içine alacak güdük haftalarda, özellikle hisse senedi piyasalarında dalgalanmalar yaşanması beklenebilir. Aslında hisse senetleri için, yıl sonu pozisyon kapamalarının da etkisiyle, Aralık ayı içinde de hareketli bir seyir izleyebiliriz.
Ancak asıl bakılması gereken döviz ve faiz piyasalarında ise mevcut seyrin, bu yıl sonuna kadar, küçük hareketlerle korunacağı tahmin ediliyor.
Bankacıların şimdiden gelecek yıl ne yapacaklarını düşündüklerini de biliyoruz. Son dönemde artmaya başlayan, konut kredileri başta olmak üzere, çeşitli tüketici kredilerindeki yeni kampanyaların da bu kapsamda yani 2010 yılına hazırlık olarak değerlendirilmesi gerekir. Bankalar şimdiden faiz indirimi dibi gördüğü için
Hazine kağıtları yerine koyacakları karlı plasmanlar alanları arıyor.
Bu yıl öyle ya da böyle geçti ama gelecek yıl ne olacak sorusunun yanıtı o kadar net değil. Herkes, “yavaş bir büyüme döneminin yaşanacağını” söylüyor ve öyle anlaşılıyor ki; bu yavaş büyüme sürecine piyasaların sabrı yeterse, çok büyük dalgalar yaşamayız. Ancak biliyoruz ki; piyasalar böyle yavaş, adım adım, küçük oranlı karlarla yetinmeye pek yanaşmazlar, sabırlarıbu kadar ağır bir sürece pek yetmez...
Özetle; bankacılar dahil herkes için, 2010 bu yıldan daha zor geçebilir...
Paylaş