Faizde fazla düşüş beklenmesin

2005 yılında nominal, dolayısıyla reel faizlerin önemli ölçüde düşeceği yolunda, yaygın bir beklenti var.Bu beklentinin mali kesimde daha temkinli; buna karşılık özellikle politikacılar arasında daha yüksek bir beklenti olduğunu da söylemeliyiz.Bizce 2005 yılında öyle çok önemli faiz düşüşleri beklenmemeli. Bunu, daha sonra hayal kırıklığı büyük olmasın diye, baştan söylemekte fayda var. Reel faizlerin çok fazla düşmeyecek olması da, doğal olarak sıcak para akışının hız kesmeyeceği, mortgage gibi yeni uygulamaya konacak sistemlerin hemen uygulama alanı bulamayacağı sonuçlarını yaratacak.Peki, niye faizler fazla düşmeyecek?Her şeyden önce 2005 için belirlenen yüzde 8’lik enflasyon hedefinin gerçekleştirilmesinin hiç de kolay olmayacağını söyleyerek, başlamak gerekiyor. Geçen yılki enflasyon hedefi, yüksek büyümeye rağmen tutturuldu ama bu sene hedefi tutturmak daha zor olacak. Başta, dünya enerji fiyatlarındaki seyir bilinemiyor. Enerji fiyatları çok artmasa bile, epeydir baskı altında tutulan doğal gaz fiyatları içerde artacak. Bakanlığın tersine istemesine rağmen, elektrik üretiminde doğalgaz payının arttığını da düşünürseniz, bunun çok daha uzun süredir tutulan elektrik fiyatlarına yansıması da kaçınılmaz görülüyor.Bizce belediyelerin aralık ayında yaptıkları yüksek toplu taşım ve diğer altyapı fiyat artışlarının ocak ve şubat ayları enflasyonlarına önemli ölçüde artırıcı yönde etkisi olacak.Sanayi üretiminde yüksek artışlar, kira ve hizmet fiyatlarındaki katılık, petrolün yanısıra dünya ana metal fiyatlarındaki artışlar, enflasyon için önemli riskler. Uluslar arası piyasalarda meydana gelecek likidite daralması da enflasyon hedefini olumsuz etkileyebilir. Yeni yılda enflasyon hedefini en fazla zora sokabilecek risklerin başında, mali disiplinde bozulma ve yapısal tedbirlerde gecikme tehlikesi başı çekecek. Bu takdirde enflasyon hedefinin gerçekleşmesi zora girebilir.YILLIK 3-4 PUAN İNDİRİMBunlara rağmen enflasyon hedefinin gerçekleşme ihtimali yüksek görünüyor.Ancak enflasyonda belirlenen hedef tutturulsa bile, faizlerde yüksek oranlı düşüşler beklenmemeli. Bankaların yaptığı hesaba göre bu yıl yüzde 6-7 gibi bir büyüme yakalanır ve yüzde 8’lik enflasyon hedefi tutturulursa, ekonomik modeller Merkez Bankası’nın 3-4 puan civarında bir indirimle yetineceğini gösteriyor. Yani; ‘Merkez Bankası’nın yüzde 18 olan faiz oranları 2005 yılı sonunda yüzde 14’e inebilir’ hesabı yapılıyor. Buradan yola çıkılarak da bono faizlerinin ancak yüzde 16-17’ye düşebileceği tahmin ediliyor.Mali disiplinin dozu ve kalitesi, faizlerin seyrinde önemli rol oynayacak. Açıklanan para programı, mali disiplinde herhangi bir gevşeme halinde bunun direk faizlere yansıyacağını, indirimler beklenirken, artışlar yapılmasının kaçınılmaz olacağını da açıkca gösteriyor. Bu arada ABD’deki faizlerin seyrini de yakından izlemek gerekiyor. Uluslararası tahminler FED faizlerinin 1.25’lik daha artışla, 2005 sonunda yüzde 3.5’e çıkacağını gösteriyor.Öte yandan verimlilik artışı ile birlikte bu yıl işgücü maliyetlerinin seyrine de bakmak gerekiyor, ki burada maliyetlerin bu yıl artık artmaya başlayacağı tahmin ediliyor.Bu yıl yine önemle bakılacak bir başka rakam da, cari işlemler açığı ve bu açığın finansmanının nasıl sağlandığı olacak. Bu konuda bankacılık kesimini bir iyimserlik içinde görüyoruz. 2004’den yola çıkılarak, bu yıl da milli gelirin yüzde 4-4.5’i oranında bir cari açık bekleniyor. Halbuki bu oranın 2005’de artması sürpriz olmamalı. Bununla birlikte sıcak para girişinin devamı ve dolayısıyla açığın finansmanının sıkıntı çıkarmayacağı tahmin ediliyor. Umarız yine böyle olur ama bu riskin küçümsenemeyecek boyutta olacağını tahmin ediyoruz.Kısacası; ekonomide mucizeler beklenip, sonradan hayal kırıklığı yaşanmasın.2005 te, ‘temkinin elden bırakılmaması gereken bir yıl’ olacak...
Yazarın Tüm Yazıları