PİYASALAR gözünü dikmiş, bugün açıklanacak olan faiz kararını bekliyor. Herkes aynı fikirde olmasa da, piyasalarda ‘Bu ay da Merkez Bankası’nın 0.25’lik puanlık faiz indirimlerine devam edeceği’ beklentisinin genel olarak hakim olduğunu söylemek mümkün.
Merkez Bankası’nın, daha doğrusu yapılan tartışmalar ışığında Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’nin önünde sadece iki seçenek gözüküyor. Ya geçen ay olduğu gibi bu ay da 0.25’lik faiz indirim kararı verecek ya da faizleri geldiği noktada değiştirmeden sabit tutacak. Yani daha yüksek oranlı bir indirim ya da artırım söz konusu değil.
Şunu söylemek istiyoruz ki; verilecek sinyalin dışında, 0.25’lik faiz indirimi yapılması ya da bunun yapılmayıp faizlerin bugünkü seviyesinin korunması, aslında genel oran olarak fazla bir şey değişiklik yapmayacak. Ancak tabi ki, piyasalar için indirim yapılıp yapılmaması. İleriye dönük çok önemli bir mesaj olarak ortaya çıkacak.
İndirim yapsa bile, Merkez Bankası içine sindirerek, gönül rahatlığıyla bu indirimi yapmış olmayacak. İndirim kararı verilirse bunun asıl sebebi bizce, ‘Piyasalarda moral bozukluğu yaratmamak’ olacak. Yani piyasalardaki beklenti, karara baz teşkil etmiş olacak.
Peki, ‘Merkez Bankası’nın görevi piyasalar istediği diye karar almak mı?’ derseniz, tabi ki değil. Bunu Merkez Bankası yönetimi de iyi biliyor. Bu nedenle 0.25’lik indirim kararı kadar, faizleri bugünkü seviyesinde tutma kararı vermesi de, aynı şekilde mümkün.
Merkez Bankası’nın faiz kararının artan riskleri değiştirmeyeceği de açık. Faiz indirim kararı verirse bu riskler yok olmuş, ya da Merkez Bankası bu riskleri görmüyor anlamına gelmeyecek. Faizler aynı seviyede tutulursa, risklerin durumunu yine değiştirmeyecek.
Cuma günü yapılan Para Kurulu toplantısında tartışılanlar, elbette ki faiz kararında etkili olacak. Hazine Müsteşarının bu toplantıya katılıp, ekonomik gidişat hakkında, özellikle de IMF’le ilişkiler hakkında bilgiler verip, yorumlarda bulunduğunu biliyoruz. Örneğin IMF’in 1. gözden geçirmeyi erteleme kararının, aslında IMF yönetiminin artık Türkiye’ye karşı toleranslı davranmayacağının bir göstergesi mi olduğu, yoksa IMF yönetiminin tavrında bir değişme olmadığı anlamına mı geldiğini herhalde Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı kendine göre yorumlamıştır. Büyük ihtimalle Çanakçı, IMF’in bu tavrının önemli olmadığını söylemiştir ama inandırıcı oldu mu olmadı mı, bugün göreceğiz.
0.25’LİK İNDİRİM KALICI MI?
IMF’in 1. gözden geçirmeyi erteleme kararının nasıl yorumlandığı, bizce Merkez Bankası’nın alacağı faiz kararında oldukça etkili olacak. Bunun dışında Merkez Bankası yönetiminin Hükümetin dediği ‘Meclis açılır açılmaz Sosyal Güvenlik Yasasının çıkarılacağı’ sözüne ne kadar güvendiğini göreceğiz. Meclis açıldıktan sonra AB sürecinin de devreye girmesiyle işlerin uzayacağı, bu yasanın istense bile çıkarılmasının Kasım ayını bulacağı, bunun da 2. gözden geçirmenin bile uzamasına yol açacağı dikkate alınacak mı, bugün belli olacak.
Hükümetin son dönemdeki ipleri geren politikası, bunun bir erken genel seçime işaret edip etmediği de, özellikle Merkez Bankası tarafından yanıtı kolay bulunamayacak sorular.
Bütün bunlar faiz kararı o ya da bu olunca değişecek riskler değil. Yine bununla birlikte uluslar arası gelişmeler, özellikle de Türkiye’yi ilgilendirecek, hemen sınırında olabilecek sıcak gelişmeleri önceden kestirmek de yine mümkün değil.
Piyasalar ise bütün bu riskleri, yine es geçme eğiliminde. İçeride ve dışarıda risklerin arttığının farkındalar ama şu anda çıkarları, bu riskleri fazla takmamayı gerektiriyor.
Bazı bankacılar ‘piyasanın durumu biraz daha indirime imkan veriyor’ diye genel bir gerekçe gösterirken bazıları, geçen ay Merkez Bankası’nın yaptığı 0.25’lik faiz indirim kararıyla kendisini bağladığını, artık bir süre 0.25’lik faiz indirimlerine devam edeceğinin işaretini geçen ay verdiğini söylüyorlar. Bu nedenle indirim olacağına inanıyorlar.
Yani piyasa, ‘Faiz indirimine devam’ diyor, Merkez Bankası ikircikli konumda. Merkez bugün açıklayacağı kararla riskleri piyasa gibi görüp görmediğini de belli etmiş olacak.