Eski yönetim Yapı Kredi’de opsiyon yetkisini kullanırdı

BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) üst yönetimi, isimlerini vermeden, kamuoyuna, ‘Yapı ve Kredi Bankası’daki Turkcell hisseleri için Çukurova’ya verilen ve yılbaşında biten opsiyon hakkı süresinin uzatılamayacağı’ görüşünü yayıyor. Bu konuda Banka yönetiminin takındığı tutuma da, doğal olarak hak veriyor.

Burada üzerinde durulması gereken nokta şu: Acaba BDDK’nın ya da onayını alarak Yapı ve Kredi Bankası yönetiminin böyle bir hakkı, yani opsiyon süresini uzatma hakkı var mı?

Bu sorunun yanıtı: ‘Kesinlikle evet, böyle bir yetkisi var.’

BDDK yönetimi kurumların tüzel kişiliği yokmuş, devamlılık esas değilmiş gibi, kararlarına dayanak oluşturmak için ‘Akçakoca’nın başkanlığında Kurumun verdiği süre yılbaşında bitmiş’ diyerek, sanki ‘eski yönetim olsa bu süreyi uzatmazmış’ havası vermeye çalışıyor.

Oysa eski yönetim olsa opsiyon süresini şimdiye kadar uzatmıştı.

Böyle bir yetkisi varken BDDK’nın bu kararı vermekten kaçınmasının normal olmadığını, bunun sadece ‘sorumluluk almamak’ ile açıklanabileceğini de söylemeden edemeyeceğiz.

VİZYON GEREKİR

Denetim yaklaşımı ile kurumlar yönetilmeye çalışılırsa, ‘ileride başımıza iş gelebilir’ kaygısının öne çıkması, bu kaygıyla işlerin yavaşlaması, radikal kararların alınamaması, zamanında yapılmayan işler nedeniyle kamunun zararı kaçınılmaz olur.

Özetle demek istiyoruz ki; önemli işler yapmak, kararlar almak için geniş vizyon gerekir.

Bununla birlikte sorumluluk almak, ‘ileride bize dava açılabilir’ kaygısının aşılması, elbette ki hukuka uygun ama cesaretle, makro ekonomik dengelerin de gözetilmesiyle, gerekli kararların hem de zamanında alınması gerekir.

Böyle bakınca da BDDK yönetiminin Yapı ve Kredi Bankası’ndaki Turkcell hisselerinin satışı için Çukurova Grubu’na tanınan verilen opsiyon süresini rahatlıkla uzatması gerekir.

Gerekirse riski alıp kararı vermek yerine, ‘Olmazsa mahkeme karar versin’ demek ise işi yokuşa sürmekten başka bir şey değildir.

Kimse unutmasın ki; Yapı ve Kredi Bankası’nın satışı ile Turkcell’in satışı birbirinin içine girmiş, birbirini besleyen bir süreç haline geldi. Yani biri olmazsa diğeri de olmayacak, her iki önemli kurum da belirsizlik içinde kalacak.

Peki opsiyon süresi uzatılmaz, satışlar yapılamazsa ne olur?

Telekom örneğinde olduğu gibi, ‘şimdi satmasak ne olur, ileride satarız’ derseniz, gerekçe yaptığınız ‘Bankanın 250 milyon dolar zararı olur’ derken, milyarlarca dolar zarar doğar.

Bu satışlar nedeniyle kamunun elde edeceği tahsilat bunun borçlanma, faiz haddi yani kamu dengesine etkisi, bunun da ötesinde ekonomide yaratacağı moral etki gözardı edilemez.
Yazarın Tüm Yazıları