Erdem Başçı şimdi ne yapacak

ERDEM Başçı’nın kendisine vekaletin verildiği ilk gün Başkanlık merdivenine kürsü kurup boy gösterisi yapması ve vekil olarak içeriden bir başkan yardımcısını vekili ataması hiç de hoş olmadı. İlk günkü hareketi ve aynı akşam kimseye sormadan yaptığı görev dağılımı, Başçı’nın yönetici olarak bu göreve hazır olmadığını gösterdi.

Erdem Başçı bu hataları sonradan anlayıp gönül almaya çalıştı ve o günden sonra kamuoyuna çıkmamaya özen gösterdi. İlk gün "Ben ekonomiyi oğlumdan daha iyi bilirim" diye demeç veren babasını de engelledi ve ilk furyadan sonra sesi soluğu çıkmadı. Ancak bildiğimiz başka bir şey daha var ki; ilk günden sonra sütre gerisine çekilen Başçı, Başkan olacağından emin bir biçimde Merkez Bankası’ndaki birimlerden brifingler almaya başladı. Tekrar Başkan Yardımcılığına döneceğini bilse, bu hatayı da yapar mıydı?

Öğrendiğimiz kadarıyla Başçı, önceki gün televizyonlarda Cumhurbaşkanlığı’nın "Erdem Başçı’nın Kararnamesi bizde yok" deyince şok oldu. Yani Başkanlık için kararnamesinin Cumhurbaşkanı’nda olduğunu sanıyordu, kimse ona "Senin kararnamen değil, Adnan Büyükdeniz’in kararnamesi imzada" dememişti. Bunu yapan da okul arkadaşı olan Babacan’dı. Babacan’ın bir sözüyle Bilkent’teki görevinden ayrılıp bürokrasiye geçmiş, bu nedenle eşinin açtığı danışmanlık şirketini kapatmış, artık iktisatçılığından çok AKP’liliği ile tanınır olmuştu.

Kendisine verilen söz başkanlıktı. Hatta bu arada Başçı’yı bu göreve hazırlamışlar, bazı bakanlar "İçeriden şu genel müdür yakınım var onunla temasa geç" demişti. O da hiç bilmediği "içeriden gizli bilgi alma" işlerine girmiş, daha sonra da göreve geldiği ilk gün kendisine yardım eden bakan yakınını, hukuk birimi "olmaz" demesine rağmen Başkan Yardımcısı Vekili olarak atamıştı. Bu hareketi şimdiye kadar hep iyi geçindiği banka çalışanları tarafından tepki görmüş, hiç istemediği halde "kötü adam" olmuştu.

Ancak Başkan olduğunda "otoriteye saygı" nedeniyle, bu tepkiyi azaltacağını sanıyordu.

Şimdi kendinizi Başçı’nın yerine koyun; bunca işlerden sonra Başkan olamayacağınızı gören banka personelinin size tavrı değiştiğinde ne yaparsınız? Yani otoriteniz sıfırlanmış durumda..

Kısacası; Başçı’ya bu işin başından beri yazık edildiğini düşünmüştük ama tahminimizin çok üstünde yazık edildi. Normalde bir bürokrat, kendisine bunca eziyet edilse, bu kadar zor durumda bırakılsa istifa eder. Bunu telafi etmenin bizce başka yolu da yoktur.

GELENLERE DE YAZIK OLABİLİR

Ama Başçı istifa edecek mi, bilmiyoruz? Yoksa, mağdur olduğu oyunun baş aktörlerinden biri olan arkadaşı Ali Babacan, "Kusura bakma ama göreve devam et" deyince, Başkan Yardımcığına devam mı edecek? Başçı’yı bu durumda vereceği kararla daha iyi tanıyacağız...

Aslında sadece Başçı değil, atamaları onaylanırsa, Başkan olacak Adnan Büyükdeniz ve Başkan Yardımcısı Mehmet Şimşek de zor durumda. Büyükdeniz’i soruşturduğumuzda "çok naif bir kişiliğe sahip olduğu"nu öğreniyoruz. Yumuşak, insancıl tavrı herkes tarafından biliniyor. Bunun yanısıra "iyi bir iktisatçı" olduğu da yakınları tarafından dile getiriliyor. Ancak tanıyan herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir başka özelliği ise "zora gelemeyen, sert ortamları sevmeyen bir kişilik" olarak özetleniyor. Bir yakını "Eğer işler iyi giderse iyi bir Başkan olur" dedi. Peki, işler karışırsa ne olur dediğimizde ise bir yanıt alamadık.

Bu kişilik vasıflarının Hükümetle iyi geçinme, Hükümetin politikalarını destekleme uğruna Merkez Bankası bağımsızlığını ikinci plana atma tehlikesi doğuracağından endişe ediyoruz. Yani Büyükdeniz’i baştan dezavantajla başladığı yarışta, çok zorlu süreç bekliyor.

Mehmet Şimşek’e gelince. İktisatçılığını izlediğimiz ve takdir ettiğimiz bir kişi olduğunu baştan söyleyelim. Bir banka üst düzey yöneticisi, "Mehmet Şimşek için kötü oldu ama bizim için iyi oldu, hiç olmazsa piyasayı bilen bir kişi geliyor" dedi. Şimşek, atanıp da "olmayacak işlerin yapılmaya kalkışıldığını" görüp, kısa sürede ayrılırsa, bizim için sürpriz olmaz.

Özetle; AKP hükümeti bu süreçte çok kişiye yazık etti ve daha da edeceğe benziyor.

Kişilerin ötesinde, işi türbana götürecek kadar politikaya alet edip, ülkeye yazık etti.
Yazarın Tüm Yazıları