Ekonomideki yüzde 11-12’lik daralmanın sorumluluğu

BUGÜN yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamları açıklanacak.

Yapılan tahminlere bakıldığında, en iyimserinin bile, ilk çeyrekte ekonominin yüzde 11’e yakın bir oranda küçüleceğini gösteriyor. Daralma konusundaki tahminler yüzde 12’ye kadar çıkabiliyor.

Özetle; ilk çeyrek için çift haneli bir ekonomik daralma ile karşı karşıyayız.

Bazı iktisatçı ve gazeteciler, bu rakamı gördükten sonra da, hala, “Başbakan teğet geçti demekte haklıymış, herhalde” demeye devam edecekler mi, göreceğiz...
Bu rakam küresel krizin Türkiye’yi nasıl etkilediğini somut olarak gösterecek.

Peki, bu rekor ekonomik daralmanın sorumlusu kim?

Yaklaşık 1 yıldır söylüyoruz; küresel krizi Hükümet hafife aldı ve “teğet geçti” tanımlamasıyla simgeleşen bir vurdumduymazlık içine girdi. İlk çeyrek büyüme rakamı tam anlamıyla bu vurdumduymazlığın, küresel krizi iyi okuyamamanın, zamanında önlem alınmayışının bir sonucudur. Yani bu sonuç kötü yönetimin getirdiği bir sonuçtur.

EN HAZIRLIKLI ÜLKE

Yönetim sorunu olduğunu görmek için başka ülkelerin ilk çeyreklerine ilişkin rakamlara bakmak yeterli olacaktır. Krizin çıktığı ülkeler bile bizim kadar olumsuz etkilenmedi...

Aslında, bankacılık kesiminde 2001’de yapılan reform sonucu, Türkiye bu krize mali açıdan en hazırlıklı ülkelerden biri olarak girdi. Yani eğer iyi yönetilebilseydi, Türkiye ilk çeyrekte, bırakın diğer ülkeler kadar ekonomik daralma ile yetinmeyi, çok daha iyi bir performans gösterebilir, yüzde 2-3’lük daralmalarla bu ilk çeyreği atlatabilirdi.

Şimdi denebilir ki; tamam ilk çeyrek kötüydü ama ekonomide toparlanma başladı, Hükümet gerekli önlemleri artık alıyor, bundan sonra ilk çeyreği telafi edebiliriz.

Keşke bu kadar kolay olsaydı...

Her şeyden önce ilk çeyrekte yaşanan yüzde 11-12’lik ekonomik daralmanın telafisi, normale dönüş baz etkisi nedeniyle o kadar zor olacak ki. Yani bu ilk çeyrek rakamından sonra, yıllık anlamda makul bir rakama ulaşmak da şimdi çok daha zor...

YILLIK YÜZDE 5 DARALMA

Bugün açıklanacak büyüme rakamlarıyla birlikte ekonomi gündemine, sadece yaşanan yüksek oranlı daralma değil, bundan sonrasında neler olabileceği tartışmaları da girecek. Aslında bir süredir beklenen bu rekor daralma nedeniyle, yıllık büyüme oranlarının ne olabileceği de tartışılmaya başladı. Şu kadarını söyleyelim ki; yeni orta vadeli program üzerinde çalışan ekonomi bürokratları, 3,6 olarak revize edilen bu yılın toplam daralma rakamını yüzde 5 civarında yeniden revize etmeye hazırlanıyor.

Bence IMF anlaşması olmazsa, bu rakam bile iyimser kalabilir...

Piyasa iktisatçıları, özellikle son dönemde üretime dönük gelişmeleri kaygıyla izliyorlar. Çünkü beklentilerin aksine, üretim rakamları beklendiği kadar yükselmiyor. Hatta Nisan-Mayıs aylarında üretimde görülen kıpırdanmaların, Haziran ayında hız kestiği görülüyor.

TELAFİ ETMEK ZORLAŞIYOR

Dolayısıyla artık ekonomideki toparlanma için umutlar yılın son çeyreğine doğru aktarılıyor.

Zaten dünyadaki ekonomik toparlanmanın da beklendiği kadar hızlı olamayacağı açığa çıkmaya başladı. ABD ve Avrupa merkez bankaları piyasalara likidite enjekte etmeye devam ediyorlar ama toparlanmayı pek hızlandıramıyorlar. Aynı nedenle faiz oranlarını uzun süre düşük tutmak niyetleri de çok açık ama belli ki
yetmiyor...

Türkiye’deki ekonomik toparlanmanın hızlanması için özellikle Avrupa ve Rusya pazarlarının açılmaya başlaması, yani talebin bu bölgelerde canlanması gerektiği de açık.

Kısacası; hem dünyada hem bizde ekonomik toparlanma gecikirken, kötü yönetim nedeniyle ilk çeyrekte yaşanan rekor küçülmeyi telafi etmek de giderek zorlaşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları