Ekonomide streslere hazırlıklı olunmalı

BRÜKSELSON iki gündür Brüksel’de yaşananlar, AB’den müzakere tarihi alınsa da, IMF’yle anlaşma olsa da, ekonominin stresten uzak kalamayacağının bir işareti idi.İki gündür yaşanan stres atakları ve gel-git’ler, böyle dönemlerin zaman zaman tekrarlanacağını da gösteriyordu. Conrad Otel’de sürekli volta atan politikacılardan gazetecilere kadar, herkeste birden surat ifadeleri neredeyse yarım saatte bir değişiyor, tam ‘kalkıp gidiyoruz’ derken, yeniden bir umut ışığı doğduğu kulislere yayılıyordu. Bu durumu yorumlayan bir AB uzmanı, ‘Bu olaylar bize gösterdi ki; bundan sonra bu tür stresli pazarlıklara hazır olunmalı, çünkü AB’de işler böyle yürüyor’ diyordu. Gerçekten de Brüksel’de işlerin böyle yürüdüğü şimdi açıkça görüldü. Bu daha önceki müzakerelerde, zirvelerde de görülmüştü ama 17 Aralık tarihi, stres derecesi açısından da pik noktasıydı...Gazeteciler Ankara ve İstanbul’la sürekli telefon konuşmaları yapıyor ve gazete bürolarından ‘Biz de maç gibi gelişmeleri televizyonlardan izliyoruz’ yanıtı alıyorlardı.Televizyondaki bilgiç bilgiç yapılan ve tüm detaylara sahipmiş gibi verilen izlenimlere bakıp aldanmamak gerekiyor. Pazarlıkların tüm detayları, şu aşamada kimse tarafından bilinmiyor, zaten bilinmesine de imkan yok. Bu süreçte politikacıların ve diplomatların ara ara verdikleri bilgiler ise ışık hızıyla yayılıp, hemen insanların suratlarına yansıyordu. Türk diplomatların bilgi sızdırmaları ise daha çok Rum ve Yunan gazetecilerine sızdırılan haberlerden sonra, bu sızdırmaların pazarlıkları etkilediği görüldükten sonra gerçekleşiyordu...Dolayısıyla 17 Aralık zirvesinden çıkarılacak bir başka sonuç da, devletin basın ve halkla ilişkiler alanında da daha aktif bir politika izlemesi gereği idi. Çünkü belli ki bundan sonra böyle müzakereler çok olacak ve medya yoluyla etkileşimin derecesi hayli fazla olacak. Bu ise bir yandan süren müzakereleri anında etkileyebiliyor. Yani müzakereler sırasında bile adım adım medya hareketleri izlenmek ve etkileri ölçülmek zorunda...Brüksel’de yaşananlar ise bir barometre gibi iç piyasaları etkilemeye devam ediyordu. Örneğin, Conrad Otel’deki az sayıda bankacıdan, morallerin en bozuk olduğu anda gelen ‘yabancılar hisse senedi almaya başlamış’ sözü, yeniden telefonların açılmasına, müzakerelerde bir değişiklik olup olmadığının acil olarak diplomatlara sorulmasına neden oluyordu...ALIŞMAMIZ GEREKİRDemek istediğim o ki; bütün yönleriyle hepsi birbirinin içinde bir süreç ve bundan sonra bu süreçleri zaman zaman yaşamaya alışmamız gerekiyor.Daha önce IMF’nin 3 ayda bir ‘gözden geçirme’ dönemlerine endeksli bir ekonomimiz vardı. Şimdi bir yandan bu gözden geçirmeler devam ederken, bir yandan da AB’yle ekonomik ve siyasi müzakere tarihlerinin yaratacağı streslere, verilecek tarihlerin yaratacağı stresli süreçlere de hazırlıklı olmak zorundayız.Bu da doğal olarak, hata yapma lüksünün tümüyle yitirilmesine de neden oluyor.
Yazarın Tüm Yazıları