Ekonomi yerine siyasetin konuşulacağı hafta

KORKTUĞUMUZ oldu ve ekonomi yerine, yine siyasetin konuşulduğu döneme girdik. Hem de ne konuşulduğu... Geçen hafta, istikrara tehdit açısından kabus gibi bir haftaydı. Bundan sonra da siyaset tartışmalarının devam edeceği, belki daha da kızışacağı anlaşılıyor.

Geçen hafta öyle bir vurdu ki; herhalde ilk kez piyasalar, bir Para Politikası Kurulu toplantısından faiz indirimi konusunda bu kadar umutsuzlar. 25 Mayıs’ta yapılacak Para Politikası Kurulu zaten Nisan ayı enflasyon verileri nedeniyle "Bir önceki ay niye indirim yapıldı?" tartışmalarının gölgesinde toplanacak. Bunun da ötesinde hem iç hem dış koşullar çalkantının duracağı konusunda hiçbir umut vermiyor.

Bu nedenle faiz indiriminden hiç umut yok. Faiz artırımı konusunda bir karar için ise "henüz erken" yorumu yapılıyor. Bunun da ötesinde, eğer 3 Haziran’da açıklanacak enflasyon verisi, Nisan’da beklenen "trenddeki geri dönüş"e işaret etmezse, işte o zaman kötü. Artık piyasalar faiz artırımı bile beklemeye başlarlar.

Kurların hareketine bakıldığında, Mayıs ayı enflasyonun da umut vermediği de ortada.

Geçtiğimiz ay, geleceğe dönük enflasyon beklentileri bozulmaya başladı. Kurlardaki artışın enflasyona etkisine bakacak olursak; YTL’nin yüzde 10’luk bir değer kaybının yıl sonu enflasyonuna katkısının yüzde 2,5-3 arasında olacağı hesaplanıyor. Bu hesaplar değer kaybının takvimine göre değişiyor. Sonuç olarak enflasyon hedefi ciddi tehdit altında.

Geçen hafta sonunda YTL’nin değer kaybının yüzde 10’ları epey aştığı ortada. Bu hareketin

devam edip etmeyeceği de bilinmiyor. Cuma günü bizde piyasalar tatildi ama dışarıda çalıştı.

Bu nedenle bugün piyasalar önce yurtdışındaki hareketlere göre yön bulmaya çalışacak.

Farkında mısınız, şimdiye kadar olan hareketlerde, ekonominin yerine geçmeye aday olan

siyasetin etkisini hiç konuşmadık. Çünkü inanıyoruz ki; geçen hafta sonuna kadar görülen harekette, iç siyasette ortaya çıkan kavga havasının etkisi yoktu. Varsa da çok azdı...

Yani siyasetin gerilen ipleri içerdeki hareketleri, yurt dışı piyasaların yanısıra, belki de ondan

daha fazla etkilemeye, bundan sonra başlayacak. Daha analistler yeni yeni raporlarına içerde

yaşananları, çatışma havasını yansıtmaya başlayacaklar.

Başbakan ve Bakanlar sık sık "Aman Hükümete karşı söz söylemeyin, piyasalar karışır"

korkutmasında bulunuyorlar. Yani onlar da piyasaların etkileneceğini biliyorlar.

DALGALI KURLA DALGA GEÇEN KİM?

Korkuyorlar ama "Niye, peki o zaman ipleri giderek germeye çalışıyorsun" diye de sormak lazım. Şimdiye kadar sermaye çıkışı oldu ama Türkiye’den çıkışın diğer gelişmekte olan piyasalara kıyasla neredeyse iki katına ulaştığını da gördüler. Bu çıkışın arkasında son haftaki iç siyaset tartışması da hiç yoktu. Yani Hükümet AB ve IMF çapasını gevşettiği için, populist ve erkenden seçim ekonomisi uygulamaya başladığı için, dışarıda güvensizlik oluştu ve bu nedenle Türkiye’den daha fazla çıkış yaptılar. Elbette bu çıkışta geçen aydan beri sorulmaya başlanan "AKP islami devlet mi kurmaya çalışıyor?" sorularının etkisi çoktu. Bunu defalarca yazdık ve bakanlarla görüşmelerimizde kendilerine bu kaygılarımızı da ilettik.

Ancak sanki bütün bunlar yokmuş gibi, Başbakan ve çevresi, özellikle Silahlı Kuvvetlerle ilişkisini sanki kasten germeye çalışıyor havası veriyor. Hem de, şimdiye kadar tabanından ve bazı halk kesimlerinden, hiçbir Genelkurmay Başkanının almadığı kadar, "fazla ılımlı ve sessiz " eleştirileri alan, tam bir demokrat kişilik sergileyen Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile bilerek çatışmaya giriliyor, ağır sözler ediyorlar. Özkök bunu haketmiyor.

O zaman "piyasalar etkileniyor" diye Hükümetin hiç kimseyi uyarma hakkı bulunmuyor. Çünkü siyasetin gerilmesinde asıl sorumlu bizce Hükümet. Muhalefette sekter tutum olur da iktidarda sekter olunursa ülkeye, halka, çocuklarımıza zarar verilir. Uzlaşmayı iktidar yapar.

Maliye Bakanı Unakıtan Marmaris’te işadamlarına "dalgalı kurla dalga geçmeyin, iyi hesap yapın" demiş. Bizde diyoruz ki; sayın Bakan, dalgalı kurla dalga geçmeyin, iyi hesap yapın. Çünkü kötü hesaptan sadece siz değil, ülke, demokrasi zarar görür. Bunu artık görün.
Yazarın Tüm Yazıları