Paylaş
Merkez Bankası başta olmak üzere, bağımsızları da dahil, tüm devlet kurumları seçimin iktidar lehine kazasız atlatılması için ellerinden geleni yaptılar.
Şimdi artık seçim sonrasının hesapları yapılmaya başlanıyor.
Seçimin hemen ardından, bence mevcut iktidarın ekonomi kurmayları, belki de yeni hükümetin kurulmasını bile beklemeden, çalışmaya başlayacaklar ve alınması acil hale gelen önlemleri masaya yatıracaklar.
Merkez Bankası’nın dün yayımladığı Enflasyon Raporu’nda da yer alan “ekonominin ısınmadığı”
teşhisinin, bir süre sonra tersine döneceğini tahmin edebiliyorum. Bununla birlikte özellikle nisan ayına ilişkin, beklentilerin altında çıkan ithalat verilerinin de, yakın zamanda revize edileceğini sanıyorum. Yani; seçimden sonra ekonomide daha sağlıklı veriler ortaya çıkacak. Bununla birlikte cari açık ve iç talebi frenlemek için şimdiye kadar alınan önlemlerin yeterince etki etmediği daha somut biçimde ortaya çıkacak ve buna göre önlem hazırlıkları yapılacak. Peki ne olacak derseniz; aslında yapılacaklar belli...
Her şeyden önce, şimdiye kadar tehlikeli olmadığı söylense de, iç talebi kısmak için önlem arayışı başlayacak. Çünkü Avrupa ekonomisi ve çevre ülkelerin durumu ortada, içtalep ile dış talep arasındaki farkın, eğer önlem alınmazsa daha da açılacağını zaten herkes görüyor. Ekonomi yönetimi de seçimden sonra bunu daha yüksek tonda söylemeye, böylece önlemlerin gerekçesini oluşturmaya çalışacak. Tavrın büyük ihtimalle böyle olmasını bekliyorum.
İç talebi kısmak dolayısıyla cari açığı azaltmak için ya gelirleri azaltmak, ya malların fiyatını artırmak, ya da ikisini bir arada yapmak zorundasınız. Bence ikinci yol denenip, akaryakıt, doğalgaz, elektrik fiyatları başta olmak üzere temel malların fiyatlarına zam yapılarak başlanacaktır. Zaten baskı altındaki doğalgaz fiyatları ciddi biçimde artacak, buna bağlı olarak elektrik fiyatları da yükselecektir. Akaryakıt fiyatları için gerek bayileri korkutarak, gerek el altından “seçime kadar artırım yapmayın” denerek, fiyatların aşağıda tutulduğunu biliyoruz. Ya bu aracılık maliyetleri doğal biçimde artırılarak, ya da vergi ler yükseltilerek akaryakıt fiyatlarının da zamlanacağını tahmin ediyorum.
BANKALARIN KREDİ TELAŞI
Sadece KİT ürünleri değil, vergi yoluyla başka mallar da zamlanabilir. Örneğin çok yüksek olan otomobildeki KDV ve ÖTV oranlarının, yüksek hacimlilere daha fazla olmak üzere, artırılması da benim için sürpriz olmayacak. Bununla birlikte memur ve işçilere ikinci yarıyıl zammının, enflasyon gerekçe gösterilerek, düşük tutulması da beklenen bir gelişme.
Bununla birlikte kredilerin sınırlanması için ekonomi yönetiminden çok daha ciddi baskılar geleceğine de kesin gözüyle bakıyorum. Merkez Bankası’nın dünkü raporunda, alınan karşılık önlemlerinin yanısıra diğer kurumların da önlem almasının önemine dikkat çekiliyor. İşte seçimden sonra kurulacak “Finansal Kurul” modeliyle BDDK, SPK gibi bağımsız kuru mlar da devreye sokulup, tüm kurumların siyasi etkiyle tek elden önlem almaları sağlanacak.
Bu arada kredi artışındaki artışın yavaşladığı söyleniyor. Rakamlara göre çok küçük bir duraklama var ama özellikle bankalar bu kredi duraklamasının aslında ciddi bir duraklama olduğunu, ikinci yarıda iyice yavaşlayacağını söylemeye özen gösteriyorlar. Çünkü kredi artış hızı aynen devam ettiği sürece, bankaların yine üzerlerine gelineceğini, kârlarını iyice azaltacak sert tedbirler geleceğini biliyorlar, şimdiden yeni yükleri engellemeye çalışıyorlar.
İkinci yarıda yani seçimden sonra bankalar dahil, birçok kesim üzerine yeni yükler gelmesini beklemeliyiz. Fatura da eninde sonunda halka çıkacak demektir...
Paylaş