Paylaş
Muasher, 2009 yılında, küresel ölçekte yüzde 3 küçülme yaşanacağının tahmin edildiğini, bunun 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonraki en ciddi ekonomik gerileme olduğunu hatırlattı. Dünya Bankası Başkan Yardımcısı, küresel krizden gerçekten ne zaman çıkılacağı, nasıl toparlanılacağı konusundaki belirsizliğin ise hâlâ devam ettiğini kaydetti.
Marwan Muasher, ekim ayı başında İstanbul’da toplanacak IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları için yapılan hazırlıkları incelemek üzere Türkiye’ye geldi. Dün Ankara’da bir grup gazeteciyle sohbet eden Muasher, Dünya Bankası’nın krize yaklaşımını da anlattı.
FAKİR ÜLKELERİN İSTEĞİ
Krizde sorumlulukları bulunmadığı halde gelişmekte olan ülkeler ve Afrika ülkeleri gibi fakir ülkelerin krizden olumsuz etkilendiğini hatırlatan Muasher, Dünya Bankası olarak bu ülkelerin küresel gelişmelerde daha fazla söz sahibi olmalarını istediklerini kaydetti. Krizle birlikte G-7 sisteminin değiştiğini, G-20 toplantıları ile daha fazla ülkenin çözüm için katkısının alındığını belirtirken, aslında bunun da yeterli olmadığını, fakir ülkelerin daha fazla seslerini çıkarabilecekleri yeni bir sistem kurmak gerektiğini söyledi.
Fakir ülkelere yardım için, gelişmiş ülkelerin krize karşı açtıkları paketlerin yüzde 0.7’si oranında bir payın ayrılarak bu ülkelere aktarılması kararının alındığını, bunun 10-15 milyar dolar tutacağını kaydeden Muasher, ayrıca Dünya Bankası’nın finansman kaynaklarının bu yıl 3 kat artırılarak 59 milyar dolara çıkarıldığını söyledi.
Muasher, krizin olumsuz etkilerini, özellikle fakir ülkelere olumsuz etkilerini azaltmak için bu kaynakların da yetmeyeceği görüşünde. 1990’ların sonunda yaşanan Asya krizinde görüldüğü gibi sadece finansmana kaynak ayırmanın yetmediğini, krizlerde sosyal harcamalara da ağırlık verilmesi gerektiğinin artık anlaşıldığını da söylüyor.
YENİ KÜRESEL SİSTEM
Dünya Bankası Başkan yardımcısı Marwan Muasher’e, Dünya Bankası olarak, piyasaların aksine, krizden çıkış konusunda sürekli temkinli konuştuklarını hatırlatıp, “ne olduğu zaman krizden çıkmış olacağımızı” sorduk. Muasher, bunun için somut bir rakam ya da gelişme gösterilemeyeceğini kaydederken, krizden çıkış için saptadıkları kriterleri anlattı.
Muasher, krizden çıkış için öncelikle teşvik paketlerinin açılıp sosyal harcamalara, KOBİ’lere kaynak ayrılması gerektiğini, bankacılık sisteminin tümüyle temizlenmesine ihtiyaç olduğunu, yanısıra G-7 politikalarının hatta son olarak uygulamaya giren G-20 politikalarının yerine yeni bir küresel sistem ve politikalar oluşumunun sağlanması gerektiğini kaydetti. Muasher, İstanbul’da yapılacak toplantıda da bu yeni politikaların tartışılacağını ama tek toplantının bunun için yetmeyeceğini, bu konudaki çabaların devam etmesi gerektiğini ifade etti.
KORUMACILIK UYARISI
Muasher’ın üzerinde önemle durduğu başka bir konu da; kriz nedeniyle bazı ülkelerin ticaretteki korumacılık eğilimlerini artırması idi. Bir ülke korumacılığa başladığında krizden kolay çıkış için diğer ülkelerin de buna katıldığını, dolayısıyla bu eğilimin tehlike taşıdığını kaydeden Muasher, bazı ülkeler bunu kısa vadeli olarak çözüm yolu görseler de, orta ve uzun vadede bu eğilimin dünya ticaretine büyük darbe vuracağını söyledi.
Bu nedenle Dünya Ticaret Örgütü kapsamında alınan Doha kararlarının hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Özetle; Dünya Bankası küresel krize piyasalar gibi kısa dönemli bakmıyor, o nedenle de gerekli düzeltmelerin yapılmasının, yani krizden gerçek anlamda çıkışın daha zaman alacağı görüşünde. Bence bu “temkinli tutum”, krize daha makro ölçekte bakıldığında gerekli, bu arada piyasalarda yaşanacak gereksiz zararları da azaltacak gerçekçi bir tutum.
Paylaş