Devam eden aflar ve bütçe rakamları

AKP Hükümeti aflarla geldi, aflarla devam ediyor.

TBMM Genel Kurulu’nda son anda 2006 Bütçe Yasasına bir madde eklenip, bu kez de kaçak yapılara af getirildi. Daha doğrusu kaçak yapılara elektrik ve su verilmesini yasaklayan kanun maddesine af getirildi. Hem de 2006 Bütçe Yasası’na Türk Ceza Kanunu’nda bir değişiklik yapacak maddenin eklenmesiyle. Yani bu maddenin bütçe ile ilgisi olmadığı için, iptalinin söz konusu olacağı, biline biline...

Milletvekillerinin son anda yaptığı değişiklikle 12 Ekim 2004 tarihine kadar yapılmış tüm kaçak yapılara altyapı hizmeti götürülebilecek. Buna ek olarak bunlara su ve elektrik götüren belediye başkanlarının sorumlulukları ortadan kaldırıldı yani ceza almalarının önüne geçildi.

Bu açık bir popülist karardır. Türk Ceza Kanunu’na hem de belediye başkanlarını sorumlu tutarak konulan bu madde kaçak yapılaşmayı, gecekondulaşmayı önlemeye dönük bir maddeydi. Çok büyük sorun olan kaçak yapılaşmaya nihayet, ceza kanunuyla ciddi caydırıcı bir önlem getirilmişti. Şimdi o caydırıcılık ortadan kaldırıldı. Çünkü herkes biliyor ki; bu tür afları getirdiğiniz yani gecekonduya af getirdiğinizde, "bundan sonra da nasıl olsa elektrik su bağlayacak bir af gelir" diye gecekondulaşma, hatta kaçak villaların yapımı devam eder.

Aynı şekilde TBMM Genel Kurulu’nda Bütçe Yasası’nın görüşüldüğü son gece, bu kez Maliye’nin bir önergesi ile hastane alacaklarına af getirilmiş. Sağlık Bakanı Recep Akdağ 3.5 katrilyon liralık alacağı tehlikeye düştüğü için buna karşı çıkmış. Tartışmalar sonunda bu madde yasada kalmış, daha sonra affı yumuşatmak için yeni yasa çıkacağı söylenmiş.

Hep söylediğimiz, Kamu Mali Kontrol yasasında yapılan değişikliklerin niyetini şimdi anladınız mı? Ödenek üstü harcama yapıldı, bunun ödeneği 2006 bütçesine konacaktı, Maliye bunu da kaldırdı. Özetle 2005 bütçe rakamları gerçeği yansıtmıyor. Çıkan açığa ödenek üstü yapılan 3,5 katrilyonu da koyup öyle hesap yapın. Şimdi daha önce yapılan harcamanın yani bu kadarlık açığın bir sonraki yıla yani 2006’ya aktarılması da önlenmiş oldu, buharlaştı.

Dolayısıyla daha çıkmadan 2006 bütçesi de güvenilmez bir bütçe haline getiriliverdi. Yani aflar hem kuralsızlığı teşvik ediyor hem de şimdiye kadar ekonomide başarının anahtarı olan mali disiplini bozucu, şeffaflığı önleyici, yeni kara delikler yaratıcı bir rol oynuyor.

CHP’NİN TAVRI

Önceki gün bütçe nedeniyle liderlerin yaptığı konuşmalar dünkü gazetelerde geniş biçimde yeraldı. Bizim dikkatimizi çeken bir tartışma da kredi kartları üzerineydi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal kredi kartlarıyla ilgili affı savunur bir konuşma yaparken, Başbakan Tayyip Erdoğan, kredi kartı kullananların suçu üzerinde durdu ve affa karşı bir tavır ortaya koydu.

Kredi kartıyla ilgili af önergesi hazırladığı için AB Uyum Komisyonu’nu eleştiren yazımız üzerine, çok sayıda tepki maili, telefonu aldık. Çok ciddi sıkıntılar içinde kalan kişiler, gerçekten de duyarsız kalınamayacak tepkileri dile getirdiler.

Ancak aflara karşı biri olarak, ne kadar sıkıntılı da olsa, kuralların hakim kılınması için, kredi kartındaki affa da karşı olduğumuzu tekrarlayalım. İşte bu nedenle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın tavrını ciddi biçimde desteklemek gerektiğine inanıyoruz.

Ancak bu anlayışın her alana yayılması lazım ki, kredi kartı mağdurları da "Başkalarına örneğin gecekonduya, başka kuralsızlıklara af getiriyorsunuz da bize niye getirmiyorsunuz " deme hakkını, doğal olarak kazanırlar.

Aslında baktığınız zaman afların sadece iktidar partilerinin işi değil aynı zamanda popülizmi seçen muhalefet partilerinin de belirgin bir tavrı olarak ortaya çıktığını görürsünüz. Gecekondu affında da kredi kartı affında da CHP’nin tutumu buna örnek teşkil ediyor.

Bizce bu siyaset etme biçiminin artık ortadan kalkması gerekiyor. Bunun için de, Başbakan kızıyor ama, seçim barajının indirilmesi önerisine ek olarak siyasi partiler yasası ve seçim yasalarının da mutlaka değiştirilmesi gerekiyor.

Kimsenin şüphesi olmasın, ileride kim direnirse dirensin, bunlar da olacak...
Yazarın Tüm Yazıları