Bu tabloyla IMF ile ilişkileri bitirmek zor

DEVLET Bakanı Ali Babacan, IMF'le ilişkilerin 2004 sonrasında rutin konsültasyonlar içeren 4. madde kapsamında yürüyeceğini söylemiş. Babacan'ın dediğine göre, Türkiye 2004 sonrası için IMF'le yeni bir anlaşma yapma gereğini duymuyor. Bu demeç, önümüzdeki dönem çok tartışılır.Bence Türkiye'nin IMF'le ilişkilerde 'kompleks' içine girme lüksü yoktur. En azından, bizim literatüre soktuğumuz 'Yakın İzleme Anlaşması' yapılıp, IMF'in dünya kamuoyuna sürekli 'Türkiye ekonomisi iyi gidiyor' mesajını vermesi gerekir. Aksi takdirde, her an popülizme dönebileceğini kanıtlamış politikacılara tüm insiyatifi vermiş olursunuz ki; politikacıların zorlama olmadan rasyonel kararları alacağı konusunda, ne iç ne de dış kamuoyunda güven yok.Kaldı ki; Dünya Bankası'ndan 3 yıl için kullanılacak 4,5 milyar dolarlık krediyi, kendileri aksini söyleseler de, IMF'in yakın gözetimi olmadan almak, mümkün değil. Buradan alınacak para önemli değil, kalıcı büyüme için gereken yapısalların yerine getirileceği imajı yok olur.Türkiye'nin 2004 sonrasında da, esnek de olsa, IMF ile bir anlaşma yapıp, sürekli gözetimde olması gerektiğini birçok tablodan görmek mümkün. Dünya Bankası'nın Türkiye Raporu'nda yeralan 'Maliye politikalarının sürdürülebilirliği' başlıklı şu yorum ve tablolar sadece bir kanıt:Hükümetin önündeki en büyük sorun mali disiplini nasıl oluşturacağı ve sürdüreceği sorunudur. Sıkı maliye politikaları, bankacılık sisteminin sermayelendirilmesi ve yeniden yapılandırılması maliyetinin finansmanına yardımcı olmak ve kamu borç stokunu azaltmak için, kısa ve orta vadede zorunludur. Makro politikalar oluşturulurken cevap verilmesi gereken soru; ne kadar faiz dışı fazla vermemiz gerektiği ve bu yüksek faiz dışı fazlayı sürdürmek için maliye politikalarının nasıl oluşturulacağıdır. Aşağıdaki tablo, çeşitli reel faiz oranı ve büyüme senaryoları altında kamu borcunun GSMH ya oranını sabit tutmak için ne kadar faiz dışı fazla verilmesi gerektiğini göstermektedir. Örneğin, yüzde 5 büyüme ve yüzde 13 reel faiz varsayımı ile borç stokunun GSMH' ya oranının sabit kalması için yüzde 5.7 faiz dışı fazla verilmesi gerekmektedir. Eğer büyüme yüzde 3 olursa, gereken faiz dışı fazla yüzde 7.3'e yükselmektedir. Program hedefleri yüzde 5 büyüme ve yüzde 6.5 faiz dışı fazla olduğuna göre, borç stokunun GSMH'ya oranında bir miktar düşüş hedefleniyor demektir.Aşağıdaki tablo da Türkiye'nin kamu borç stokunun orta vadede projeksiyonlarını göstermektedir. Bu tabloya göre borcun GSMH oranı 2008 yılında yüzde 71.7'ye düşmektedir. Kamu borç stokundaki bu azalma programlanan yüzde 6.5 seviyesindeki faiz dışı fazlanın, yukarıdaki tabloda açıklanan sürdürülebilir faiz dışı fazla rakamından yüzde1 daha fazla olmasından kaynaklanmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları