AKP Hükümeti, belediyelere seçim kıyağı çekmeye başladı. Borçlu belediyelerin hak ettikleri ödenekten Hazine’nin borçlarına mahsuben yaptığı kesintilerin oranı düşürüldü. Yani borç takan belediyeler bundan sonra daha fazla gelire sahip olabilecekler.
Belediyelere yapılan kıyak, aslında Hazine’nin, kıyak yapılan miktar kadar gelir kaybına uğraması anlamına geliyor.
Bu da "mali disiplinin süreceği" yolunda nutuklar atan bakanların, politikacıların aslında el altından popülizme başlayıp, program öncesi döneme geri dönme özlemlerini ortaya koyuyor.
28 Nisan 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile belediye borçlarının tahsiline ilişkin, daha önce çıkarılan kararnamede değişiklik yapıldı. Daha önce borçlu belediyelerin vergi gelirlerinden hak ettikleri paylar ödenmeden önce, Hazine’ye olan borçlarına karşılık, hak ettikleri paranın yüzde 40’ı ödenmeden kesiliyordu.
Yapılan değişiklikle yüzde 40’lık bu kesinti oranı yüzde 20’ye indirildi. Yani Hazine, bol keseden harcayıp sonra borcunu ödemeyen belediyeler için, kendisi ödemek zorunda kaldığı borçları, belediyelerden çok daha uzun bir zamanda tahsil etmiş olacak.
Dolayısıyla borçlu belediyeler büyük ölçüde rahatlayacaklar. Şimdi çok daha fazla yatırım yapma imkanına kavuşacak, genel seçim dönemine hazırlanmaya başlayacaklar.
28 Nisan tarihli kararname ile belediyelere çekilen kıyak, bu kadarla da sınırlı değil. Kararnamenin başka bir maddesiyle de, borçları için Hazine ile uzlaşmaya varmış, dolayısıyla borçlarının bir bölümü silinip, geri kalan borçları uzun vadeye yayılmış olan belediyelere bir kolaylık daha getirildi. Hazine ile borçları konusunda uzlaşmaya varmış belediyelerden, Temmuz ayına kadar hiç kesinti yapılmayacak. Yani uzlaşmaya varmış belediyeler, önümüzdeki 3 ay boyunca Hazine’den paralarını hiç kesinti olmaksızın tahsil edecekler.
Görüldüğü gibi belediyelere hükümet tarafından çok önemli bir kıyak dizisi yapılmış durumda. Hükümet bunu niye yapıyor derseniz; açık. Bu yıl olmasa bile 2007’de erken genel seçim, ondan öncesinde de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Belediyelerin büyük çoğunluğu AKP’nin elinde. Seçimlere hazırlanmak için belediyelerin imkanlarını genişletmek, daha fazla yatırım yapmaları, hizmet vermeleri gerekiyor ki; AKP’ye seçimlerde çok daha fazla oy çıksın. "Ali Dibo" yöntemiyle partili işadamlarını da düşünmek lazım, tabi.
Belediyeler başka partilerde olsa AKP Hükümeti bu kıyakları çeker miydi?
TAHKİM DEĞİL 144 YIL VADE
Kısacası, hangi parti iktidarda olursa olsun, politikacının tavrı değişmiyor, ülkenin uzun vadeli geleceği, mali disiplin gibi temel zorunluluklar değil, oy kaygısı ağır basıyor. AKP Hükümetinin bu konudaki bir özelliği ise tersini söyleyerek aynı şeyi yapması. Yani Başbakan da, Maliye Bakanı da, ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı da her fırsatta, "mali disiplinden taviz yok" diyorlar ama disiplini delmek için her türlü yönteme de başvuruyorlar.
Örneğin bu kararlarla Hazine’nin bu yılki gelir kaybının en azından 200-300 milyon YTL olacağı tahmin ediliyor. Bu nereden kapanacak derseniz, açık; borçlanma ile...
Yani hem faizler insin diyeceksiniz, hem mali disiplini bozup, yani açığı büyütüp daha fazla borçlanmak zorunda bırakacaksınız. Açık artınca Hazine’nin faizleri nasıl düşecek peki?
Rahat rahat faiz düşüren Merkez Bankası acaba bu ve benzeri kararları biliyor muydu?
Bu arada dünkü gazetelerde yer alan yine belediye borçlarına ilişkin bir haber, AKP Hükümetinin bu konularda nasıl "takiyye" yaptığını, IMF’yi nasıl kandırdığını ortaya koydu.
Devlet Bakanı Ali Babacan, biz belediye borçlarının silinmesine karşı çıkıp, bunun tahkim anlamına geldiğini söyleyince "bu tahkim değil" diye epeyce karşı çıktı. Gaziantep Belediyesi’nin 714 milyon YTL’lik gecikme zammı ve faiz borunun 382 milyon YTL’si silinmiş, toplam borcu 1.7 milyar YTL’ye inmişti. Şimdi bu borcun geri ödemesinin 144 yıla yayıldığını öğreniyoruz. Yanlış okumadınız 144 yıl.. Daha iyi anlayacakları dille "ahiret vade" yani...
Adama, "Mertce tahkim yaptık deseniz olmuyor mu, 144 yıl vade ne demek" demezler mi?