BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan hálá AB ile görüşmeleri yürütecek başmüzakereciyi atamadı ama müzakereler de yavaş yavaş başladı.Geçen hafta yine, ‘Erdoğan’ın Kabine değişikliği yapıp, başmüzakereciyi yakında atayacağı’ yönünde söylentiler dolaştı ama hálá bir karar çıkmadı. Artık kamuoyunda başmüzakerecinin atanması konusunda eskisi gibi bir baskı da yok.Geçtiğimiz hafta Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü ile daha çok AB ile ilişkileri ve nisan ayı başında Brüksel’e yaptığı ziyaretin sonuçlarını ele aldığımız bir görüşme yaptık. Dünkü Referans Gazetesi’nde de yayımlanan tarım müzakerelerine ilişkin röportajda da görüldüğü gibi, yavaş yavaş tarımla ilgili müzakerelerin başladığına şahit olduk.17 Aralık’tan sonra Kurum olarak dikkatlerini AB’ye verdiklerini hatırlatan bakan Güçlü, Brüksel’de çeşitli temaslar yapıp, düşündüklerini AB yetkililerine anlattıklarını ve onların görüşlerini aldıklarını söyledi. AB’nin Tarım ve Kırsal Kalkınma Komiseri Mariann Fischer Boel’in davetiyle gittiklerini kaydeden Bakan, AB Komisyonu’nun Balıkçılık ve Denizcilikten Sorumlu Bakanı Joe Borg ile Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Bakanı Boel ile Sağlık ve Tüketicinin Korunmasından Sorumlu Bakanı Markos Kipriyanu ile görüşmeler yaptıklarını söyledi. Bakanlık olarak tutum ve davranışlarını anlatıp, ihtiyaçlarını, görüşlerini anlattıklarını kaydeden Bakan Güçlü, teknik konularda destek beklediklerini ve belirledikleri projeleri anlatıp, bunların hayata geçirilmesini düşündüklerini, somut olarak söylediklerini ifade etti.AB yetkililerinin bu tavırdan memnun kaldıklarını, nitekim iki bakanın elemanlarını nisan sonu ve mayıs başında Türkiye’ye gönderme kararı aldıklarını kaydeden Güçlü, kırsal kalkınma konusunda yapılanma ve ajansların kurulması konusunda görüşmeler yapacaklarını ve sonuçta ortak nokta belirleyeceklerini söyledi.Bütün bu görüşmeler sonucunda ‘Bir müzakere çerçevesi taslağı’ hazırlanacağını hatırlatan Bakan Güçlü, ‘Daha başlangıçta, yola çıkarken Türkiye’ye ayrıcalıklı muamele yapılmasını istemediğimizi, daha önceki üyelere verilen esnekliğin bize de tanınması gerektiğini ve görüşmelerin biraz erkene alınmasını istediklerini’ kaydetti.Türkiye’de AB’ye üyeliğe ilişkin yükselen bir muhalefet bulunduğunu, AB yetkililerine de tavırlarının bu muhalefeti güçlendirmemesi gerektiğini anlattıklarını kaydeden Güçlü, Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Bakanın müzakereleri ileriye atma fikrine karşı çıktıklarını, Türkiye’nin müzakere sürecini çok ileriye atacak bir takvimi doğru bulmadıklarını kendilerine söylediklerini ifade etti.Öbür taraftan gıda ile ilgili konularda yetkili Kipriyanu’nun müzakereleri erken açmayı teklifine de karşı çıktıklarını kaydeden Güçlü, ‘Bunun erken açılması bizce doğru değil. Sağlık açısından doğru ama altyapı açısından değil. Türkiye’nin o kadar zaman içinde çok büyük altyapı iyileştirmesini yapması zor. Hayvan hastalıkları var, üreticilerin eğitilmesi var. Burada da belli bir süreye ihtiyaç olduğunu kendilerine ilettik’ dedi.AB yetkililerinin yaklaşımlarını olumlu bulduklarını kaydeden bakan Güçlü, sürekli Dışişleri Bakanlığı ile temasta olduklarını ve Dışişleri uzmanları ile birlikte görüşmelere girdiklerini kaydetti ve Büyükelçi Oğuz Demiralp ve ekibini, hem tarım hem diğer konularda oldukça yeterli ve coşkulu gördüklerini söyledi.Güçlü, samimi olarak AB ile bütünleşmeyi içine sindirmiş ve tüm çabasını buna veren, altındaki bürokrasiyi de ona göre seçip motive eden bir Bakan. Belki de entegrasyonunun en zor ayağında, bir yandan AB’yi bir yandan tarım kesimiyle ilgili kesimleri ikna etmek için böyle bir isme kesinlikle ihtiyaç var. Güçlü, görüştüğü yetkililerden ‘Türkiye’nin geç kaldığı yolunda bir izlenim almadığını’ söylüyor ama durum da ortada. Bizce artık işler dayattı ve başmüzakereci ve müzakere yönteminin artık kesinleştirilmesi gerekiyor. Biraz daha gecikme çalışmalara sekte vurabilir.