Bakan Şimşek seçim sonrası zamların haberini verdi

MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’de iç talebin çok güçlü olduğunu, “mutlaka ve mutlaka” bunun yavaşlatılması gerektiğini söylemiş. Para politikasına çalışması için gereken sürenin verilmesini istediklerini kaydeden Bakan Şimşek, “Bunun çalışmadığı ortaya çıkarsa ki biz nispeten de olsa, az da olsa şu anda çalıştığını düşünüyoruz; biz diğer politika tedbirlerini devreye sokarız” demiş.

Maliye Bakanı Şimşek’in sözlerinden Merkez Bankası’nın uyguladığı tedbirlerin yeterli olmadığını bildiğini anlıyoruz. Yoksa herhalde “para politikası tedbirleri çalışıyor” der, “az da olsa çalışıyor” veya “nispeten de olsa çalışıyor” demezdi, öyle değil mi?
Bakan Şimşek’in açıklamalarının ortaya çıkardığı bir gerçek var ki; seçim sonrası içtalebin kısılması için mali tedbirler alınacak. Bunun adı da açıktır; ya temel mallara zam yapacaksınız, ya vergileri artıracaksınız, ya da ikisini birden yapacaksınız...
Bir başka deyişle; Bakan seçim sonrası gelecek zamları haber vermiş...
Bakan Şimşek’in dediği gibi içtalebin mutlaka kısılması gerekiyor. Aslında şimdiye kadar kısılması gerekiyordu ama kısılmadı, risk büyüdü...
İçtalebin neden yüksek olduğunu anlarsak, alınabilecek önlemleri de tahmin edebiliriz.
Şu anda içtalep yüksek çünkü küresel ekonomideki trend ve seçim öncesi kamu harcamalarının da etkisiyle likidite bol, kurlar düşük, enflasyon ve faiz de düşük seviyede. İleriye dönük olarak ise enflasyonda, faizlerde, hatta kurlarda artış beklentisi var.
Dolayısıyla insanlar ileride fiyatlar artacak diye şimdiden ellerindeki parayı, ihtiyaçlarına hatta ihtiyaç olmayan alımları için harcıyorlar. Ellerinde para yoksa kredi alıp, “şimdiden alsak daha iyi, karlı olur” diye harcamalarını artırıyorlar.
Dolayısıyla içtalebi kısmak istiyorsanız, bu eğilimi değiştirmeniz gerekiyor.
Hükümet şimdiye kadar içtalebi kısmak için çok dolaylı bir yol kullanıp, bankaların verdikleri kredilerin maliyetini, munzam karşılıkları artırarak yükseltmeyi tercih etti. Bu yolla hem içtalebi kısıp hem ithalatı hem cari açığı önleyeceğini iddia etti ama olmadı….
İÇ TALEBİN NASIL KISILACAĞI BELLİ
İç talebi kısmak için yapılacaklar belli. Vatandaşın elindeki parayı harcaması yerine tasarrufa özendirmeniz gerekiyor. Yani harcamaktan caydırmanız gerek. Bunun için ya insanların gelirini azaltmak ya da alacakları malın fiyatını artırmak gerekiyor. Ya kurların yukarı çıkmasına izin vereceksiniz, ya akaryakıt gibi tüm malları etkileyecek kamu zamlarını yapacaksınız, ya da ÖTV, KDV gibi vergileri yükseltip fiyatını yükselteceksiniz. Veya bu önlemlerin ikisini, üçünü bir arada uygulamaya sokacaksınız.
Eğer insanlar ellerinde ya da borç alacakları parayı harcamaktan cayarlarsa içtalep azalır.
İç talebi sınırlamanın en önemli önlemlerinden biri de faiz oranlarını artırmaktır. Faiz oranlarını artırırsanız, hem finansman maliyeti nedeniyle bu artış malların fiyatlarına yansır, hem de insanlar yüksek faiz alacağız diye harcamaktan vazgeçip tasarruf ederler.
Bakan Şimşek verginin artırılmayacağını söylediğine göre geriye akaryakıt başta olmak üzere temel mallara, belediye hizmetlerine yapılacak yüksek zamlar kalıyor.
Korkum ise Başbakanın “sıfır faiz” söylemi nedeniyle, Merkez Bankası yönetiminin, asıl alınması gereken faiz artışı tedbirini almaktan kaçınması...
Eğer içtalebi kısmak için, faiz başta olmak üzere, çok ciddi tedbirler alınmazsa, o zaman FED’in artışına bağlı olarak duvara toslama tehlikesi gerçek olur...
Geçen gün de Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, artırdıkları munzam karşılıkların “sigorta” görevi göreceğini söylemişti. İnsanın aklına “Acaba duvara toslamayı şimdiden göze alıp, daha sonraki çıkış için şimdiden hazırlık mı yapıyorlar” sorusu geliyor.
Yazarın Tüm Yazıları