Paylaş
Piyasa oyuncuları da haklı olarak, “Bak yine doğruları söylüyor” diyor. Ancak Babacan’ın söyledikleriyle uygulamaları kıyaslayınca, tüm bu doğruların Hükümet tarafından yerine getirilmediği, aksine tersinin yapıldığı görülüyor. İşte bu nedenle piyasa oyuncuları Babacan’a eskisi kadar inanamıyorlar.
Hafta sonunda TRT 1’de bir programa çıkan Ali Babacan yine kimsenin inkar edemeyeceği, hukuk devleti, yolsuzluklar ile devletin işlemi ile ilişkileri üzerine uyulmasa gereken kuralları saymış. Bunun yanında ekonominin geleceğine ilişkin ise “kurlar ve faizler yakında durulursa enflasyona etkisi olmaz” gibi iyimser tahminlerini ekleyerek piyasalara güven vermeye çalışmış.
Türkiye’deki bir işadamının, yargı içerisindeki bir yapı tarafından hedef olarak alınabildiğini, mal varlıklarına tedbir uygulanabildiğini belirten Babacan, “Bu, tamamen o yapılanmanın kendi amaçları ve hedefleri doğrultusunda olabiliyor. Bu çok vahim bir durum, zaten bunun üzerine gitmek gerekiyor. HSYK Yasası olsun diğer çalışmalar olsun bunları bir an önce önlemeye ve bunların tekrarını önlemeye yönelik adımlar” şeklinde konuşmuş.
Babacan’ın söyledikleri gerçekten de çok vahim, kabul edilebilir iddialar değil. Ancak bu söylemin hayli sıkıntılı yönleri de var. Birincisi gerçekten Babacan’ın dediği gibi mi, hiç mi yolsuzlukla mücadele boyutu yok? Ya da Hükümetin sadece olayın bu boyutunu gündeme getirip, yolsuzlukla mücadeleyi savsaklama amacı sezilmiyor mu? Diyelim ki Babacan’ın söyledikleri doğru, o zaman 11 yıldır iktidar olan Hükümet bunları hiç mi görmedi ya da gördü de bu vahim olaylara bilerek mi göz yumdu? Vahim olayların içinde cemaat dahil herkes yok muydu? Size Hükümetin bunları yeni gördüğü fikri inandırıcı geliyor mu?
Yolsuzlukların çok olduğu bir ülkeye yatırımcıların kolay kolay gelmeyeceğini, yatırımcılar için öngörülebilirliğin önemli olduğunu anlatan Babacan, yolsuzluğun en küçüğüne bile asla göz yummayacaklarını söylemiş. İnsanın olduğu her alanda hata olabileceğini ifade eden Babacan, önemli olanın baştan doğru insanları doğru görevlere getirmek, önleyici tedbirleri almak ve sistemi doğru kurmak olduğunu da ifade etmiş.
YAPILANLAR ORTADA
Gördüğünüz gibi Babacan yine doğruları saymış. Peki, kamu yönetiminde yıllardır yapılanlar, en azından ortaya çıkan dosyaların yıllardır konuşulduğu bilinmiyor muydu? Doğru insanları göreve getirme konusunda, bağımsız kurumlar başta olmak üzere bunun kesinlikle yerine getirilmediğini görmedi mi? Kendisinin de baştan beri bu hesapsız, ölçüsüz proje ve ihalelerden, iş ve insan kayırmalarından şikayetçi olduğunu duyuyorduk ama…
Güvenilirliğin önemine dikkat çeken Babacan, “Halkımız ya da uluslararası yatırımcılar şunu diyebilmeli; TC mahkemelerine ben güvenirim, problem çıktığında giderim hızlı ve adil sonuçlar çıkar. Bunu dedirtemezsek zaten bizim gerçek anlamda gelişmiş bir ekonomi olmamız da mümkün değil, gerçek anlamda ileri bir demokrasi olmamız da mümkün değil” diye konuşmuş.
Bu saptamaya hayır diyecek çıkar mı bilmem. O zaman bizim de şu soruları yöneltme hakkımız doğuyor; sadece polis-yargı kanalıyla değil, Maliye dahil her türlü İdare kanalıyla muhalefet yapan, terbiye edilmek istenen işadamlarının, gazetecilerin üzerine her yol kullanılarak gidilmedi mi? Yapılanları yabancı yatırımcılar gördüğü için tedirgin olmadılar mı, size hiç mi şikayet etmediler? Hükümete, yaptıkları nedeniyle şimdi güven duyulmaması haksız bir endişe mi?
Babacan doğruları söylüyor ama artık yetmiyor…
Paylaş