Paylaş
9 başlıkta yapacağı tedbir açıklaması, 25 olarak belirlenen öncelikli reform alanlarının ilk adımını oluşturacak.
Her şeyden önce şunu söyleyelim ki; bu açıklamanın daha sonra yapılması bekleniyordu ama öne çekildi. Önce yılbaşına doğru açıklanacağı belirtilen 25 alandaki tedbirler için, daha sonra Davutoğlu “ay ortası yapacağı bir yurt dışı seyahat öncesinde açıklayacağını” söylemişti. Ancak son iki günde yine karar değişti; 25 alandan 9’undaki tedbirlerin bugün açıklanacağı duyuruldu.
Bence açıklamanın öne çekilmesinin asıl nedeni; iç ve dış piyasalarda büyüyen risk algısı. FED’in faiz artış kararı beklenirken, bu haberin bizim de içinde bulunduğumuz gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkilemesi kaçınılmaz ve tüm ülkeler şimdiden buna hazırlık yapıyor. Bazı ülkeler faiz artışıyla hazırlık yaparken hükümet, yapısal tedbir açıklayarak hazırlık yapmayı seçti. İhtiyacın acilleştiğinin görülmesi üzerine tedbir açıklamasının öne çekildiğini sanıyorum.
Peki, bu açıklama piyasalarda büyüyen risk algısını azaltabilecek mi?
Tabi ki açıklanacak tedbirlerin içeriği, bütünlüğü asıl belirleyici olacak. Ancak şu kadarını söyleyelim; gelinen aşamada ancak çok sağlam bir tedbirler bütünü algıyı düzeltebilir. Yani bugün açıklanacak tedbirlerin bütünlüğü olmaz, makro anlamda ciddi boşluklar görülürse, olumlu etkinin azalacağını söylemek lazım.
Tedbir açıklanacak 9 alan çok önemli. Cari açığı azaltacak, teknoloji ağırlıklı nitelikli mal üretecek yatırımları artırarak hem katma değeri yüksek üretim hem de ihracat artışıyla dış dengenin gözetileceği belirtilen alanlar. Bunun için iç alımlarda öncelik gibi, uluslararası yükümlülükler nedeniyle çok dikkatli dizayn edilmesi gereken tedbirler de pakette yer alacak.
Yine anı kapsamda enerjide yerli üretimi, tarımda su kullanımını ve sağlık sektörlerinde yatırımları artıracak tedbirler açıklanacak ama tüm bunların risk algının azaltılmasına ne kadar katkısı olacak, şimdiden bilmek mümkün değil. Risk algısının azaltılmasında atılacak adımların gerçekçiliği kadar zamanlaması da önemli olacak, örneğin hangi sürede cari açığı azaltabileceğine de bakılacak.
SİYASİ HATALARA KURBAN GİTMEMELİ
Tabi ki piyasalar bir yandan tedbirlerin kalitesini, uygulanabilirliğini ve etkisini sorgularken öte yandan da hükümet tarafından yapılabilirliğini de tartışacak. Ekonomi yönetiminde bir sıkıntının olduğu zaten Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarında satır aralarından hissedilebiliyor. Bu tedbirler istendiği gibi uygulanacak mı, hangi ekip tarafından uygulanacak, bunlara da bakılacak.
Dün Türkiye raporunu açıklayan Moody’s’in risk belirlemeleri özetle şöyle:
“Ortaya çıkabilecek olaylarla ilgili risklere hassasiyet var. Büyüme düşük seyredeceği için buna nasıl uyum sağlanacak belli değil. Merkez Bankası döviz rezervleri benzer ülkelere kıyasla düşük. İç siyasi ortam ve bunun ekonominin siyasi gidişine etkisi, jeopolitik riskler ve bunun ekonomi, iç politika ve ticarete etkisi, ayrıca küresel sermaye ortamındaki değişiklikler gibi faktörler yatırımcı güvenini etkileyebilir”
Moody’s piyasalarda büyüyen risk algısını özetlemiş diyebiliriz. Yani bugün açıklanacak tedbirlerin risk algısını azaltabilmesi için, sadece inandırıcı olması da yetmeyecek, küresel dalga ve jeostratejik riskler de belirleyici olacak.
Umarız gerekli olan bu yapısal tedbirlerin uygulanması, hükümetin iç ve dış politikada yapacağı hatalar ve genel siyasi iklimin bozulmasına kurban gitmez.
Paylaş