AKP’nin dış sermaye desteği azalıyor

AKP Hükümeti’nin çok şanslı olduğunu, global likiditedeki bolluk ve gelişmekte olan ülkelere sermaye akımının, ekonomideki iyileşmede çok önemli rol oynadığını sürekli yazdık. Bu ilelebet sürecek bir bolluk değildi ve işte şimdi durum değişmeye başlıyor.

ABD’deki faiz artırım kararının alt metinleri okunduğunda, tüm piyasalar faiz artırımlarının bundan sonra da devam edeceği yorumunu çıkardılar. Dolayısıyla, faiz farkı nedeniyle gelişmekte olan ülkelere akan fonların, yavaş yavaş evlerine dönmeye başlayacağı anlaşılıyor.

Dolayısıyla Türkiye’de de artık eskisi gibi döviz bolluğu yaşanmayacak.

Peki bu anlama geliyor derseniz; "son günlerde piyasalarda yaşanan sıkıntının artık olağan bir hal alıp, zaman zaman ortaya çıkacağını" söyleyebiliriz.

Bankacılar asıl hareketin ABD’deki faiz artırım kararından kaynaklandığı konusunda hemfikirler. Ancak bir gerçek daha var ki; diğer gelişmekte olan ülkelerden 1 birim fon çıkışı varsa, Türkiye’den 2 birim çıkış yaşandı Yani çıkarken önce Türkiye’den çıkmayı seçiyorlar.

Bunun nedeni ise açık; içeride yapılan hatalar...

Daha önce AKP Hükümetinin ekonomide yaptığı hatalar, siyasette ortalığı geren eylemleri, piyasayı fazla etkilemiyordu. Piyasalar bilerek bu hataları görmemezlikten geliyorlardı. Ancak o dönemlerde de "Bir gün gelecek, piyasalar bu hataları görmeye başlayacak, o zaman da olması gerekenden büyük tepkiler verecekler" diye yazıp çizdik.

Şimdi abartılı tepki dönemi geldi mi derseniz, henüz gelmedi. Ancak tepki vermeye başladılar ve hatalar devam ederse "abartılı tepkiler" işte o zaman gündeme gelecek.

Kısacası; artık hükümetin hata yapma lüksü giderek azaldı. Eskiden o kadar bol döviz geliyordu ki, hataları örtüyordu. İşte şimdi artık bu hataları örten örtü kalmıyor. Dolayısıyla cari açık gibi potansiyel denilen riskler, şimdi daha fazla göze batmaya başlayacak.

Tüm bunlar olurken içerde siyasi hatalara devam etmek, IMF’le anlaşmayı bitirecek hareketlere girmek, ekonomik anlamda biraz intihar anlamına gelecek.

Merkez Bankası Başkan atamasındaki hatalarının nelere mal olduğunu, umarız hükümet görmüştür ve artık "ismi dönmeyecek bir kişi"yi yukarı gönderir, bu işi biran önce halleder. Yani artık dışarısı eskisi kadar kendilerine destek olmayacak ve Merkez Bankası’ndaki gibi hataları, artık daha pahalıya malolacak. Tabi enflasyon hedefi de zora girecek.

YABANCI KURUMLARIN RAPORLARI

Sıcak paranın başka ülkelerden 1 çıkarken bizden 2 çıkmasının nedeni içerde yapılan hatalar ve bu hataların artık uluslararası kurumların raporlara yansımaları. Geçen hafta da bir banka raporunun olayı tetiklediği söylenmişti, dün de önemli bir aracı kurumun ’Türkiye Raporu’ piyasalarda hayli tedirginlik yarattı.

"Türkiye’de politik risklerin artması nedeniyle orta vadeli dolar kuru tahminimizi revize ediyoruz" diye başlayan Goldman Sachs raporunda, 3 aylık kısa vadeli tahminlerini global ekonominin uygun olması, olumlu mevsimsellik ve kısa vadeli politik risklerin tolere edilebilir olması nedeniyle çok az değiştirdikleri, bununla birlikte 6 aylık ve 12 aylık dolar kuru tahminlerimizi politik riskleri daha iyi yansıtması nedeniyle yukarı doğru revize ettikleri belirtiliyor. 6 aylık tahminlerini 1.30 dan 1.35’e ve yıllık tahminlerini ise 1.33’den 1.44 e yükselttiklerini de, tüm yatırımcılara açıkladılar.

"Burada belirtmemiz gereken nokta, ciddi makroekonomik istikrarsızlığı fiyatlandırmamış olmamızdır" denilen raporda volatilitenin kaynağı olarak özetle şu riskler sıralanıyor:

Global risk iştahı seçici olmaya başladı.Yatırımcılar makro dengelere dikkat etmeye başladı.

Politikalardan sapma riski artıyor. 2007 seçimleri nedeniyle popülist eğilimler seziliyor.

Merkez Bankası atamasındaki kötü yönetim kredibiliteyi azaltıyor.

AB müzakereleri zorlu bir sürece giriyor. Protokole uyum zor, problem çıkabilir.

Hükümet ile laik kurumlar arasındaki gerginlik riski artıyor.

Yani; dış yatırımcı artık daha titiz inceliyor ve Türkiye’nin gidişatını pek iyi görmüyor.
Yazarın Tüm Yazıları