Akaryakıt fiyatları hükümetin başını ağrıtacak

AKARYAKIT fiyatları Haziran seçimleri öncesi Hükümetin başını ağrıtacak gibi gözüküyor. Petrol Üreten Ülkeler Teşkilatı (OPEC) yetkilileri 100 dolarlık fiyatın normal olduğunu son günlerde daha sık söylemeye başladılar.

Ancak önümüzdeki döneme ilişkin petrol fiyatındaki teknik analiz tahminlerinin 110 dolara kadar çıktığını söyleyelim. Yani OPEC yetkilileri birkaç ay sonra “110 dolar normal” demeye de başlayabilirler.
110 dolar olur mu bilmiyorum ama dünya petrol fiyatlarının artık 100 dolar civarında seyredeceğini, en azından 95 doların altına artık inmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
İçeride akaryakıt fiyatlarını belirleyen ana unsurlardan biri dünya petrol fiyatları iken diğerinin kur seviyesi olduğunu biliyoruz. Yani kurlar yukarıda oluşursa, bir başka deyişle TL değer kaybederse akaryakıt fiyatlarının pompadaki satış fiyatı da o kadar yüksek olur.
Merkez Bankası’nın yılın sonunda aldığı tedbirlerin amacı, sıcak para akışını frenlemek, dolayısıyla kurların biraz yukarı çıkmasını sağlamak idi. Son günlerde Merkez Bankası kurların aşırı çıktığını görünce korktu ve bu kez faiz indirmeyeceğim mesajı vermeye başladı. Bence Merkez Bankası artık kurlara bakarak karar veriyor. Ancak son dönemdeki kur artışının Merkez Bankası ne kadar “faiz indirmem” dese de artık fazlaca aşağı gelmesi beklenmiyor.
Dolayısıyla dünya petrol fiyatları da, kurlar da yukarı doğru biri ivmelenme içinde. Bu gelişmelerin içeriye yansıması, bir başka deyişle akaryakıt fiyatlarının artması da kaçınılmaz. Daha önceki zamda Hükümet yetkilileri, “benzin 4 lira olmadı ki” deyip bayi ve toptancıların payının yüksek olduğunu söylediler ve bu paylardan kısıntı yaptılar. Ancak kur ve dünya petrol fiyatları artmaya devam etti ve benzin buna rağmen 4 TL’yi geçen hafta aştı.
Bence seçime doğru akaryakıt fiyatları daha da artabilir. İşte o noktada Başbakanın devreye girmesi kaçınılmaz olabilir…
VERGİNİN SAVUNULACAK YANI YOK
Dünya petrol fiyatları yükselse de, kurlar yükselse de akaryakıt fiyatlarının belirli bir noktada dengeye gelmesi, yine de mümkün. Çünkü akaryakıt fiyatları üzerindeki vergi yükü çok yüksek ve oranlarla oynanarak fiyat artışları tutulabilir.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2002 yılında alınan 100 liralık akaryakıtın 70 lira 30 kuruşunun devlete geldiğini bugün ise bunun 65 liranın altına düştüğünü kaydederek, akaryakıtta vergi indimi çalışması yapmadıklarını söylemiş.
Bence Bakan “bu çalışmayı yapmadıkları” ibaresini kullanarak, ileride Başbakanın “indirim talimatı” verebileceği gerçeğini de göz önünde bulundurmuş.
Yanı sıra, vergi oranlarının büyük oranda artırıldığı dönem 2000-2001 dönemiydi ve artırım nedeni yaşanan ekonomik krizdi. Kriz ve deprem yükü bittikten sonra bu oranın indirilmesi planlanıyordu. Mevcut Hükümet bunu indirmedi, şimdi çıkıp oransal kıyaslama ile yük oranının düştüğünü iddia ediyor. Maliye Bakanı Şimşek bir yandan da dolaysız vergileri artıramadıkları için bu tür vergilerin yüksek olduğunu kabul etmiş. 2001 krizinden çıkarken alınan bu tedbirlerin meyvesini hala yedikleri bilinirken, 8 yıllık küresel ve ulusal büyüme döneminden sonra bile vergi yükü inmedi, kayıtdışıyla mücadele sadece sözde bırakıldı. 8 yıldır yapmadıkları gibi, dolaylı vergilerin toplam gelir içindeki payı daha da artırıldı.
Şimşek, dolaysız vergileri artıracaklarını ama bunu denetimlerle yapacaklarını söylemiş. Bağımsız bir otorite olmadan, denetimlerle nasıl vergi artırdıklarını gördük, öyle değil mi?
Özetle; 8 yıl geçmiş, kriz döneminde alınan vergi tedbirleri sürekli hale getirilmiş, akaryakıt fiyatları almış başını gidiyor, dünya rekoru kıran akaryakıttaki vergi oranları düşürülmüyor...
Bakalım Başbakan bu gidişe, hem de bir seçim öncesinde, ne kadar dayanacak?
Yazarın Tüm Yazıları