9. Kalkınma Planı hedefleri belli oldu

ESKİDEN 5 yıllık kalkınma planları vardı, artık 7 yıllık planlar yapılıyor.

1980’den önce çok daha belirleyici olan bu planların 9’uncusu, geçtiğimiz pazartesi günü Bakanlar Kurulu’na sunuldu. Öğrendiğimiz kadarıyla cari açıkla ilgili biraz tartışma olmuş ama genelde mutabakat sağlanmış, önümüzdeki pazartesi günkü toplantıda metne son şekli verilecekmiş.

Yakında son şekli verilecek olan 9. 7 Yıllık Kalkınma Planı Stratejisi Taslağı’nda yine yuvarlak, iddialı hedefler yer alıyor. Bir anlamda ekonomide girilen yolun devamı niteliğinde hedeflere yer verilmiş ve bu planın uygulaması 2007-2013 yıllarını kapsıyor.

Strateji taslağında vizyon "İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen ve AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye" olarak özetleniyor. Bu vizyonu gerçekleştirmek için ise "Rekabet gücünün artırılması", "İstihdamın artırılması", "Beşeri gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi" ve "Kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması" başlıkları altında önümüzdeki 7 yılda yapılacaklar sıralanıyor.

Önümüzdeki 7 yıllık dönemde istihdam üzerindeki yüklerin kademeli olarak indirilmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi ve yeni bir unsur olarak bölgesel asgari ücret olarak bilinen "farklılaştırılmış asgari ücret" uygulamasına olanak sağlanacağı yazıyor.

Stratejide sanayide ciddi bir dönüşüm olduğuna dikkat çekiliyor ve geliştirilecek bazı sektörler sıralanıyor ama somut, araştırılmış hedeflere yer verilmediği de dikkat çekiliyor. Tekstil, hazır giyim, deri gibi emek yoğun geleneksel sektörlerde katma değeri yüksek ürün ve faaliyetlere ağırlık verilerek uluslararası rekabete uyum sağlayacak yapının destekleneceği belirtilirken, "Türkiye’nin orta ve ileri teknoloji seviyesindeki otomotiv, beyaz eşya, makine ve elektronik sektörlerinde önemli üretim merkezlerinden biri olması ve dünyadaki ağırlığını artırması amaçlanmaktadır" deniyor. Ancak, ne ileride dünyada etkin olacak sektörlerin ne de Türkiye’nin iddialı olabileceği yeni sektörlerin planda yer almaması, bizce büyük eksiklik.

BÖLGESEL KALKINMAYA AĞIRLIK

"İstanbul’un uluslararası finans merkezi olması"
gibi artık klişe haline gelmiş hedeflerin de yer aldığı strateji belgesinde, cari açığın devamının bir veri olarak kabul edildiği görülüyor.

Dalgalı kurun ve açık enflasyon hedeflemesinin önümüzdeki 7 yılda da devam edeceği belirtilen stratejide "sürdürülebilir ve sağlam kaynaklarla finanse edilen cari açık" için yapısal reformların sürdürüleceği, ihracat içinde katma değeri yüksek ürünlerin payının artırılacağı ve ihracat artışının sürekli kılınmasının sağlanacağı belirtiliyor.

Kayıtdışı ile "topyekûn mücadele" için ciddi önlemlerin alınacağı ifade edilen, siyasi iradenin bu yönde oluşturulacağı belirtilen strateji belgesinde; 2007-2013 yılları arasında borç stokunun milli gelire oranını düşürme sürecini devam ettirecek şekilde mali disipline uyulacağı, bu amaçla vergi tabanının genişletilip, kayıtdışı ekonomiyle mücadele edilerek vergi gelirlerinin artırılacağı ve kamu harcamalarında etkinlik sağlanacağı kaydediliyor.

İşletmelerin kazanç ve işlemleriyle, istihdam üzerindeki vergi ve yüklerin rekabet gücünü olumsuz etkilemeyen bir yapıya kavuşturulacağı belirtilen stratejide, KOBİ’lere de özel önem verilmiş. KOBİ’lerin uygun koşullarla çeşitlendirilmiş finansman imkanlarına erişiminin kolaylaştırılacağı, girdi maliyetlerinin düşürülmesine önem verileceği ifade ediliyor.

Tarımda ölçek ekonomisine geçileceği belirtilen belgede, " Örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir tarımsal yapı oluşturulacağı" belirtiliyor ama nasıl yapılacağı çok fazla yer almıyor.

Stratejide dikkat çeken bir başka unsur ise bölgesel kalkınmaya verilen ağırlık. Bölgesel gelişmenin sağlanması amacı doğrultusunda bölgesel gelişme politikasının merkezi düzeyde etkinleştirilmesi, yerel dinamiklere ve içsel potansiyele dayalı gelişmenin sağlanması ve yerel düzeyde kapasitenin artırılması, kırsal kesimde kalkınmanın sağlanması hedefleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları