Paylaş
Para Kurulu toplantı tutanaklarına göre FED, 2013 yılında 3. tur parasal genişlemeyi sonlandırmaya ya da yavaşlatmaya hazırlanıyor. Bu arada FED üyelerinin parasal genişlemenin yavaşlatılmasının 2013 yılı ortasında mı, yoksa 3. çeyreğinde mi başlatılması gerektiğini tartıştıkları anlaşılıyor.
Aralık ayı toplantısı sonrası yapılan açıklamada adına “Evans kuralı” denen, koşulların getirildiği bir dönemin başladığı duyurulmuştu. FED, politika faizinin enflasyon yüzde 2.5’u aşıncaya ya da işsizlik oranı yüzde 6.5’in altına inene kadar sıfırda kalacağını, bu koşullar değiştiğinde artmaya başlayacağını duyurmuştu.
Toplantı tutanaklarından anlaşıldığına göre bu yıl içinde, sayılan koşulların en az birisinin bozulması bekleniyor.
Öyle ya da böyle, ABD ekonomisinin şimdiye kadar alınan tedbirlere vereceği tepkiye göre, bu yıl artık parasal genişlemenin duracağı kesinleşmiş gibi. Kısacası; küresel likiditenin bol olacağı son yıl 2013 olacak. 2014’den itibaren ise likiditenin sıkışık olduğu döneme gireceğiz.
Bu değişim, içinde bizim de bulunduğumuz tüm gelişmekte olan ülkeler için de hayati öneme sahip bir süreç olacak. Cari açık sorunumuzu yapısal olarak halletmediğimiz için, yani büyümek için hala sıcak paraya ihtiyaç duyduğumuz için, bizim için belki de çok daha hayati bir öneme sahip...
Bir düşünün; gelişmiş ülkelerde yeniden faizler artmaya başlamış, tasarrufları içeride kullanıyorlar ve çok cazip olmadığı takdirde, gelişmekte olan ülkelere paralarını aktarıp risk almak istemiyorlar. Böyle olduğunda bizim gibi ülkeler büyümek için o paraya ihtiyaçları devam ettiği için; ya büyüme oranlarının düşmesine razı olup dengelerini koruyacaklar, ya da faizlerini yükseltip sıcak parayı çekmeye devam edecekler. Böyle bir değişimde petrol fiyatlarının artacağını, kurların yükseleceğini beklemek gerek, öyle değil mi?
Bu takdirde bizim gibi sıcak paraya mecbur, ekonomik yapısını değiştirememiş, enerjiyi neredeyse tümüyle ithal eden bir ülke, ne yapacak?
SICAK PARASIZ 3 SEÇİM YAPILIR MI?
Tüm bunları, 2008 yılından bu yana gelişmiş ülkeler ardı ardına parasal genişleme yaparken de söylüyorduk. Bu nedenle sürekli olarak üretim yapımızı değiştirmekten, teşvik sisteminin yanlışlığından, vergi reformundan, 2007 yılından bu yana yani IMF programını bitirdikten sonra doğru dürüst reform yapamadığımızdan, yapısal tedbirlerde geç kaldığımızdan söz ediyorduk. Bu nedenle mali kuralın mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyorduk.
Piyasalar aynen politikacılar gibi günü kurtarmaya bakıyorlar. O nedenle de bizim daha orta ve uzun vadeyi kurtaracak çözümler önermemizi önemsemediler.
Hatta politikacılar gibi “hezeyan olarak bile görenler oldu.
Şimdi kaçınılmaz sonun geldiğini görmeye başladılar. Ancak yine de günü düşünecekler, gelip kapıya dayanıncaya kadar bu riskleri görmeyecekler.
Son 4-5 yılda Türkiye’nin ekonomik dengelerini koruyan sürecin sonuna geliyoruz. Bu artık o kadar uzak da değil. 2014’de kapımıza dayanacak.
O zamana kadar hazırlık yapmak çok zor, çünkü çok geç kaldık.
Bir de düşünün İmralı görüşmeleri ile yıllardır süründürülen Kürt sorunu için radikal adımlar atmak zorunlu hale geldi ve bunun bir çok sonucu olacak.
Onun da ötesinde, 2014 yılı Mart ayında başlayıp 1,5 yıl sürecek, 3 seçimin yaşanacağı, uzun bir seçim süreci yaşayacağız. Bu dönem aynı zamanda küresel likiditenin azalacağı, normal şartlarda büyümenin düşeceği bir dönem olacak.
Farkında mısınız; saydığımız bu gerçekler artık “olası” riskler olmaktan çıktı.
Paylaş