Paylaş
2011’de Japonya'da gerçekleşemn deprem ve tsunami, Fukushima Daiichi nükleer santralini vurduğunda ne sarsıntı ne de sonrasında gerçekleşen su baskını zehirli sızıntıya neden oldu. Daha ziyade, bunların neden olduğu güç kesintisiyle ortaya çıkan reaktör çekirdeklerini soğutma problemi nükleer sızıntıda büyük rol oynadı.
Nükleer enerjinin geleceği üzerine karabulutlar seren Fukushima Daiichi kazası ile mühendisler, nükleer santralleri tekrar masaya yatırdı. MIT tarafından tasarlanan yüzen nükleer santraller bu düşüncenin bir ürünü. Offshore petrol kuyuları örnek alınarak geliştirilen yüzen nükleer santraller sayesinde, Japonya gibi ülkeler daha güvenli bir nükleer gelecek inşa edebilir.
100 metre derinlikteki su üzerinde demirleyen yüzen platform, tsunami dalgalarından etkilenmeyecek. Depremler ise yok denecek kadar az bir etkiye sebep olacak. Acil durum yaşayan pek çok santralde (Çernovil, Three Mile Adası ve Fukuşima gibi) görülen aşırı ısınma ve potansiyel çekirdek erimesi ise deniz sayesinde neredeyse imkânsız hâle gelecek.
Yüzen nükleer santrallerin büyüklüğü ise son derece esnek olacak. 50 megavatlık ufak santrallerden, büyük modern bir şehri tedarik edebilecek 1000 megavatlık santrallere kadar çeşitli boyutlara sahip olabilecekler.
Yüzen nükleer santral tasarımını gerçekçi bulan çoğu akademisyen, yüksek tsunami riski taşıyan bazı Asya ülkelerinde yakın gelecekte böyle bir pazarın oluşabileceğini düşünüyor.
Paylaş