Paylaş
Deniz ve doğayla iç içe tatil imkânından yararlananların aksine günde 15 randevuyu tamamlamak için ter döktüm. Daha önceki yazılarımı okuyanlar iyi bilecektir; doğal güzelliklerin içerisinde bulunan yüksek kapasiteli konaklama tesislerini tek tek inceler, övgü ya da yergilerin şahsi gözlemlerime dayanmasına çok önem veririm. Hürriyet Gazetesi ve temsilcisi olduğum Doğan Burda Dergi Grubu’nun Tempo, Ekonomist, Capital gibi 36 dergisinin sayfalarında yazdığım zaman ise eksiklerin minimum seviyede olmasına gayret ederim.
Bu süreçte Tekirova, Kemer, Side, Manavgat, Alanya derken Antalya’nın bir ucundan diğer ucuna ziyaretlere gittim. Kısa mesafe zannetmeyin, Antalya ilinin kıyı uzunluğu 640 kilometreyi buluyor. Benim için slogana dönüşen “Elinde dondurma, yalayamadan dolaşma” gerçeği bir kez daha tekerrür etti. Akşamları en lüks otel ve tatil köylerinde konaklamama rağmen, gündüzleri ne denize girebildim, ne sahilde şezlonga uzanabildim. O kavurucu sıcakta, o belde senin, bu tesis benim randevuya yetişme telaşına düştüm. Öyle şeyler görüp, yaşadım ki bir kısmını sizinle paylaşmaya karar verdim.
ICE PARTİ’NİN DEV BUZ KALIPLARI
Demin de bahsettim ya, öylesine kavurucu sıcak vardı ki ne arabanın kliması, ne de gölgelik alanlar serinlemeye yetmedi. Belek’deki Spice Otel’in bulduğu çözüm ise dudaklarımda hafif bir tebessüm yarattı. Thomas Cook Primo Ödülü dahil uluslararası birçok ödülü toplayan İçkale Gruba ait Spice Otel, yaratıcı bir aktivite geliştirmiş. Kavurucu sıcaklara kendince bir çözüm de bulmuş, gökyüzünde altın gibi parlayan güneşin altında “Ice Party” yani “Buz Partisi” adıyla bir etkinliğe start vermiş.
Her gün olmasa da haftanın dört günü düzenlediği bu partilerde, hijyen koşullarını ön planda tutarak, altı dönümlük dev havuzuna yüzlerce buz kalıbı atmaya başlamış. Bu şekilde de bir yandan havuzunu soğutmaya çalışırken, diğer yandan da dev buz küpleri, büyük balonlar ve ritmik müzik eşliğinde misafirlerine keyifli saatler yaşatmaya başlamış. Açıkçası bardaktaki içeceklere bile buz bulmakta zorlanılan bir süreçte havuzu dev buz kalıplarıyla doldurmak yaratıcı bir fikir!
TAKSİCİLERİN BIKTIRAN EYLEMİ
Hazır söz Belek Tatil Bölgesi’nden açılmışken taksici esnafının bıktıran eylemlerine de değineyim. Otellerin Antalya ile bağlantısını sağlayan anayolu kapatan taksiciler, içinde turist bulunan otel araçlarını durdurup, geçişlerine izin vermiyordu. Sloganlar, küfürler ise bu kötü sahnenin fon müziği gibiydi. Amaçları ise otellerin misafirleri kendi araçlarıyla havalimanına götürüp getirmesini engellemekti. Yani turistin ulaşımını bize bırakın, servisi biz sağlayalım diyorlardı.
Elbetteki bir tatil yöresinde tüm esnaf turizmden pay alması lazım, ama bunu yaparken gerekli alt yapıyı da oluşturmak şart. Eski ve yıpranmış taksilerle, saçı sakalı birbirine karışmış, dil bilmeyen şoförlerle ulaşımı sağlamaya çalışmadan önce taksici esnafının kendisine çeki düzen vermesi lazım. Tabii buna karşın, otel yönetimlerinin ve bazı otel çalışanlarının ulaşımdan da para kazanma hevesi son bulması kaydıyla. Yani her şey karşılıklı... Oteller elbette ki VIP müşterilerini lüks araçlarıyla havalimanından transfer edebilir, ama bu hizmeti parası karşılığı her müşteriye uygularsa yanlış bir davranış geliştirmiş olur. Hele bazı otel personelinin kendi yönetimlerinden habersiz özel araçlarıyla transfer yapması kanunsuzluğun ta kendisi... Anlayacağınız bu konu da her iki tarafa da önemli görevler düşüyor ama taksici esnafının turizm sezonunun en canlı sürecinde yol kapatması da büyük hata.
GOLFÜN İLAHLARI BELEK’DE SAHAYA İNİYOR
Bu arada Belek şimdilerde dev bir organizasyona hazırlanıyor. Golf sporunun yaygın olduğu tüm ülkelerin televizyon kanallarından naklen yayınlanacak bu organizasyon ülke turizminin tanıtımı açısından çok önemli. Milyarlar harcasak dünya pazarında bu kadar etki yaratamayız. Sözü daha da uzatmadan bu etkinliği aktarayım.
52 yıldan bu yana düzenlenen Dünya Amatör Golf Şampiyonası 4- 7 Ekim tarihleri arasında Belek’de düzenleniyor. Yaklaşık 450 civarında amatör golfçü şampiyonada yarışırken, esas ses getirecek aktivite ise dünya golf klasmanında ilk 10 sıradaki golfçünün arasında gerçekleşecek özel turnuva olması. Golfün bir numaralı ismi Tiger Woods başta olmak üzere Jack Hictaus, Phil Wickelson, Luke Donald gibi isimler 1,5 Milyon Dolarlık birincilik ödülünü kapmak için yarışacaklar.
Bilmeyenler için söyleyeyim, futbol da dahil tüm spor branşları için yıllık en fazla kazanan sporcu Tiger Woods. Onun tüm maçları golf tutkunları tarafından televizyon ekranlarında göz kırpmadan izleniyor, sahada canlı seyretmek isteyenler ise büyük giriş paraları ödüyor. Zaten Belek’deki turnuva maçlarını izlemek isteyenler de bilet bulabilirse büyük paralar ödeyecek.
Bu şampiyona 52 yıldan bu yana düzenleniyor. Turnuvanın isim babası ise kendisi de golfçü olan eski ABD Başkanı Dwight Eisenhower. Eisenhower, o dönemde ülkeler arası kardeşlik ve dostluğun pekişmesi amacıyla bu organizasyona adını vermiş. Erkekler kategorisinde turnuvanın adı “Eisenhower Trophy” olarak biliniyor.
ATATÜRK’ÜN AT SIRTINDA GİTTİĞİ ÖZEL MEKAN
Şimdilerde 14 adet uluslararası standarda sahip golf kulübünün bulunduğu Türkiye’de bu sporla beraber yeni bir yaşam tarzı yaygınlaşmaya başladı. Özellikle Antalya Belek’de turizmi 12 aya yayan ve üst gelir grubuna hitap eden golf sporu medyada kendine yer bulmaya başladı. Zaman zaman denizle, ama mutlaka ormanla bütünleşen muhteşem doğanın içinde saatler geçirmek ve dingin bir ortamda hareket etmenin ne anlama geldiğini öğrenmek istiyorsanız, golf kulüpleri arasında yaptıracağım gezintiye mutlaka göz atın. Ayrıca sahası olmayan bazı golf kulüplerinin hangi şehirlerde oluştuğunu iyi okuyun. İnanıyorum ki çok şaşıracaksınız.
Son yıllarda popüler bir hale gelen golf sporunun ülkemizdeki tarihi 117 yıl öncesine dayanıyor. 1895 yılında Okmeydanı’nda kurulan İstanbul Golf Kulübü, Mustafa Kemal’in de İstanbul’da bulunduğu zamanlarda kimi zaman at üzerinde gidip, soluklandığı bir mekân. İngiliz Konsolosu ve dostu P. Loren’ı ziyaret amacıyla her fırsatta bu kulübe gelip, kulüp binası önünde çok sevdiği şekerli kahvesini içermiş. Hatta bazı ziyaretlerinde, kulübe ait golf sahasında vuruş denemeleri de yaparmış. İstanbul Golf Kulübü, Avrupa’nın en eski dördüncü golf kulübü. Bugün Maslak’ta dokuz çukurlu bir sahaya ve görkemli kulüp binasına sahip olan tesis, Türkiye’de golf sporunun yaygınlaşmasında önemli bir yer tutuyor.
GOLF BAHANE KEYİF ŞAHANE
Ancak sporun gitgide daha yaygın hale gelmesi turizmcilerin, özellikle de Belek Turizm Merkezi’ndeki yatırımcıların sayesinde oldu. İşte bu oluşuma ilk başından beri tanık olan bir gazeteciyim, ama golfle bağlantım bu spora yönelik hediye eşya kolleksiyonundan öteye geçmedi.
Deniz ve ormanla bütünleşen muhteşem doğasını, golf sporunun dinginliğiyle buluşturan Belek’te 11 adet kulüp var. Bu kulüplerin kiminde iki, hatta üç ayrı saha mevcut. Yılın 300 günü güneşin sıcaklığının hissedildiği bölgede, kış ayları da dâhil 12 ay golf oynamak mümkün. Hepsi beş yıldızlı olmak üzere 47 adet otelin bulunduğu Belek’te ister kulüplerin kendi otellerinde, isterseniz diğerlerinde kalın her türlü hizmetten faydalanabiliyorsunuz. Ancak, istediğiniz saat aralığında golf oynamak için kulüplerin kendi otelinde, ya da anlaşmalı otellerinde konaklamanız daha avantajlı olacaktır.
Bu avantaj elbette ödeyeceğiniz ücrete de yansıyor. Hatta seçtiğiniz otelin imkânları doğrultusunda saha dışındaki zamanınızı keyif şölenine dönüştürebiliyorsunuz. Klasik turizm destinasyonu deniz, kum ve güneş bir kenara SPA&wellness gibi ünitelerde enerjinize enerji katabiliyorsunuz. Bagi denen golf arabalarıyla doğa içinde gezinti, butler’ı olan VIP oda ve villalarda özel hizmet. Helikopter, uçak gibi araçlarla transfer ve gezinti ise saha dışı imkânlarınızın bir kısmı.
ELİTİST SPORUN ŞAŞIRTAN KULÜPLERİ
Unutmadan, ‘elitist’ yaklaşımı benimsemiş ciddi görünümlü otelleri tercih etmenizde fayda var, çünkü her şey dâhil sisteminde faaliyet gösteren tesislerde üzerinizde golf kıyafetleri varken deniz terliği ve mayosuyla yüzünüze anlamsız bakan turistlerle tezat bir görünüm çizebilir, Müslüman mahallesinde salyangoz satma misali terse düşebilirsiniz.
Son bir bilgi daha; Sahası olan 14 golf kulübü dışında ülkemizde tam 30 tane daha golf kulübü var. İşin ilginç yanı ise içlerinden bir çoğunun Ağrı, Erzurum, Ardahan, Kayseri, Diyarbakır ve Trabzon gibi şehirlerde kurulması. Üstelik Kayseri de 5, Ardahan’da 4 golf kulübü var ki, sahası olmayan 6 golf kulübüyle liste başı olan İstanbul’un hemen ardından geliyorlar. Golfçülere niye bu şehirler diye soruyorsunuz, hiç biri net yanıt veremiyor. Kimi de bu şehirlerdeki insanların statüko peşinde koştukları için popüler kültürden etkilendiklerini söylüyorlar. En kısa zamanda altında yatan gerçeği araştırıp, bulacağım ki, sizlere de o zaman aktarırım.
Paylaş