Bir tül gibi

DÜNKÜ maç beni bir şeye tekrar emin etti; Fenerbahçe orta sahası zengin, hücum hattı umut veren bir kadroya kavuştu. Fakat defansta oynayan isimler büyük tehlike arz ediyor.

Haberin Devamı

Özellikle Bekir, Bilica ve İlhan üçlüsü güven vermiyor. İnce bir tül gibi Fenerbahçe savunması, en ufak rüzgarla dağılabiliyor. Orta sahadaki zenginlikte ise, en çok göze çarpan adam Stoch’tu. Hızı, arzusu, tekniği ve zekasıyla bu yıl gündeme oturacak isim olacaktır bence. Aykut Hoca’nın denediği bir şey vardı hazırlık döneminde; Stoch’u Alex’in pozisyonuna yavaş yavaş ısındırmak. Bu tavır kesinlikle sürmeli. Çünkü Alex’in miyadı yavaş yavaş doluyor ve onun yerine geçecek isim bulunmalı. Stoch da bu görev için biçilmiş kaftandır. Ayrıca bu hazırlığın Alex takımdayken yapılması da Stoch’a çok şey katacaktır.
Santos’un golü şiir gibiydi. Karşısındaki Galatasaraylı savunmacı çok ağır kalmıştı ve bu yüzden onu Servet sandım. Sonra Ali Turan olduğunu anladım. Geçen sezonun yarısını kaplayan “Pembe Dizi” kıvamındaki transfer öyküsünün başrolü Ali Turan’ın dünkü performansı da mutlak soru işaretleri bırakmıştır Galatasaraylıların kafasında. Son olarak, dün kısa da olsa forma şansı bulan Gökay’dan çok ümitliyim.

Haberin Devamı

Ne gerek vardı?

SORU işaretleri maçla birlikte başladı dün. Galatasaray tribünlerinin meşale ateşiyle alev alması başlangıcı verdi ve devamı geldi. Hem futbolcular hem de Fenerbahçeli taraftarlar bu anlamsız gerginliğe ayak uydurdular.
1- Hakem kuralları uygulamak için oradaydı ve Selçuk’un çelmesinde sonuna kadar haklıydı. Selçuk, sorumsuzca o hareketi yapıp bu maçı umursamadığını gösteriyorsa hakem çıkıp da “Aman dur” diyecek bir pozisyonda değildi sahada. Topu alıp içeri girme olayı ise biraz toleranssızdı. Sanki biraz daha ortamı yumuşatıcı davransa iyi olurdu.
2- Mustafa Sarp, Servet, Bilica ve Sabri gibi isimler maçı manasızca gerdiler. İkili mücadelelerdeki hırçınlıkları forma aşkından değil daha çok “göze girme” telaşındandı.
3- Santos’un muazzam golünden sonra sahaya meşale atan Fenerbahçeli taraftarlar, sağduyudan uzak davrandılar.

Dostluk...

STAT henüz boş...
Kale arkasındaki Galatasaray taraftarları, dostça tezahürata başlıyorlar;
.............. Aziz Yıldırım!
Ve dostluk maçı başlıyor. Kalem, para, maytap, meşale...
Volkan Demirel’e yağıyor ama, dostça...
Maçın hakemi de dost... Sanırsın SS subayı.
İlk 15 dakikada 4 sarı 1 kırmızı...
Dostluk kazansın yani...
Ama yetmedi;
30. dakikada maç dostça tatil...
Hakem herkesten daha bir dost canlısı çıktı ki, şaşırırsınız...
10 dakika sonra maç yeniden başlasa da. Aslında çoktan bitmişti...
Fazla teferruata gerek yok.
Sonuç; Her zamanki gibi...
Dostluk kazandı!

Yazarın Tüm Yazıları