Yılın ilk yarısında bütçe gelişmeleri

2001 yılından sonra enflasyonda yaşanan düşüşe çok önemli katkılar yapan etkenlerden biri kamu finansmanındaki toparlanmaydı. 2006 yılına gelindiğinde, bütçe neredeyse dengedeydi. Dolayısıyla, o noktadan sonra enflasyonla mücadele açısından kamu finansmanının düzelmesi değil, bozulmaması önemli olmaya başladı.

2007 yılı seçim yılıydı. 2007 yılı bütçesinde öngörülen ve gerçekleşen açık 2006 bütçe gerçekleşmelerine göre neredeyse beş katı oldu. Yıl içinde bütçe tahminlerinin güncellendiği, aslında açığın öngörülenin yarısı olacağı açıklandı. Ama, gerçekleşme tahminler doğrultusunda değil, daha çok hedefler doğrultusunda oldu.

Yıl içinde yapılan düşük tahminin piyasaların kaygılarını gidermek için olduğu izlenimi doğdu. Güncellenen tahmin ile gerçekleşme uyuşmayınca, "kim yaptı o tahmini?" diye köstebek arandı. Kısacası, 2007 yılında kamu finansmanı 2006 yılına göre bozulma eğilimine girdi. Bu yıl farklı mı?

İLK YARI HARİKA

Maliye Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre bütçenin bu yılın ilk altı ayındaki performansı tek kelime ile harika. Geçen yılın ilk altı ayına göre, bu yılın ilk altı ayında toplam harcamalar yüzde 1.6 azalırken, bütçe gelirlerinde yüzde 8 bir artış gerçekleşmiş. Sonuç olarak, geçen yılın ilk yarısında bütçe açığı 7 milyar YTL olmuşken, bu yılın ilk yarısında bütçe 2 milyar YTL civarında fazla vermiş. Böyle devam ettiği takdirde, bütçede şaşırtıcı bir iyileşme söz konusu.

Geçen yılın tümünde bütçe açığı hedefi 16.7 milyar YTL iken, gerçekleşme 14.7 milyar YTL oldu. Bu yıl için hedeflenen bütçe açığı hedefi 17.9 milyar YTL. Yani, hedef gerçekleşirse, yılın ikinci yarısında 20 milyar YTL’ye yakın bütçe açığı verebilme olanağı var. Bu olanak kullanılırsa, bütçenin yılın ikinci yarısında mali piyasalara baskı yapacak ölçüde ciddi bir biçimde bozulacağı aşikar.

Bu gelişmelere bakarak geçenlerde Maliye Bakanlığı bütçe gerçekleşme tahminlerini güncellediğini açıkladı. Bütçe açığının 15 milyar YTL civarında geçekleşebileceği tahmini yapıldı. Geçen yılki deneyimden yola çıkarak, şimdi yapılan güncellemenin piyasalar açısından çok itibarı yok gibi görünüyor. Harcamalar 10 milyar kadar artırılıyor. Gelirlerin daha fazla artacağı öngörülüyor. Halbuki, gelirlerin daha fazla artabileceği yönünde çok güçlü işaretler yok.

GELİRLER

Yılın ilk altı ayında, toplam faiz dışı harcamaların yarısını oluşturan cari harcamalardaki artışın yüzde 5 gibi düşük kaldığı anlaşılıyor. Faiz harcamaları da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 azalmış görünüyor. Faiz harcamalarındaki azalmanın büyük bir bölümü iç borç faizlerinden kaynaklanıyor. Faiz oranının düşmesinden değil, daha çok borç vadesinin uzaması faiz harcamalarını azaltmış görünüyor.

Vergi gelirlerindeki artış yüzde 17 olmuş. Gelir vergisi tahsilatı yüzde 20 artarken, kurumlar vergisi tahsilatı yüzde 26 artmış. Doğrudan vergilerin artması anlamına gelen bunlar sevindirici gelişmeler. Ama, dahildeki dolaylı vergi tahsilatındaki artışlar ortalama enflasyonun oldukça altında.

Dahilde alınan katma değer vergisinde artış yüzde 4.7’de kalmış. Bu dönemde ortalama enflasyonun yüzde 9.6 olduğu düşünülürse, katma değer vergisinde kaçakların arttığı söylenebilir.

Buna karşılık, ithalde alınan katma değer vergisindeki artış yüzde 27’yi geçmiş. Zaten, toplam vergi gelirleri içinde ithalde alınan katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi tahsilatı bu yılın ilk yarısında yüzde 43’e dayanmış durumda. Bu rakam aslında vergi gelirlerinin petrol ve doğal gaz fiyatları ile ithalata ne derece bağımlı olduğunu gösteriyor.

Bütçe gerçekleşmeleri açısından ilk yarı çok iyi. Ama, ikinci yarıda tam tersi bir resim görmek de olası.
Yazarın Tüm Yazıları