Türkiye ayrışıyor mu

2006 yılının ortalarında gelişmekte olan ülkeler piyasalarına yönelik oluşan kaygılar bir dönüm noktası olarak alınabilir.

O dönemden bu yana, Türkiye ekonomisine dış piyasalar diğer gelişmekte olan ülkelere göre farklı bir gözle bakmaya başladı.

2000’li yılların başlarında Türkiye ve Brezilya aynı sepete konuyordu. Hatta, o dönemde, hangi ülkede kriz daha önce tartışmaları yapılıyordu. Biraz tesadüf olan yanları olsa da , Türkiye’de ve Brezilya’da ekonomik kriz yaklaşık aynı dönemlerde çıkmıştı.

AYNI EĞİLİMLER

Bizim gibi ülkelerde, "kriz" kelimesi ile "döviz kurlarının fırlaması" olgusu aynı anlama gelir, aynı gelişmenin bir başka şekilde ifadesidir. 2001 yılı ortalarında Türkiye’de de, Brezilya’da da döviz kurları fırlamıştı. 2001 yılı başında Brezilya’da dolar kuru 2 Real’in altındayken, 2002 yılı sonunda 3.5 Real’i geçmişti. Türkiye’de de 2001 yılı başında dolar kuru 670,000 TL civarındayken, 2002 yılının ortalarında 1,650,000 TL’yi görmüştü.

Gelişmekte olan piyasalara yönelik yatırımcıların ruh halini o dönemde Türkiye ve Brezilya tayin eder olmuştu. Bu iki ülkedeki olumsuz gelişmeler tüm piyasayı bozarken, olumlu gelişmeler piyasaları havalandırırdı. 2002 yılıyla beraber iki ülkede de olumlu gelişmeler yaşandı.

Bizim gibi ülkelerde ekonomide olumlu gelişmeler döviz kurlarında istikrar, hatta döviz kurlarının düşmesi anlamına gelir. 2006 yılının ortalarına geldiğimizde Türkiye’de dolar kuru 1.3 YTL’ye inerken, Brezilya’da 2.17 Real civarına gelmişti.

BREZİLYA /images/100/0x0/55eaff98f018fbb8f8a45b2eKOPTU

Grafikte Real ve YTL cinsinden aylık ortalama dolar kurları gösteriliyor. Real sol eksende, YTL sağ eksende gösteriliyor.

2004 yılı sonlarında bir kopma yaşandı. 2006 yılı ortasında yaşanan gelişmekte olan ülkelere yönelik çıkan kaygılar karşısında Türkiye bocaladı. Real dolar karşısında değer kazanmaya devam etti. YTL hapşırdı. Türkiye’de enflasyon çift hanelere yükselirken, Brezilya’da enflasyon yüzde 6 civarında tutundu. Enflasyon hedeflemesi politikası uygulayan Brezilya’da bu yıl da enflasyon hedeflenen doğrultuda gidiyor. Biz hedef değiştirmek zorunda kaldık.

Türkiye’ye yönelik olarak, cari işlemler açığı riski 2006 yılkı ortalarından sonra bir anlamda fiyatlandırılmaya başlandı. Küresel düzeyde artan emtia (petrol) fiyatları Brezilya’nın konumunu güçlendirirken, Türkiye’nin konumunu daha riskli hale getirdi.

Aynı dönemde, Türkiye’de siyasi riskler de artma eğilimine girdi. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisinin yabancı yatırımcılar gözünde Brezilya’dan ayrılmaya başladı. Brezilya ile Türkiye küresel gelişmelere mutlaka "aynı yönde tepki verir" anlayışı bir ölçüde kırıldı. Uluslararası yatırımcılar gözünde Brezilya ile aynı sepette olmadığımız izlenimi güçlendi.

Türkiye ekonomisinin diğer gelişmekte olan ülke ekonomilerinden olumsuz yönde ayrışması herhangi bir küresel çalkantıda ilk darbe yiyen ülke olmamız riskini artırıyor. Olası darbenin şiddetinin daha güçlü olması olasılığını yükseltiyor.

Bugünlerde yaşanan olumlu hava aldatmasın. Brezilya ve diğer gelişmekte olan ülkelerden ayrışmamız petrol fiyatlarının 100 doların altına gelmesiyle ve siyasi risklerin azalmasıyla son bulabilir. O takdirde, Türkiye ekonomisi, diğer tüm ekonomik risklerine rağmen büyük ölçüde rahatlayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları