Büyüme senaryoları

YILIN ikinci üç ayındaki ekonomik büyüme performansı hem şaşırtıcıydı, hem de ileriye dönük büyüme beklentileri ni oldukça kararttı.

Geçen yıl ekonomik büyüme son altı yılın alışılmış düzeyl erinin (yüzde 7.2) oldukça a ltına gelmişti. Bu yıl, "geçen yıl kadar büyürsek iyidir " beklentisi oluşmuştu. Son veriler geçen yılki büyümenin bu yıl yakalanmasının başarı olacağını gösteriyor.

YİNE ŞAŞIRABİLİRİZ

Son verilere yönelik bir dizi soru işaretleri var. Örneğin, doğru dürüst büyümediğimize göre bunca ara malı ithalatı nereye gitti? Petrol dışı ara malı ithalatının son dönemlerde yüzde 30’a yakın artmasını nasıl açıklayacağız? Özel sektör yatırım artışını durdurduğuna göre, son dönemlerde yüzde 20’ye yakın artan yatırım malları ithalatı ne oldu? Spekülatif ithalat mı söz konusuydu?

Ekonomik verilerin belli derecede zaman içinde kendi kendini etkileme gücü (autoregressivity) vardır. Örneğin, bir dönemde yaşanan fiyat artışları bir sonraki dönemdeki fiyat artışlarının da önemli açıklayıcılarından biridir. Tüketim ve yatırım verileri de benzer biçimde değişir. Türkiye’de büyüme verilerinin böyle olmadığını geçmişte de ispatlanmıştı. Son veriler bunu bir kez daha ispatladı.

Bir dönem yüzde 7’nin üzerinde artan iç talep, üç ay sonra durma noktasına gelebiliyor . Bir dönem yüzde 10 artan yatırımlar bir sonraki dönem durabiliyor. Ölçme (tahmin) hatalarını da hesaba katsak, ekonomik verilerdeki oynaklıklar çok sert olabiliyor.

Bu gözlemden yola çıkarak yılın üçüncü çeyreğinde resmin tamamen değişebileceğini de bekleyebiliriz . Durağan hale gelen iç talep yeniden hızlanabilir. Yatırımlar hızlanabilir. Üretici sektörler de talep artışına çok hızlı karşılık verebilir. Dolayısıyla, Yılın ilk üç ayında büyümenin yüzde 6.7’den ikinci üç ayda yüzde 1.9’a düştüğü gibi, yılın üçüncü üç aylık döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 5-6 büyüyebilir . Yılın ikinci üç ayında ithal edilen, devreye girmemiş görünen ithal ara mallar ve yatırım malları üçüncü üç ayda üretimi zıplatabilir.

TOPARLANMA OLUR

Bütün bunlar gerçekçi beklentiler midir?

Yılın üçüncü üç aylık bölümünün bitmesine bir hafta kaldı. Çıplak gözlemler bu dönemde, en azından eylül ayına kadar ekonomik gelişmelerde radikal bir değişikliği göstermiyor. Resim değişecekse, yılın son üç ayında ekonomik faaliyetlerin hız kazanması daha olası görünüyor . İçinde bulunduğumuz üç ayda ekonomik büyümenin yine düşük kalması, ama son çeyrekte hızlanması söz konusu olabilir.

Böyle olup olmayacağı büyük ölçüde dış talep gelişmelerinin Türkiye ekonomisine ne denli yardım edeceği ile yakından ilgili . Avrupa ekonomilerinin giderek derinleşen bir durgunluğa girdiği yönünde gelen işaretler bu açıdan pek hoş değil. Maliye ve para politikaları yoluyla iç talebi canlandırmaya yönelik girişlimler ise enflasyonla mücadeleyi zorlayabilecek. Amerika ve Avrupa’da mali krizin derinleşmesi ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyecektir.

Bu şartlarda, geçen yılki yüzde 4.6 düzeyinde bir büyümeyi yakalamamız çok sevindirici olacak.
Yazarın Tüm Yazıları