YILIN ikinci üç ayında Türkiye ekonomisinin geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yüzde 1.9 büyüdüğü açıklandı. Bir başka ifadeyle, yurtiçinde üretilen mal ve hizmetler reel olarak yüzde 1.9 arttı.
Halbuki, yılın ilk üç ayında ekonomi aynı bazda yüzde 6.7 büyümüştü. Dolayısıyla, ekonomik büyümede 2001 krizinden bu yana en sert düşüş yaşandı. Verilerin ayrıntılarına girildiğinde, ekonomik büyümenin bu denli düşmesini açıklamak zor oluyor.
TALEP
Yurt içinde üretilen mal ve hizmetler toplamına iki yönden bakılabilir. Birincisi, üretilen mal ve hizmetlerin nerelerde kullanıldığı, ikincisi de, mal ve hizmetlerin hangi sektörler tarafından üretildiğidir.
Açıklanan verilere göre, yılın ikinci üç ayında iç talep (tüketim artı yatırım) büyümesi sert bir biçimde yavaşlamış görünüyor. Son bir yıldır yüzde 6 civarında büyüyen iç talep yılın ikinci üç ayında yüzde 1.46 büyüdü. Bu dönemde tüketim harcamaları yüzde 1.95 artarken, yatırım harcamaları yüzde 1.54 düşmüş görünüyor. Yatırım harcamaları içindeki özel sektör yatırımları yüzde 0.6 artarken, kamu sektörü yatırımları yüzde 16.8 düşmüş.
Kısacası, Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak yaklaşık aynı yatırımı yapmış. Buna karşılık, aynı dönemde yatırım malları ithalatı yüzde 12 kadar artmış. İthalatın gerçekleşmesi ile yatırıma dönüştürme arasında bir zaman farkı varsa, yılın ilk çeyreğinde yatırım malları ithalatının yüzde 36 arttığı da vurgulanmalı. O dönemdeki yatırım harcamalarındaki artış yüzde 11.9 olmuştu. Doların değer yitirişi ve yurt dışındaki fiyat artışları hesaba katıldığında dahi, artan yatırım malları ithalatının milli gelir istatistiklerinde yatırım harcamalarına dönüşmediği gibi bir izlenim doğuyor.
Mal ve hizmetlerin hangi sektörler tarafından üretildiği açısından baktığımızda, tarım üretiminin yılın ikinci üç ayında yüzde 3.5 daraldığını görüyoruz. Geçen yılın tümünde tarım sektörü yüzde 7.2 daralmıştı. Bu yılın ilk altı ayında, tarım yüzde 1.5 daralmaya devam etmiş görünüyor. Halbuki, tarım üretiminin bu yıl geçen yıla göre daha iyi olduğu yönünde çeşitli tahminler vardı.
İmalat sanayi üretimi, yılın ilk üç ayında yüzde 7 büyürken, ikinci üç ayda yüzde 2.5 büyümüş görünüyor. Bu veriler sanayi üretim endeksleriyle de tutarlı görünüyor. Milli gelir verileri içinde iç ticaret, inşaat ve ulaştırma-haberleşme sektörlerindeki büyümenin sert bir biçimde düştüğünü görüyoruz.
ÜRETİM VAR GELİR YOK
Ekonomik eğilimler üzerine çeşitli bilgiler bir araya konduğunda, ekonominin giderek daha az katma değer ürettiği söylenebilir. Aynı üretim düzeyi için daha fazla ithalata ihtiyaç duyulması giderek hızlanıyor. Petrol ithalatı dışındaki ara mallar ithalatı mayıs ayı itibariyle (eldeki son veri) son on iki ayda bir önceki yıla göre yüzde 30’un üzerinde artarken, ekonomik büyümenin bu yılın yarısında yıllık yüzde 3.8 büyümüş görünmesi şaşırtıcı olmaktadır.
Ekonomik büyüme verileri cari işlemler açığı ile mücadele etmenin zorluklarını da gösteriyor. Ekonominin son bir yılda yüzde 3.8 büyüdüğü bir dönemde cari işlemler açığının yüzde 43’ün üzerinde büyümesi düşündürücüdür. Yılın ikinci üç ayında da, ekonomik büyüme yüzde 1.9 olurken, cari işlemler açığındaki artış yüzde 50’yi geçmiştir. Bu gelişmelerin tümünü petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artışlarla açıklayamıyoruz.