DÖRT büyükler olarak adlandırılan Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin tenis şubesi açması hep söylenen, ama bir türlü hayata geçirilemeyen bir rüyadır.
Son günlerde yaşanan gelişmeler bu rüyanın artık gerçeğe dönüşmek üzere olduğunu gösteriyor. F.Bahçe ve Trabzonspor gereken her türlü altyapıyı tamamlarken, Beşiktaş tesis konusunda karar vermeye çalışıyor; G.Saray ise şimdilik en geri planda kalan kulüp olarak görünüyor. Dört Büyükler’deki tenis şubesi kurma hazırlıklarını şöyle özetlemek mümkün:
F.Bahçe’de, tenis şubesinin kurulması için gereken onay yönetim kurulundan çıktı. Sarı lacivertlilerde bu konunun öncülüğünü yapan isim; çok aktif bir veteran tenisçisi olan kulüp ikinci başkanı Nihat Özdemir. Ankara Gölbaşı’nda yeni yaptırdığı kamp tesislerine iki tane de tenis kortu koyduran F.Bahçe Kulübü, İstanbul’da tesis arayışını sürdürüyor. Bazı tenis kulüpleriyle görüşmelerini sürdüren sarı lacivertliler, biriyle anlaştıkları an şubeyi faaliyete geçirecek.
Trabzonspor’da, bu işin liderliğini kulübün efsane teknik direktörlerinden Özkan Sümer yapıyor. Aynı zamanda iyi bir veteran tenisçi olan Sümer, kulüp bünyesinde tenis şubesi kurmak için Trabzon Belediyesi ile görüşmeleri sürdürüyor. Sümer, 2010’da Trabzon’da yapılacak Üniversite Oyunları’nın (Universiade) getireceği rüzgarı da arkalarına alarak, tenis şubesini açacaklarını söylüyor. Esasında tenise yabancı olmayan Trabzon, Gülberk Gültekin, Kaya Saydaş gibi önemli tenisçiler yetiştiren bir kent.
G.Saray’da onay bekleniyor
Beşiktaş’ta, başkan Yıldırım Demirören’in tenis oynadığı ve tenis şubesi kurmak için hazırlık yaptığı öteden beri biliniyor. Aldığımız son haberlere göre Demirören, tenis şubesini kulübün kendi tesislerinde mi, yoksa başka bir tenis kulübünün içinde mi açılacağına karar vermeye çalışıyor.
G.Saray, dört büyükler içinde tenis şubesi kurma fikrini en önce ortaya atan kulüp. Sarı kırmızılılarda bu düşünce ta Alp Yalman’ın başkanlığı döneminden beri vardı. O dönemde Sami Çölgeçen bana Yalman’ın sahibi olduğu Tatko binasını gezdirirken, G.Saray Tenis Kulübü’nün yerleşim planını bile göstermişti. Planı bile hazır olan şubenin hayata geçirilmesi için gereken tek şey; yönetim kurulunun onayı ve icraata başlaması.
Bu gelişmelerin ışığında, dört büyüklerin çok yakında tıpkı futbolda olduğu gibi teniste de müthiş bir rekabet içine gireceğini; önemli tenisçilerimizin ve antrenörlerin ciddi ücretlere transfer yapacaklarını söylemek mümkün.
Tenis şubesi yük değildir kendi masrafını karşılar
FUTBOL odaklı kulüplerin bünyesinde yeni bir şube açma gündeme gelince akıllara hemen, "Bu şube, masraflarını kendi karşılayabilecek mi?" sorusu geliyor. Söz konusu branş tenis ise cevabımız; "EVET". Tenis artık doğru planlama ile kendi kendini amorti eden profesyonel bir spor haline geldi. Bugün tam teşekküllü bir tenis şubesini toplam 1 milyon dolara kurmak mümkün. Böyle bir oluşumun yıllık işletme masrafı ise yine 1 milyon dolar civarında. Fakat, şube bünyesinde kurulacak tenis okullarından, özel derslerden, kulüp üyeliklerinden ve turnuva organizasyonlarından elde edilecek gelirlerle bu paralar rahatlıkla geri alınabiliyor. Bunlar bir tarafa, söz konusu olan dört büyükler ise yapacakları sponsorluk anlaşmaları ile tenis şubelerinin kurulum ve işletme masraflarını kolayca bedavaya getirebilirler.
Dört büyüklerin tenis şubesi kurması, her yaştan kulüp üyelerinin spor yapmasını sağlayacağı gibi, kulüplerin bünyesindeki futbolculara ya da basketbolculara çok iyi bir alternatif spor yapma imkánı tanıyacaktır. Ve en önemlisi de basketbol ve voleybolda olduğu gibi seyirci kitlesini artıracaktır.