İSPANYOL tenisçi Rafael Nadal, bugüne kadar sekiz kez kazanmış olduğu Fransa Açık’ta önce toprak kortların kralı ilan edildi. Sonra Wimbledon’un kutsal çimlerinde iki kere birincilik kupasını kaldırdı. Sert zeminde Avustralya Açık ve en son da Amerika Açık’ta ikinci defa şampiyonluk sevincini yaşayarak her zeminin kralı oldu.
DJOKOVIC TEKNİĞİNİ KONUŞTURACAKTI
NADAL’ın rakibi dünya bir numarası Novak Djokovic’ti. Sırp, yarı finalde İsviçreli Stanislas Wawrinka ile 5 set oynayıp 4 saatin üzerinde kortta kaldı. Finalde Nadal kadar dinç değildi. Esasen Sırp tenisçinin en çok tercih ettiği zemin hard court (sert zemin). Djokovic’in planı Nadal’ın süratli ve aşırı spinli (falsolu) toplara, mükemmel tekniği ve sert vuruşlarlarla; bilhassa da Nadal’ın daha zayıf olan backhand tarafına karşılık vermekti.
SIRP RAKET 53, İSPANYOL 20 HATA YAPTI
AZ da olsa Nadal’ın hakimiyetini kırmayı amaçlıyordu. Taktik düşüncesi doğruydu. Ama rüzgâr Djokovic‘in dengesini bozup toplara istediği gücü aktaramasını engelledi. Hedefe yönelik vuruşları yapamaması 53 hataya mal oldu. Nadal’ın basit hatası sadece 20’ydi.
NADAL’IN GRAND SLAM ŞAMPİYONLUKLARI 13
· Avustralya Açık: 1 Şampiyonluk
Nitekim finalde elendik. Esas şimdi kollarımızı sıvamamız gerekiyor. Çocuklarımıza ve gençlerimize spor kültürünü aşılamamız lazım. Başlamanın tek yolu ve yeri okul içi sistemli bilinçli spor faaliyetleridir. Alman lisesinde okurken beden eğitimi derslerine Alman hocalar gelirdi. İçerik belli idi: Sporun temelini öğretmek. İki değişik teknikte yüksek atlama, iki değişik teknikte uzun atlama, 100 metre deparda çıkışın nasıl yapıldığı veya futboldaki topa vuruş tarzları bize gösterildi. Ayrıca koordinasyon ve denge eğitimi ön planda idi. Sporcu yetiştirmek sadece tesisi yaparak olmuyor. Tesisleri yapıyoruz. Müsabakalar bittiği andan itibaren tesisi verimli kullanamıyoruz. Çoğu terkedilmiş çürüyor.
BESYO
BAKIN ülkemizde seksenin üzerinde Beden Eğitimi Yüksekokullu (BESYO) var. Spor Teşkilatı ve Milli Eğitim Bakanlığı bu spor yüksekokullarının öğretim görevlileri ile bir araya gelip okul içi mecburi spor programlarını rahatlıkla oluşturabilirler. Bununla beraber uluslararası seviyede sporcu yetiştirme programları da hayata geçirilebilir. Biz atlet yetiştirmek için Amerika’yı yeniden keşfetmeye zaman harcamayalım artık...
2024 Olimpiyatları’na aday olduğumuzda atletizmden okçuluğa, tenisten yüzmeye sporumuzun altyapısını oluşturmuş olmamız ve en azından 2016 Brezilya Rio de Janeiro Olimpiyatları’nda “Evet, artık Türkiye’de Olimpiyat seviyesinde sporcu yetişiyor” dedirtmemiz gerekiyor.
Bu tenisçiler öncelikle ilk haftayı kazasız belasız atlatmak isterler. Ancak bunu kortta gerçekleştirmek hiç de kolay değildir. Çünkü rakipler onlara karşı kolay pes etmek istemezler. Muhteşem puanlar kazanıp seyirciyi de yanlarına alırlar. İşte tam bu noktada Djokoviç, Nadal, Serena, Azarenka gibi lider tenisçiler rakiplerini ciddiye alır, her puanı önemser. Bu profesyonel anlayış da onları genelde turnuvanın ikinci haftasına götürür. Örneğin Djokoviç; “rahat” kazandığı bir maçta bile bazı puanları kendi lehine çevirebilmek için ölümüne mücadele ediyor.
SAYILARI AZALIYOR
Federer, Stan Wawrinka, Tommy Haas, Justine Henin, Schiavone gibi mükemmel teknikleri ile tek el backhand vuran tenisçilerin sayısı gün geçtikçe azalıyor. Çift eli ile backhand vuranlar ise sadece slice (kesik) backhand vurduklarında tek ellerini kullanıyor. Tek el ile vurulan backhand’lerin avantajlarını şöyle sıralayabiliriz...
Zor toplara rahat ulaşmak, refleks vuruşlarda fazla hâkimiyet, drop shotlarda başarı oranının yükselmesi. Bu avantajlara rağmen erkeklerde dünya sıralamasında ilk 10 tenisçiden sadece 3’ü, kadınlarda ise ilk 50 tenisçinin sadece 3’ü tek el backhand oynuyor. Bu 3 tenisçinin ise hiçbiri ilk 10’da değil.
Tenis, daha süratli ve güce dayanıklı olduğundan çift el backhand’ler tercih ediliyor. Bu da tenisçiye, gelen topa ek zaman ve daha güçlü vurma şansı veriyor. Bence en temiz çift el backhand tekniğine sahip olan Djokoviç, en etkili passing shot’ları vurabilen Murray ve kadınlarda Serena Williams’ın güçlü backhand’ler modern çift el tekniğinin en güzel örnekleri...
Murray geçen yıl ilk Grand Slam şampiyonluğunu US Open finalinde Djokovic’i yenerek elde etmişti. Bu sene ise Wimbledon’da Sırp rakibini eleyerek İngilizlerin hasret kaldığı kupayı kazanmıştı. İki tenisçi muhtemelen yarı finalde karşılaşacaklar. Ancak olası çeyrek finalde Djokovic zorlandığı 6 numaralı seribaşı Juan Martin del Portro ile karşılaşabilir. Murray ise çeyrek finalde Thomas Berdych ile oynayabilir. Gününde olan bir Berdych zirvedeki herkesi yenebilecek güçte.
Beklenen final Serena-Azarenka
Tablonun alt tarafında ise eski formuna kavuşmuş gözüken Rafael Nadal’ın olası çeyrek final rakibi Roger Federer. 7 numaraya düşen Federer geçen hafta Cincinatti’deNadal’a üç sette yenilmişti. Nadal’ın çeyrek finale çıkması 4. turda ABD’nin tek ümidi olan John İsner’i yenmesine bağlı. Diğer çeyrek finalde karşılaşabilecek David Ferrer ile Gasquet’nin galibi de finale çıkabilir.
Kadınlarda ise 1 numaralı Serena Williams geçen yıl Avustralya Open çeyrek finalinde Sloane Stephens’e yenilmişti. Muhtemelen iki tenisçi 4. turda karşılaşabilir. Fakat Serena’nın ilk tur rakibi savaşçı ruhuna sahip Francesca Schiavone kolay lokma değil. Üst tarafta ayrıca Agnieszka Radwanska ve yine formda olan Li Na final oynayabilecek kapasitede. Aşağıda ise finale çıkabilecek hatta turnuvayı kazanabilecek en büyük aday Victoria Azarenka. Vika’nın final öncesi en güçlü rakibi Petra Kvitova. Caroline Wozniacki ve Errani ise sürpriz yabilecek isimler.
Bir taraftan ekim ayında İstanbul’da yabancıların sivri çatısından dolayı ‘Sinan Erdem DOME’ (Kubbesinde) diye tanımaladıkları Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki son WTA Kadınlar Şampiyonası, diğer taraftan eylül ayında geleneksel TED OPEN ve ardından altıncı kez düzenlenecek İZMİR CUP Challenger turnuvaları.. Ve tabii ki haftaya ana tablo ile New York’taki ulusal tenis merkezi Flushing Meadow’da başlayacak olan 132. Amerika Açık Grand Slam’i, tenis severlerin gündemini oluşturacak.
Seneye ise WTA turnuvasının yerine yine İSTANBUL CUP kadınlar turnuvası uluslararası takvimde şimdiden yerini aldı. Bugün ülkemizde ulusal ve uluslararası olmak üzere beşyüze yakın turnuva oynanıyor. Bunların da takribi bütçesi (WTA hariç) 2.5-3 milyon dolara ulaşmakta.
TENİS DERGİSİ
Tenis haberlerini, bilgi aktarımlarını, yorumları ve hatta tenis geyiklerini birçok tenis paylaşım sitelerinde takip edebiliyoruz. Tenis Federasyonu’nun web sayfası da önemli bir kaynak teşkil ediyor. Bazı kulüp dergileri ve halen yetersiz olan gazete sayfaları da tenise az da olsa yer veriyorlar. Bunların içinde istikrâlı ve sürekli kendisini geliştiren bir dergi var: Tenis Dünyası. Sadece tek bir branşta, aylık, içeriği bol, bilgilendirici ve kaliteli dergi yayınlamanın zorlukları büyüktür. Bütün bu güçlüklere rağmen 55. sayısına ulaşan Tenis Dünyası dergisi artık Türkiye’nin tek tenis dergisi haline geldi. Bundan dolayı Bülent Gürkan ve ekibini kutluyorum.
AMERİKA AÇIK’TA ÜÇ TÜRK
Amerika Açık elemelerine erkeklerde sürekli oyununu geliştirmeye çalışan Marsel İlhan, kadınlarda kariyerin en yüksek sıralamasına (139) ulaşan Çağla Büyükakçay ve sesiz sedasız bu sezon her turnuvada daha iyi oynamaya başlayan Pemra Özgen(226) katıldılar. İki kadın oyucumuz da ilk turu geçtiler. Marsel ise ilk turda elendi. Pemra ile Çağla’nın maçları bu akşam saat 19:00 dan sonra sonuçlanır... Amerika Açık’ta da spor ve siyaset birbirine karıştı!. Uluslararası kokartlı İranlı tenis hakemi Adel Borghai’nin Amerika Açık’a yapmış olduğu hakemlik başvurusu turnuva yönetimi tarafından yazılı olarak onaylanmıştı. Bunu üzerine Adel, gereken tüm seyahat ve vize işlemlerini tamamlayarak önce Avrupa’da bazı turnuvalarda görev alıp ardından New York’a gidecekti. Ancak kendisine son anda ulaşan maille şoke oldu!. Yazının içeriği şöyle: “Amerika hükümetinin İran’a karşı almış olduğu siyasi tedbirlerden dolayı bu seneki Amerika Açık turnuvasında görev alamayacağınızı üzülerek bildirmek isteriz.”
Sharapova, zihinsel olarak bu finali kazanmayı çok arzuladı. Bunun için de elinden geleni yaptı. Ancak şu bir gerçek ki 31 yaşındaki Serena Williams, Rus rakibinden daha üstün bir tenisçi...
Dünkü final maçını Sharapova kazansaydı da, Serena ondan daha iyi bir oyuncu olacaktı. Sharapova toprak zeminde oynayabileceği en iyi oyunu oynadı. Vuruşlarını çok geliştirdi. Fakat hala gerçek bir toprak oyuncusu değil... Henüz toprakta kayma tekniğini ve alternatif vuruşlarını tatbik edemiyor.
Hatalarını azalttı
SHARAPOVA’nın dünkü finaldeki oyun taktiği ise şu şekildeydi; Öncelikle Serena’nın daha zayıf olduğu forehand tarafına topları yönlendirmek... Ayrıca topları kortun ortasına çok süratli vurarak Williams’ın daha güçlü olduğu backhand’leriyle açılara vurmasını engellemekti.
Sharapova zaman zaman başarılı oldu. Ancak rakibi dünyanın en iyisi Serena idi. 16. Grand Slam’ini kazanan Serena çok kısa sürede rüzgara rağmen forehand hatalarını toplara daha erken vurarak azalttı. Ve aynı zamanda Sharapova’yı kortun bir ucundan öbür ucuna koşturdu.
Federer’in dışında ilk dört seri başı Djokovic, Nadal, Ferrer yarı finalde. Kareyi Federer’e set dahi vermeden yenen Tsonga bozdu. Fransız tenisçi, rakiplerin backhand tarafına attığı süratli ve falsolu servislerin topları yere sıçradığı anda 1,65 metreye yükselebiliyor. Bu da rakiplerin servis karşılamada zorlanmasına neden oluyor.
28 yaşındaki Tsonga’nin diğer bir özelliği de, sahasının nerede ise yüzde sekseninde süratli ve etkili forehand vuruşlarını kullanarak rakiplerine baskı uygulaması. Ev sahibi Fransa adına oynayan Tsonga’nin diğer önemli avantajı coşkulu seyirci desteği. Fransız karşısında işi hayli zor olan Ferrer’in tek şansı Tsonga’nın gününde olmaması. Diğer eşleşmede toprak kort kralı Nadal ile 1 numara Djokovic arasında erken final niteliğinde bir maç oynanacak.
Çığlıkların galibi Sharapova
Sharapova, Azarenka karşısında 1. settte olağan üstü oynadı. Derin vurduğu toplar ve odaklanması Azarenka’yı çaresiz bıraktı. 2. setin başında Azarenka maça asıldı. Sharapova ise 1. sette adeta uzaylı gibi oynadığı tenisi devam ettirmeye çalıştı, ancak basit hataları ritmini bozdu. Azarenka da bu düşüşü lehine çevirerek 2. sette üsütünlüğü yakaladı. 3. seti Sharapova basit hatalarına (39 hata) rağmen kazandı. Saharapova’nın finaldeki rakibi kariyerin en iyi tenisini oynayan Serena.
Kil kaplı zeminde topun oyunda kalma süresi sert zemin veya çim sahadaki gibi kısa sürmüyor. Maçtan sonra duş altında kırmızı tozun bedenin her yerine nasıl yapıştığını fark ediyorsun. Her puan için sabırla rakibi hataya zorlayacaksın. Bu da istikrar, güç, odaklama ve kondisyon gerektiriyor.
Dünya 1 numarası Djokovic Monte Carlo Masters finalinde toprak sahaların kralı Nadal’ı yenmişti. Fransa Açık öncesi basın toplantısında Djokovic, “Şampiyon olabilir misiniz” sorusunu “İlk tur maçımla ilgili soru sorun. Oynamadığım maçlar hakkında yorum yapıp, olası rakiplerimi küçümsüyormuşum algısı yaratmam” diye yanıtladı. Gerçek bir şampiyondan profesyonel bir açıklama...
FERRER ŞAŞIRTABİLİR
DJOKOVIC‘in ilk turdaki rakibi Goffin, toprak zeminde nasıl oynanması gerektiğini biliyor. Zirvenin değişmeyen dörtlüsünden Djokovic, Federer ve Nadal seri başları olarak turnuvaya katılırken, Murray belindeki sakatlığından dolayı çekildi. Onun yerine toprağın başbelası David Ferrer yarı finalde Federer ile final için mücadele edebilir.
Nadal ise muhtemelen, yarı finalde Djokovic ile karşılaşır. Erkeklerde belki de en önemli olay Djokovic‘in, sakatlanmadan 1 numaralı toprak kort turnuvasını kazanması olur.
Kadınlarda ise Serena Williams kortların tek hakimi gözükse de 2002’den bu yana Paris’te şampiyon olamadı. İki numara Maria Sharapova adeta Rus ruleti gibi, ne yapacağı, nasıl oynayacağı belli olmuyor. Efsane tenisçi Martina Navratilova gibi 33 yaşında olmasına rağmen toprak kortlarda herkesi yenebilecek İtalyan Francesca Schiavone, favori tenisçilerin hesaplarını alt üst edebilir. Ev sahibi Fransa ise beş toprak kort turnuvasında final oynayan 23 yaşındaki Alize Cornet ile ses getirecekleri düşüncesinde...