Vali Musa Çolak ve Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın ağzından, trenimizin "birlik ve beraberliğin karıldığı proje" olduğunu duymak sevindiriciydi. Osmanlı’nın kuruluşu açısından önemli bir yere sahip olduğu için tarih ve kültüre önem veren Bilecik, aynı zamanda bir sanayi şehri olmakla da övünüyor. Ama biz yine 160 fabrikası, 30 bin istihdamı, 1,5 milyar dolarlık ihracatının yanında, insan hakları ve şiddet konusunda neler yaptıklarını merak ediyoruz. Cevaplar hiç kötü değil: Polislerinin önemli bir kısmının Birleşmiş Milletler’in kadına yönelik şiddetle ilgili eğitimini aldığı; Uçan Süpürge kadın örgütünün sinema salonlarında seminerler verdiği; Uluslararası Tiyatro Festivali’nin beşincisini düzenleyen; Bilecikli kadınların kurduğu Çalışkan Karıncalar Derneği’nin her türlü eğitim faaliyetini yürüttüğü bir şehir Bilecik.
Bir iki de talebi var: Mesela Kızılay, kampına gönderdiği çocuklara TCDD’den ücretsiz ulaşım istiyor. Seramik Sanatçısı Ethem Düzkan ise Atatürk yakın tarihte önemli bir yere sahip "Bilecik Mülakatı"nın yapıldığı istasyona 1923’te geldiğinde çekilen fotoğrafı bir rölyefe yansıtabilmek için sponsor arıyor. Bu arada bu önemli istasyon da epeyce bir bakım istiyor. Biz elçiyiz...
Bu sese kulak verin
Bir gün önceye dönmek istiyorum şimdi: Hürriyet Treni’nin her gittiği yerde farklı -ya da belki çok benzer- hikayelere ulaştığını biliyorsunuz. Onlardan biri önceki gün Kütahya Garı’nda yaşandı. Aile içi şiddetin, koca ve baba tecavüzünün ayırdığı anne ve kızı, uzun bir aradan sonra garda, Akbank Çocuk Tiyatrosu’nu seyrederken karşılaştı.
Anne N.K. az sonra konferans vagonunda gözyaşlarına boğularak anlatıyordu hikayesini. 15 yıl önce çok severek evlendiği kocasının şiddetine uğruyor uzun yıllar. Özellikle, bugün biri 14, biri 11 yaşında olan iki kızları doğduktan sonra... Eşinin sarhoş olup kendisini eve getirdiği adamlara pazarlamaya çalışmasına ilk itiraz edip ailesinin yanına döndüğünde, "yerin kocanın yanıdır" cevabı alan binlerce kadından biri olmuş. Bir işi, gelir de olmadığı için, üstelik iki kızını da düşünerek katlanmaya çalışmış. Taa ki, kocası bir gün "Büyük kızı da al, bu gece 600 bin lira getirin" diyene kadar. Büyük kız, dediği o sırada 13 yaşında!
Çocukları alıp yeniden baba evine dönmüş. Bu kez torunlarının başına gelebilecekleri anlatarak, zorla ikna etmiş ailesini. Ancak durumdan habersiz olarak babasının "Kameralı telefon alacağım" vaadine kanan "büyük" kız, babasına kaçmış. Kocasının kendi kızına tecavüz edip, aynı gece başkasına pazarlamaya kalktığını anlatırken N.K’nın gözyaşları sel oluyor. İmdat telefonu üzerine jandarmanın kan revan içinde bulduğu küçük kız ve ondan daha küçük kız kardeşi şimdi Çocuk Esirgeme Kurumu’nun koruması altında. Baba tutuklu.
Belli ki kurum, çocukların oryantasyonu nedeniyle anneyi pek karşı karşıya getirmek
istemiyor. Ya da geçmişte fuhuşa zorlanmış olması, N.K. için yeni bir "ceza" anlamına geliyor, onu bilemiyoruz. Bildiğimiz N.K.’nın uzun bir aradan sonra kızını Hürriyet Hakkımızdır Treni etkinliklerinde görüp, gözyaşlarına boğulmuş olması.
Üç ayda 200 YTL
Üstelik hem anne, hem kızlar için işlemedikleri suçların cezaları bitmiyor. Anne, bir tekstil firmasında (adı bende saklı), sıkı durun, "üç ayda 200 YTL’ye" çalışıyor. Asgari ücretin kaçta kaçı olduğunu ben hesaplayamadım. Kirası 90 YTL olan bir evde oturuyor. Dolayısıyla yakın bir gelecekte çocuklarını yanına alması mümkün değil. Kızların büyüğü ise, başka bir şehirde bir liseyi kazanmasına rağmen, gidemiyor. Aslında, başına gelenler sürekli yüzüne vurulduğu için okumak da istemiyor.
Burası sözün bittiği yer. Şimdi top, Türkiye’de kızların da okula gitmesi için çalışanlarda... "Bizim şiddetle ilgili çalışmalarımız var ama başvuran yok, şiddete çok rastlamıyoruz kentimizde" diyen yerel yöneticilerde... N.K. ve kızlarına en azından bir vatandaş olarak el uzatmak isteyenlerde...
Doğum Günü Hürriyet’i
Toplantı vagonunda Hürriyet Kurumsal İletişim Müdürü Evrim Sümer, Bilecik Valisi Musa Çolak ve Belediye Başkanı Selim Yağcı’ya doğdukları gün yayımlanmış olan Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasının bilgisayar çıktısını verdi. (Fotoğraf: Ülkühan ZEKİOĞLU)
Bugün Adapazarı Garı’ndayız
10.00 ve 13.30 Uluslararası Af Örgütü atölye çalışmaları
11.30 Aile İçi Şiddete Son Semineri
11.00 Akbank Çocuk Tiyatrosu Masal Masal İçinde oyunu
Gün boyu Hürriyet Hakkımızdır ve Demiryolu sergileri